A. Kemal KAŞKAR -
29 Aralık Pazar günü ilçemizde yapılan "Bağımsızlık, Emek ve Demokrasi için Özelleştirmeye Hayır" mitingine katılmak için ilçemize gelen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, "Zafer, direnen emekçinin olacaktır" dedi.
Miting öncesinde kendisiyle görüştüğümüz DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Temmuz 2004’te Kamu Yönetimi Temel Kanunu çıktığından beri ülkemizde devlet işletmelerinin büyük bölümünün özelleştirildiğini, bunun yanısıra taşeronlaşmanın yaygınlaştırıldığını, iş güvencesiz, sigortasız, sendikasız, asgari ücrete mahkum bir kölelik düzeni kurulduğunu belirterek; "En son, Milas ve Yatağan’da santralların ve madenlerin özelleştirilme sürecinin başlatılmasına karşı maden ve enerji işçilerinin destansı direnişine omuz vermek için bugün Milas’tayız. Taşeron Cumhuriyeti’ni başlarına yıkmak için, asgari ücret sefaletine son demek için, güvencesizliğe mahkum olmamak için, haklarımızı söke söke almak için meydanları, sokakları boş bırakmıyoruz, bırakmayacağız!" dedi.
Özelleştirmenin işsizlik, güvencesizlik, sendika düşmanlığı, yağma, talan ve hırsızlık olduğunu söyleyen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha önceden TEKEL’de, Şeker fabrikalarında, Sümerbank’ta, SEKA’da gördük. Özelleştirme süreçlerinde yüzbinlerce işçi; işsiz, iş güvencesiz ve sendikasız bırakıldı. Ama daha da önemlisi bu ülkede emeğin yarattığı tüm değerler leş kargalarına peşkeş çekildi. Ama artık bu yağma ve sömürü düzeninin sonuna geliyoruz. Haziran’da yağma düzeni sallandı. Sonbaharda kıdem tazminatının gasp edilmesine izin verilmedi. Bugün ise halkımız, ülkemizin dört bir yanında hırsızların yakasına yapışıyor. İşçiler, emekçiler, ayakkabı kutularından çıkan milyonlarca doların, kendi emeklerinden, alınterlerinden çalındığını biliyor ve hesap soruyor. Bugün de Milas’ta, özelleştirme talanına karşı Milaslılarla, Muğla halkıyla, işçisi, emekçisi, çiftçisi, esnafı, genci, kadını, yaşlısıyla hep birlikte direniyoruz. Madenlerimizin ve termik santrallarımızın özelleştirilmesine karşı direnen işçiler, sendikalı, sigortalı, iş güvenceli, taşeron düzeninin kölelik ücretlerine mahkum olmayan bir gelecek için direniyor. Bu direniş, emeğimizi, sendikalarımızı, kazanılmış haklarımızı, geleceğimizi leş kargalarına yedirmemek içindir."
Görüşmemizde, işçi sınıfının kıdem tazminatı direnişine de değinen Beko, ‘fona devir’ adı altında, işçilerin kazanılmış haklarını gasp etme girişimi karşısında herkesin susacağını düşünenlerin yanıldıklarını belirterek, "Onbinlerce #Direnİşçi, kıdem tazminatını teslim edip köle olmaktansa, çocuğunun emanetinin yağmalanmasına göz yummaktansa sonuna kadar kavgaya hazır olduğunu gösterdi. Onların tüm hesaplarını bozduk. İşçiyi işçiye kırdırarak, daha ucuza köle gibi çalıştırma hedeflerini yok ettik. ‘Daha ucuz ve daha esnek çalışma’yı öneren her türlü teklifi reddettik" dedi ve sözlerini, Milas, Yatağan, Muğla halkına selam sevgi dilekleriyle şöyle tamamladı:
"Halk ayaktadır. Bu yağma ve sömürü düzeninin sahiplerinin geleceği yoktur. Milas ve Yatağan işçisi, Milas ve Yatağan halkı, geleceğini kendi elleriyle kuracaktır. Bu mücadeleyi kimse durduramayacaktır. Çünkü bizler şunu çok iyi biliyoruz ki, direndiğimiz her gün, her saat, bu yağma düzenine darbedir. Ve artık zafer, çok yakında, direnen emekçinin olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle Milas halkının yeni yılını kutluyorum.."