Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

Sivas’ta, 20 yıl önceydi!..

ÖNDER Haber - Sivas katliamının 20’nci yılında dün, ilçemizde önce CHP Milas İlçe Gençlik Kolları, ardından da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Milas Şubesi tarafından anma-kınama açıklamaları yapıldı

Sivas’ta, 20 yıl önceydi!..
ÖNDER Haber - Sivas katliamının 20’nci yılında dün, ilçemizde önce CHP Milas İlçe Gençlik Kolları, ardından da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Milas Şubesi tarafından anma-kınama açıklamaları yapıldı.   "35 canımızın Madımak’ta yakılarak katledişinin üzerinden 20 yıl geçti.. Sivas Katliamının 20’nci yılı dolayısıyla CHP Milas İlçe Gençlik Kolları tarafından dün saat 12.30’da parti binasında basın açıklaması düzenlendi. CHP Milas İlçe Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Funda Kocabaş tarafından okunan açıklamada şu görüşlere yer verildi. "Pir Sultan’ı Sivas’ta anmak için Sivas’a giden aydın, yazar, şair, ozan ve semahçılardan oluşan 35 canımızın Madımak’ta yakılarak katledişinin üzerinden 20 yıl geçti. Yangından 105 canımız da yaralı olarak kurtuldu. Bundan 20 yıl önce Sivas’ta gerici, şeriatçı ve faşist bir ayaklanmanın provası yapıldı. Yazılmış olan senaryo, sekiz saat boyunca devletin ve güvenlik güçlerinin seyirci olduğu bir tiyatroda sahnelendi. Şeriatçı, gerici, faşist ayaklanma, her ne kadar Pir Sultan etkinliklerinde sahnelenmiş ve 35 canımız şehit edilmişse de ayaklanmanın amacı demokrasiyi yok etmek ve özgürlüklerimizi yok ederek, antidemokratik yönetimlerin ülkemizdeki egemenliğini pekiştirmeyi sağlamaktır. Nitekim daha sonra katliam sanıklarını koruyan ve savunanlar bu ülkede milletvekili olmuş, bakan olmuş, iktidar olmuşladır. Ama demokrasi güçleri de demokrasi mücadelesini el ele tutuşarak dirençle sürdürmeye devam etmişler ve devam ettirmektedirler. Demokrasi güçleri olarak nasıl halkımızın özgürlüğünü savunuyorsak, komşu Irak halkının, Filistin halkının da özgürlük ve bağımsızlıklarını savunuyoruz. Ilımlı İslam ve Büyük Ortadoğu Projesinin gündemde olduğu Ebu Garib Cezaevinde olup bitenlerin gün ışığına çıktığı, Bağdat’ta yaşayanların çığlıklarının kulaklarımızı inlettiği ülkemizde ise Ulucanlar, Diyarbakır, Silivri cezaevlerinde insanlık dışı olayların cereyan ettiği günümüzde toplumsal barışı sağlamak ve kalıcı kılmak yerine inkârda ısrar edilmektedir. Sorunun demokrasi sınırları içerisinde halkların kardeşliği temelinde çözümünü diliyoruz." "Tek çare demokrasi ve eşit yurttaşlık mücadelesini yükseltmektir… Dün ayrıca PSAKD Milas Şubesi tarafından da önce bir basın açıklaması ve ardından anma etkinliği gerçekleştirildi. Saat 19’da Atatürk Anıtı önündeki basın açıklamasında, PSAKD Milas Şube Yöneticisi Hüseyin Cem Kaya tarafından okunan açıklama metninde şu ifadelere yer verildi.. "2013 Yılı Madımak Katliamının 20. yılıdır. Madımak 20 yıldır yanıyor. Yirmi yıldır Alevilerin canı, teni, inancı, kültürü, maddi ve manevi varlığı yanmaya devam ediyor. Aslında bu yangın, yüzlerce yıllık bir yangındır. Madımak katliamı yüzlerce yıldır egemen güçler tarafından yapılan Alevi katliamlarının toplamı niteliğindedir. Cumhuriyet tarihinde Koçgiri ile başlayan, Dersim’le devam eden Maraş, Malatya, Sivas (4 Eylül 1978), Çorum, Gazi katliamlarının toplamı Madımak'tır. 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak’ta çocuğumuz, gencimiz, kadınımız, yaşlımız katledilmiştir. Madımak’ta sazımız, sözümüz, özümüz, deyişimiz, semahımız, romanımız, sanatımız… Kültürel, inançsal değerlerimiz katledilmiştir. Bu katliam devlet gözetiminde, denetiminde gerici, ırkçı, faşist güçler tarafından yapılmıştır. Madımak katliamının yarattığı bireysel, toplumsal travma ve bu travmaya bağlı ötekileştirme, rencide etme politikası devlet ve AKP hükümeti tarafından sürdürülüyor. Bizler Madımak katliamını unutmadık, unutturmayacağız! Madımak katliamı davası hakkında verilen ‘Zaman Aşımı Kararını’ ve bu karar hakkında Başbakanın ‘Bu karar Türkiye’ye hayırlı uğurlu olsun!’ demesini de unutmadık. Başbakanın ‘Cemevi cümbüş evi!’ diyerek cemevini yıkmak için dozerle sefer etmesini, cemevine ‘Ucube’ demesini, katil fetvacı ‘Ebu Suud’ hakkında hem de Çorum’da övgü dolu sözler sarf etmesini unutmadık. Başbakan ve devlet bürokrasisi inkar, nefret ve şiddet politikasına inadına devam ediyor. 3. Boğaz köprüsüne ‘Yavuz’ adı verilmiş olması bunun en açık göstergesidir. Bugün Alevilere dönük fiili katliam sona ermiş gibi görünse de, özellikle Başbakanın kullandığı inkar, nefret, şiddet dili ile Aleviliğe ve Alevilere dönük tehdit devam ediyor. Bu kadar da değil! Alevilerin yaşadığı hemen her kentte ve mahallede Alevilerin kapıları işaretlendi. Bu işaretlemelere ilişkin hiçbir kişi hakkında soruşturma açılmadı, bir tek kişi gözaltına alınmadı. Şimdi tam da 23 Haziran 2013 Kadıköy Mitingimiz öncesinde, hem de Madımak Katliamı öncesinde ‘2. Alevi açılımı’ gündeme geldi. Bu atraksiyon, Gezi Parkı Eylemleriyle Türkiye’de oluşan demokratik muhalefeti güdükleştirmek, Alevilerin bu eylemlere katılmasının önünü kesmek, Kadıköy Mitingimizi ve Madımak Katliamı 20. Yıl Anmasına katılımı önlemek için yapılmıştır. ‘2. Alevi Açılımı’ AKP’nin devşirme ‘Alevileri’ kullanarak AKP Aleviliği yaratma projesidir. ‘2. Alevi Açılımı’ ile AKP’liler tarafından dile getirilenlere bakacak olursak, dön dolaş aynı kapıya çıkan oyundan ibarettir. Sizlere AKP hükümetinin tutarsızlığını, samimiyetsizliğini ispatlayan birkaç güncel örnek vereyim. İstanbul Pendik şubemize gece yarısı biri polis iki kişi geldi. Pendik cemevimizde bulunan arkadaşlarımıza ‘Sizi kesmek gerek!’ diye tehditte bulundu. Savcı bu polisi ve yanındaki kişiyi serbest bıraktı. Yapılan ‘Yargılama’ sonucunda hakim efendi polis ve diğer saldırgan hakkında ‘beraat’ kararı verdi. Sürgü’de yaşananları basın ve kamuoyu yakından takip etti. Akıllara durgunluk verecek şekilde bilgisayarda kayıtlı olan sanıkların itiraf içeren ifade tutanakları ‘kayboldu’! Ve saldırıya uğrayan canlarımız hakkında akıl almaz davalar açıldı!  Alevi genç Ethem Sarısülük canımızın katili olan polis dünyanın gözü önünde yargı tarafından serbest bırakıldı. Dersim’de 1937/38’den kalma mağaralar dolusu kemik, devletin 90 yıllık resmidir. Dersim’de Alevilerin kutsal mekanı Gola Çeto yargı kararıyla yok ediliyor!...  Bu somut veriler ışığında Aleviler olarak ‘Yaşamımız dahil her şeyimiz tehdit ve tehlike altındadır’ desek abartmış olmayız. Demokrasi, toplumsal barış, eşit yurttaşlık, özgürlük ve adalet mücadelesi veren aydın, yazar, sanatçı, dernek, kurum, partiler ve Aleviler bilmelidir ki, bu kuşatmaya karşı tek çare demokrasi ve eşit yurttaşlık mücadelesini yükseltmektir. Alevi toplumu ve Alevi Kurumları olarak taleplerimiz açık ve nettir. Burası talepleri sıralamanın yeri değil. Ancak Türkiye ve Dünya Demokratik kamuoyunun üzerinde mutabık olduğu bir talebimizi ifade edelim. Ey AKP Hükümeti yetkilileri ve Başbakan, Alevi toplumunun taleplerini demokrasi, hukuk ve adalet bağlamında tanımanızın ve kabul etmenizin ilk ve en önemli ölçütü, Madımak Otelini Utanç Müzesi yapmaktır.. Bu duygu ve düşüncelerle; inancı, kimliği, kültürü, dili ne olursa olsun ‘Madımak Katliamı İnsanlığa Karşı İşlenmiş Bir Suçtur! Zaman Aşımı Kararını Tanımıyorum! Madımak Halâ Yanıyor! Madımak Utanç Müzesi Olmalıdır!’ diyoruz.."   Anma Gecesi.. PSAKD Milas Şubesi tarafından düzenlenen ve Milas belediyesi ile Milas Emek ve Demokrasi Platformu tarafından desteklendiği belirtilen Atatürk Kültür Merkezi Açıkhava Sahnesindeki anma etkinliği, saat 21’de başladı.. Gazetemizin yayına hazır hale geldiği saatlerde, şiirlerle, türkülerle bezeli anma gecesi etkinliği sürüyordu.. "Yıl 1993, Yer Sivas.. Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, 2 Temmuz 1993’de Sivas Madımak Otelinde yaşanan katliamın 20’nci yıldönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayınladı. Türkiye’yi, rengarenk farklı çiçeklerin bir arada yaşadığı bir bahçeye benzeten Başkan Gürün; "75 milyonu geçen nüfusuyla, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde farklı dillerin, dinlerin, düşüncelerin özgürce filizlendiği rengarenk bir bahçeyiz. Özgür ve kardeşçe yaşanılan bu topraklarda, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta, Madımak Otelinde yaşanan insanlık dışı olayın üzerinden yirmi yıl geçmiştir. 33’ü yazar, ozan, aydın, 37 vatandaşımızın Pir Sultan Abdal’ı anma etkinlikleri için geldikleri Sivas Madımak Otelinde hunharca katledilmeleri, ülkemiz için kara bir leke olarak tarih sayfalarına geçmiştir. Üzerinden yirmi yıl gibi bir süre geçmesine rağmen suçluların cezalandırılmaması, olayın vicdanları yakan bir başka boyutudur. Yaşadığımız bu güzelim coğrafyada, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde özgür ve kardeşçe yaşayan herkesin, Sivas’ta yaşanan insanlık suçundan ders alması gerekir. Sivas’ta susturulan aydınlarımızı, ozanlarımızı, düşünce insanlarını rahmetle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum" dedi.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
siteacilis