17 Ağustos Depremi’nin 19’uncu yıldönümünde İnşaat Mühendisleri Odası’ndan açıklama: “İmar Barışı, deprem önlemleriyle çelişiyor!”
ÖNDER Haber / A.Coşkun EFENDİOĞLU -

17 Ağustos 1999 depreminde, ülkemiz büyük bir felaketle karşı karşıya gelmişti. 7.4 büyüklüğündeki deprem sonucu, resmi rakamlara göre 17 bin 480 yurttaşımız ölmüş, 23 bin 781 kişi yaralanmış, 505 kişi de sakat kalmıştı.
Üzerinden 19 yıl geçen 17 Ağustos depreminin yıldönümünde, İnşaat Mühendisleri Odası Milas Temsilciliği, dün saat 11’de oda binasında bir basın toplantısı yaparak, birçok uyarılarda bulundu.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın Türkiye çapında dağıtımını yaptığı bir bilgilendirme metninin de dağıtıldığı toplantıda, İMO Milas Temsilcisi Murathan Karadeniz ve bir grup inşaat mühendisi, deprem gerçeğinden hareketle, günümüzdeki kimi uygulamaları eleştirdi ve dikkat çekmeye çalıştı.
İMO’nun uzun bilgilendirme metnini bugünden itibaren dizi belge-haber olarak sizlerle paylaşacağız.
‘İMAR BARIŞI’ DEPREM ÖNLEMLERİYLE ÇELİŞİYOR
Dünkü basın toplantısında İMO Milas Temsilcisi Murathan Karadeniz, hükümetin meslek odalarını itibarsızlaştırma ve yetkilerini daraltma yönünde yaptığı uygulamaları eleştirerek, mühendislik mesleğinin vatandaşlar nezdinde itibarının örselendiğini vurguladı.
Bunun, kendi alanlarına ilişkin olarak, inşaatların güvenli bir şekilde inşa edilmesi konusunda pek çok sıkıntıya neden olduğunu belirten Karadeniz, bunun, vatandaşların yapı güvenliği konusunda, özellikle depreme karşı farkındalık konusunda büyük bir bilinç geriliği doğurduğunu vurguladı.
Hükümetin, bir siyasi yatırım aracı olarak ortaya attığı İmar Barışı uygulamasının ise, 1999’dan beri yapılan ve vatandaşların daha güvenli konutlarda oturmalarını sağlamaya dönük atılan pek çok olumlu uygulamayı anlamsızlaştıran çok büyük bir hata olduğunu belirten Karadeniz ve basın toplantısına katılan İnşaat Mühendisleri, 17 Ağustos depreminin yıldönümünde bunları hatırlatmak gerektiğinin altını çizdiler.
Bu yasayla, her türden kaçak yapının, içinde oturulup oturulamayacağı noktasında İnşaat Mühendislerince verilebilecek sağlamlık raporları istenmeden yasallaştırıldığına dikkati çeken İnşaat Mühendisleri, 17 Ağustos depremi sonrası ortaya çıkan farkındalıkların sonucu yapılan pek çok olumlu şeyin heba edildiğini belirttiler.
Bu şekliyle ‘İmar Barışı’ yasası sonrasında, mühendislik hizmetleri alınmadan yapılan binaların ruhsatlandırılarak resmiyet kazanacağını belirten yetkililer, böylece, mühendislik hizmeti almadığı için güvenlikli olup olmadığı bilinmeyen ve çoğunluğu da güvenliksiz olan yapıların başkalarına satışlarının da mümkün hale geleceğini ve gelecekte burada oturacak olanların bunlardan haberdar olmayabileceği gerçeğine işaret ettiler.
Deprem gibi tektonik hareketlerin, yapılan siyasi yatırımları asla affetmeyeceğinin altını çizen İnşaat Mühendisleri, “Yeni bir deprem faciasına karşı önlem almak yerine, mühendislik dışı binaları vatandaşın yasal kullanımına açılan böyle bir yasa, dünyanın en geri ülkelerinde bile kabul edilemeyecek, kimseye anlatılamayacak bir durumdur” diyorlar.
Geçen yıl Milas-Bodrum bölgesinde yaşanan depremlerin, 17 Ağustos Gölcük depreminden ivme olarak 6 kat daha küçük olduğunu belirten İnşaat Mühendisleri, biraz daha yüksek ivmeli depremlere müsait bir tektonik yapıya sahip bölgemizde yaşanacak biraz daha büyük depremlerin çok büyük maddi ve manevi kayıplara neden olabileceğini belirttiler.
Milas’ta 5000’e yakın kaçak bina olduğunu, ancak bunların yıkımı ile ilgili açılan ihalelere kimsenin girmemesi nedeniyle ihalelerin atıl kaldığını ve yıkılması gereken bu binaların şimdi ‘İmar Barışı’ yasası ile yasal hale getirildiğini belirten İnşaat Mühendisleri, bu yapılırken de, İnşaat Mühendislerince yapılabilecek statik güvenlik değerlerinin olup olmadığının aranmadığını, bunun, yasanın en sakat yanı olduğunu belirtiyorlar.
Oysa, m2’leri uygun mu, başkasının ya da kamu arazisine mi yapılmış vb. gibi konularda, vatandaşlardan alınacak ücretlere ilişkin hesaplamalar aranırken, binanın güvenli olup olmadığının soruşturulmamasının akılla izah edilemeyecek bir uygulama olduğunun da altını çiziyorlar.





