Yurttaş takipte!

A

Yurttaş takipte!
  • 09 October 2013, Wednesday 6:36
A. Kemal KAŞKAR - 2002-2009 yılları arasında ‘yazlıkçı’ olarak ve 2009’dan itibaren bugüne kadar da ‘yıl boyu’nca Ören’de yaşayan Hidayet Yazıcı adlı yurttaş, özellikle beldede sürekli yaşamaya başladıktan sonra karşılaştığı sorunları, yazdığı dilekçeler aracılığıyla Ören Belediyesine iletiyor.   Sorunlar büyüyor, çeşitlenip birikiyor.. Sorunların bu olağan-alışılmış yol ve yöntemle çözülebilmesi umulur, beklenir elbette. Ancak öyle olmuyor. Sorunlar günden güne büyüyor, çeşitleniyor, birikiyor ve giderek ilişkilerde gerginliklere taşınıp adeta içinden çıkılmaz bir hâl alıyor ve çözüm umudundan da giderek uzaklaşılıyor... Bu durumda yurttaş, çareyi Kaymakamlık, ilgili kamu kurumları ve nihayet Valilik makamlarına dilekçeler yazarak aramaya başlıyor.   Mahkeme kararına rağmen sürüncemede.. Altyapısızlık sorunlarıyla başlayan bu süreç, uygulanmayan inşaat yasağı mevzuatı, ‘sızdıran foseptik çukurları’, binaların dış cephe renkleriyle ilgili olarak değiştirilen Belediye Meclisi kararının yarattığı mağduriyetlerin dile getirilmesi ile sürüyor da sürüyor. Bu arada yurttaş, evinin dış cephe rengiyle ilgili olarak kendisine yazılan ‘idari para cezası’ uygulaması konusunda dava açıp kazanıyor ama buna rağmen sorun yine çözülemiyor ve bu kez ilçe ve il düzeyine taşınarak diğer sorunlarla birlikte yeni yeni dilekçelerle dile-gündeme getirilerek takip edilmeye çalışılıyor halâ..   "Ören’de yaşamak!.. "Ören’de yaşamak çok güzel. Ören çok güzel bir yer ama Ören’de yaşamak bir başka yanıyla böyle bir şey" diyen Hidayet Yazıcı adlı yurttaşımız ve en son, 17 Eylül 2012, 19 Kasım 2012 ve 22 Ağustos 2013 tarihlerinde Ören Belediyesi’ne vermiş olduğu dilekçelerine, nihayet 16 Eylül 2013 tarihinde, Belediye Başkan Vekili Mehmet Türkmen imzalı yazıyla, "İlgi dilekçenize konu Beldemiz Bucak mevkiindeki yağmur suyu kanalları ile ilgili her kış mevsimi öncesi olduğu gibi bu kış öncesi de belediyemiz imkanları doğrultusunda çalışmalar yapılacaktır" yanıtını alınca, 1 Kasım 2013 tarihinde bu kez Kaymakamlık makamına dilekçeyle başvurup Ören Belediyesi’nden şikayetçi olduğunu belirtiyor. Evinin bulunduğu bölgede her yıl giderek artan su birikmesi-taşkın sorununa yıllardır çözüm üretilmemesine, bu konuda hiçbir girişimde bulunulup çaba gösterilmemesine  tepki gösteren Yazıcı, dilekçesine "Belediyemiz imkanları doğrultusunda" kayıtlı olarak yanıt verilmesini, "Belediyenin alt yapı alanında hizmet yükümlülüğü vardır. Yağmur mevsimine girdiğimiz şu günlerde, bu ifadeler, senelerdir olduğu gibi yine hiçbir köklü çözüm getirilmeyeceğinin işareti olarak görüp bu kez Kaymakamlık makamına başvururak çözüm istedim" dedi. Dilekçesinde, "senelerdir bu konudaki görevini ısrarla yerine getirmeyen Ören Belediyesi hakkında gerekli yasal işlemin yapılmasını" da isteyen yurttaş dilekçesinde, yapılması gerekenleri ayrıntılı bir şekilde maddeler halinde; "a. İnönü Caddesinin batısındaki ve genellikle tarım arazisi niteliğindeki kesimlerin yağmur suyunun bu tarafa verilmesinin İnönü Caddesindeki büzlerin iptal edilerek önlenmesi, b. Köyden itibaren, İnönü Caddesi vasıtası ile gelen yağmur sularının Güzelevler Sitesi karşısındaki boş imar adalarına, dolayısıyla zaten yetersiz olan açık kanallara verilmesinin önlenmesi, c. Mevcut açık kanallar ile büz-menfez gibi yapıların bakım ve temizliğinin yapılmasının sağlanması" diye sıraladıktan sonra, şu genel değerlendirme ve dilekle, dilekçesini sona erdirmiş:   "Belediye imkanları" ölçüsü sorunun çözülmeyeceği anlamına -mı- geliyor? "Ören Belediyesi’nin bu tür kesin çözümleri senelerdir yapmadığı, son yazıları ile de halen yapmayacakları ortadadır. 2011 yılından bu yana, çeşitli konularda Ören Belediyesi’ne yazılı müracaatlarıma verilen bütün cevabi yazılar Başkan Vekili tarafından imzalıdır. Başkan Vekilliğine bu kadar vekil ücreti ödeyebilen bir Belediyenin, "Belediye imkanları ölçüsü" gibi Kısıtlı imkan imasını ortaya koyması objektif ve etik bir yaklaşım olamaz kanaatindeyim. Bu nedenle; Durumun makamlarınızca da incelenip değerlendirilmesi ve bu kış mevsiminde de aynı durumlarla karşı karşıya bırakılmamam için acilen gereğinin yapılmasının sağlanması.."   Umut-Umutsuzluk.. Bu son dilekçesinin sonucunu bekliyor şimdilerde Sayın Yazıcı.. Pek umutlu olmadığını seziyorum görüşmelerimiz sırasında... Ama bu konuya, yani ‘umutluluk-umutsuzluk’ konusuna hiç girmediğimiz görüşmelerimiz sırasında söylediğim iki şey var kendisine: İlki, yaptığının doğru ve örnek bir kentli tutumu olduğu ikincisi ise: ‘Hayırlısı..’ İkisini de yineleyip noktayı koyuyorum.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık