Akbelen’e gidip, hukuksal destek sözü verdiler…

Ağaçların kesilmesinin Milas için tam bir doğa katliamı olacağını belirten Zafer Partisi Milas İlçe Başkanı Suat Yaşar; “Hatırlanacağı gibi daha önce de Sayın Genel Başkanımız Ümit Özdağ sizleri ziyaret etmiş ve kendisi başta olmak üzere bölgedeki tüm Zafer Partisi teşkilatlarının bölge halkının yanında olduğunu belirtmişti. Sayın genel başkanımızın vermiş olduğu sözü yerine getirmek üzere teşkilat olarak bir kez daha sizleri ziyaret ediyoruz” diyerek kısaca partinin Milas ilçe teşkilatı kuruluş çalışmalarını anlattı ve sözü İl Başkanı Ünal Yiğit’e bıraktı.
 

“HER TÜRLÜ DESTEĞİMİZ SÜRECEK”

İl Başkanı Yiğit; “Haklı mücadelenizi destekliyor ve yanınızda olduğumuzu bilmenizi isteriz. Bugün sizlerden aldığımız detaylı bilgiler ışığında hazırlayacağımız raporu, partimizin hukuk birimine gönderecek ve sizlere hukuksal desteği de sağlayacağız.

Aylardır bu bölgede bir tek ağaç kesilmesin, içerisinde yaşayan canlıların doğal yaşamı bozulmasın diye verdiğiniz mücadele gerçekten takdire şayandır. Maden yasasında yapılan son değişiklikle artık zeytinliklerimiz de ciddi bir tehlike altındadır. Yani mücadelemiz artık sadece yeşil doğayı korumak değil, aynı zamanda bölge halkının ana geçim kaynağı zeytinciliği de korumak içindir. Zafer Partisi olarak bu değişikliğin bir an önce iptal edilmesini istiyoruz. Ülkemizde yıllardır uygulanan yanlış tarım uygulamalarıyla çiftçiyi, üretici köylüyü tarlasından uzaklaştıran siyasal iktidar, bölge halkının elinde kalan son geçim kaynağı zeytini de yok etmeye çalışıyor. .. İktidarın bir an önce Türk çiftçisine gereken desteği vermesini ve yeniden üreten köylüyü tarlasıyla buluşturmasını, barıştırmasını istiyoruz. Çünkü Türk çiftçisi ekip biçmekten vazgeçti, tarlasına küstü” diyerek maden yasasındaki bu değişikliğin bölge halkı için bir yıkım olduğunu söyledi.

“TÜRK MİLLETİ, MİLLİ VE YERLİ OLMAYI BİZİMLE YENİDEN TANIŞACAK”

Zafer Partisi Milas İlçe Başkanı Suat Yaşar ise bölge halkı ile yaptığı sohbette,AKP’nin ‘yerli ve milli’ söylemlerine atıfta bulunarak; “20 yıldır milli ve yerli olduklarını söyleyenlerin bugüne kadar icraatlarında ne yazık ki bu söylemin uzağında olduklarını gördük. Üretimden, üretmekten yana olmayan bu iktidar, yılda üç-beş defa değiştirdikleri ekonomik modellerle ülkeyi tüketim toplumu haline dönüştürdüler. Bin yıllık geleneğimizle ilgili ne varsa bugün hepsini kaybetmiş durumdayız. Devlete, adalete, siyaset kurumuna duyulan güven her geçen gün azalırken, yaşanan ekonomik krizle baş gösteren şiddet, cinayet ve daha birçok olumsuzluk artık ülkemizde sıradan bir hale gelmiştir. Bin yıllık kadim yurdumuz, 20 yılda komşu ülkelerden borç para dilenen bir ülkeye dönüşmüştür. Cumhuriyet döneminin tüm kazanımları özelleştirme adı altında adeta yangından mal kaçırırcasına haraç-mezat satıldı” dedi.