“TBMM Boşanma Komisyonu raporunu kabul etmiyoruz!”

ÖNDER Haber -

“TBMM Boşanma Komisyonu raporunu kabul etmiyoruz!”

Muğla Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, “TBMM Boşanma Komisyonu raporunu kabul etmiyoruz!” denildi.

Kadın mücadelesinin kadın ve çocuk haklarına yönelik kazanımlarının, bir tören salonunda düzenlenen etkinlikle tek kalemde silinmeye çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada daha sonra şu görüşlere yer verildi:

479 sayfalık raporda, “Aile kurumunun bütünlüğünün korunmasına ve çözüm üretme kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik” sözde tespit ve öneriler sunmakta, bu yolla

Kadınların Türk Medeni Kanunu, 6284 sayılı Kadın ve Aileyi Şiddetten Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanununda elde ettiği birçok kazanılmış hakkın geri alınması yönünde hükümler taşıyan Komisyon Raporu, birçok yönüyle CEDAW ve İstanbul Sözleşmelerine aykırı düzenlemeler içermektedir.

Hak kayıpları ve siyası iktidarın dayatma programı kısa başlıklar altında sıralanacak olursa:

*Çocukların, istismarcılarıyla/tecavüzcüleriyle evlendirilmesi; çocuk evliliğinin teşviki; Eğer istismarı gerçekleştiren de 15 yaşın altında olursa istismar suç olmaktan çıkarılıyor; bu şekilde ailelerin 15 yaş altı çocuklarını (şimdilik resmi nikahla olmasa bile) fiilen “Çocuk evlendirmeleri”nin yolu açılıyor.

*Boşanma ve kadına karşı şiddet “özel alan” kabul edilerek devletin sorumluluk alanı dışına çıkarılmaya çalışılıyor, aile hukukuna ilişkin tüm davalarda duruşmaların gizli yapılması yönünde mevzuatta düzenleme yapılması öneriliyor; bu şekilde kadınları yalnızlaştırma ve zorunlu arabuluculuğa giden yolu açma tehlikesi doğuyor.

*Şiddete maruz kalan kadınların kolluk kuvvetlerine başvurabilmesi için, mesai saatleri dışında ve resmi tatil günlerinde ve ancak kolluk amirinin görevli olması” önkoşulu getiriliyor; bu şekilde karakolların kapıları mesai saatleri içerisinde şiddete maruz kalan kadınlara kapatılıyor.

*Şiddete karşı koruma kararları için delil veya belge aranması, tedbir süresinin kısaltılması,

*Kadının nafaka hakkının süreye bağlanması,

*Mal paylaşımında dava açma süresinin kısaltılması,

*Eşin ölümünde, kadının mal rejiminden kaynaklı % 50 payının verilmemesine yönelik girişimler,

*Aileye yönelik psikolojik rehberlik ve danışmanlık hizmetinin dini temele oturtulmaya çalışılması.

Bütün bu örnekler, devletin, uluslararası ve mevzuat ile kadın ve çocukları koruma altına alma görevini hiçleştirmeye yönelik adımlar atarak, gerek hukuka aykırı, gerekse yaşam hakkı garantisini ihlal etme yönünde hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olarak, hızla adım attığının göstergesidir.

Bu rapor önerilerinin hayata geçirilmesi halinde, kadınların toplum içindeki, eşit hak ve özgürlükleri ellerinden alınacak, Türkiye ortaçağ karanlığına sürüklenecektir.

Bu rapor, Türkiye Cumhuriyeti’nin imzacısı olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve diğer uluslararası, ulusal düzenlemeleri hayata geçirmek yerine, erkek şiddetini alenen devlet destekli ve şeriat kurallarına uygun hale getirme çabalarından farklı bir tutum içermemektedir.

TBMM Boşanma Komisyonunun raporunu kabul etmiyoruz. Uluslararası ve ulusal hak temelli mevzuat hükümleri çerçevesinde bu komisyon çalışmalarının “gerçek” anlamda bu alanda çalışan kurum, kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile, katılımcıların görüş ve önerilerinin dikkate alınarak yenilenmesini, ayrıca “toplumsal cinsiyet eşitliği” benimsenmek şartı ile yeni düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz.

Komisyon raporu ve önerilerin yasallaşmaması için sürecin takipçisi olup gerekli hukuki yollara başvuracağımızı kamuoyuna bildiririz.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık