ÖNDER Haber -
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Milas Şubesi tarafından, dernek binası önünde yapılan basın açıklamasında, AKP iktidarının kadınlar ve üniversite öğrencileri üzerindeki baskıcı siyaseti eleştirildi…
CKD Milas Şubesi tarafından dün saat 12.30’da Arastapark’ta bulunan dernek binası önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. AKP iktidarının kadınlar ve gençler üzerindeki baskıcı siyasetinin eleştirildiği açıklama dernek başkanı Gülden Sökelioğlu tarafından okundu.
Türk kadınlarının, "namusuna ve bedenine dil uzatan AKP iktidarına ve başbakanına ‘yeter artık’ diyerek, kadın bedeni üzerinden siyaset yaparak Türkiye’nin rejimini Cumhuriyetten şeriata dönüştürmek isteyenlere dur diyeceği"nin vurgulandığı açıklama şöyle..
"AKP iktidarı kızlarımız ve kadınlarımıza yönelik sözlü ve fiili saldırılarla hep kadın üzerinden siyaset yapmakta; sürekli mağdur rolü oynayıp toplumumuzu muhafazakârlığa doğru yöneltmektedir. Yıllarca türban üzerinden mağdur rolünü oynadı ve sonunda türban kamuda ve mecliste serbestlik kazandı. Şeriat devletini getirmek adına, kadına kürtaj yasağı, kaç çocuk doğuracağı, çalışan ve doğum yapan kadına ücretli izin olayı, üç çocuk doğuran çalışan kadına erken emeklilik hakkı getirilmesi, lise ve üniversitede okuyan kızlara evlilik izni getirilmesi, alt yapısı oluşturulmadan uygulanmaya başlanan 4+4+4 parçalı eğitim modeliyle 4 yıllık ilkokuldan sonra çocuk gelinlerin artması, toplumumuzun ruh ve beden sağlığı açısından bir tehlikedir.
Bazı okullarda kız ve erkek öğrencilerin ayrı oturtulması, merdivenlerinin ve yemek salonlarının ayrı olması başka üzücü bir olaydır.
AKP hükümeti, türban konusunda amacına ulaşınca, bu sefer "kızlı erkekli aynı evde kalıyorlar" diyerek üniversite gençliğini hedef haline getirdi. Dolayısıyla gezi direnişine destek veren gençleri ve ailelerini baskı altına alarak, onları cezalandırmak istemiştir.
Başbakan Erdoğan, kin ve nefret saçan konuşmalarıyla insanları germekte; toplumu kutuplara ayırarak, bizi biz yapan değerleri yok etmek suretiyle Türk milletini bölmeye çalışmaktadır.
Hitler Almanya’sı, Mussolini İtalya’sı ve Franko İspanya’sı gibi faşist yönetimlerde hep kadınlar hedef alındı ve kuluçka makinesi gibi görüldü. Çocuk sayısı sürekli artırıldı. Bu diktatörler tarihin çöplüğüne atıldılar ama geride bıraktıkları acıların izleri yıllarca sürdü.
Çocuk yuvalarında yetiştirme yurtlarında taciz ve tecavüze uğrayan çocuklarımız, tecavüzcüsüyle evlenmeye mecbur bırakılan töre cinayetlerine kurban giden kızlarımız, başlık parasıyla babası dedesi yaşındaki erkeklerle evlendirilen çocuk gelinlerimiz, ailesi tarafından şiddete uğrayan cinayete kurban giden bizim kadınlarımız, artık uyanma zamanı geldi geçiyor.
Kızlarımızı, kadınlarımızı aşağılayan hor gören AKP zihniyetini yok etmek için genç kızlarımız kadınlarımız ve erkeklerimiz hep birlikte mücadele etmelidir. Aksi takdirde büyük önder Atatürk’ün Türk kadınlarına sağladığı tüm haklar birer birer elinden alınacak, çalışma hayatından uzaklaştırılıp eve hapsedilecek ve nüfus artışı için çocuk makinesi olarak görülecektir.
Üniversite gençliğinin kaldığı evler terör ve fuhuş yuvası olarak nitelendirilerek, gençler ve aileleri vebal altında bırakılmakta, gençlerin oturduğu kafeler güvenlik güçleri tarafından basılmakta, kimlik tespiti yapılmakta, evler basılarak gürültü bahanesiyle para cezası verilmektedir.
Kurtuluş Savaşında erkeği ile birlikte işgale karşı savaşan, cephane yapan ve taşıyan Türk kadınlarının başarıları çoktur. Türk tarihine adını altın harflerle yazdıran Halide Edipler, Gördesli Makbuleler, Egeli Nezahat Onbaşılar, Kastamonulu Şerife Bacılar, Kağnısıyla mermi taşıyan Elif Kadınlar, Kara Fatmalar, Nene Hatunlar ve daha nicelerinin kahramanlıkları ile doludur.
Atatürk’ün bu yüce kadınlarımızla ilgili sözü çok anlamlıdır: "Dünyada hiç bir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez."
Hz. Muhammet, kadınlara verdiği değer şöyle açıklamıştır: "Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür."
Mustafa Kemal Atatürk’ün bir anısını paylaşmak istiyorum.. Atatürk, öğretmenlerle yaptığı bir toplantıda öğretmenlerin kadın erkek ayrı oturduğunu görmüş. Toplantı sonunda bu oturma şeklini organize eden zatı muhtereme herkesin içinde şunları söylemiştir: "Sizin kendinize mi güveniniz yok, Yoksa Türk kadınının iffetine mi?"
İşte Atatürk ile şimdiki devlet adamları arasındaki zihniyet farkı. Türk kızları ve kadınları, namusuna ve bedenine dil uzatan AKP iktidarına ve Başbakanına ‘yeter artık’ diyerek, kadın bedeni üzerinden siyaset yaparak Türkiye’nin rejimini Cumhuriyetten şeriata dönüştürmek isteyenlere karşı dur diyecektir."
CKD açıklamasına; CHP ve İP Milas ilçe örgütleri, CHP Milas Kadın Kolları, ADD Milas Şubesi ve TGB tarafından destek verildi.