Barolardan Akbelen Direnişi’ne destek ziyareti

Muğla, Aydın ve İzmir Baro Başkanları, Milas’ın İkizköy Mahallesi’nde kamulaştırılan alanlardaki zeytin ağaçlarının sökülmesine tepki gösterdi. Akbelen Ormanı’ndaki direniş çadırını ziyaret eden baro başkanları ve beraberindeki heyet, köylülere ve çevrecilere ‘yanınızdayız’ mesajı verdi. ‘Ölmez ağacı savunuyoruz’ pankartıyla birlikte açıklama yapan baro başkanları, açılan davaların devam ettiğini belirterek “Doğamızı korumaya devam edeceğiz.” dedi.

İlk konuşmayı gerçekleştiren Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun, “Hepimizin yuvası ve ocağı sayılan ormanlarda başlayan ve Akbelen’de tecelli etmekte olan ama ülkenin birçok yerinde farklı farklı tezahürlerini gördüğümüz ihlallerin önüne geçmek için yaptığımız güç birliği ve bugün burada bulunuşunuz nedeniyle sizlere teşekkürlerimi iletmek istiyorum.” dedi.

Geçtiğimiz yıl ormanların kesilmesiyle ilgili başlayan ve fiili direnişe dönüşen Akbelen Direnişi’ni kutlayan Uzun, “31 Mart günü zeytin ağaçlarımızın sökülmesine giden sürecin önünü açan yönetmelik, ihtiyaç duyulması ve Tarım Müdürlüğü’nden görüş ve uygunluk alınması halinde yer altındaki kömürlerin üstündeki ağaçlar sökülmesi yoluyla aldırılabileceğine işaret ediyordu. İkizköy ve Akbelen yöresi, zaten daraltılmış olan yaşam alanında bunların neden olduklarını çok iyi bilen arkadaşlarımızdan oluşuyor. İlk etkisini, ormanlarımızın yanında zeytinlik sahasının söküm çalışmalarının yaşanmasıyla gösterdi. Elbette bu sökümden önce bunun yaratabileceği etkiler konusunda hepimiz yaşanabilecekleri öngördük, davayı açarak yürütmeyi durdurmayı istedik.” dedi.

Aydın Barosu Başkanı Anıl Yetişkin ise, “Buradaki direnişi ve ağaç katliamına dur diyen tüm efe yürekli köylülerimizin, meslektaşlarımızın gönülden bu ağaçları savunacaklarının inancıyla geldim. Ölümsüz ağaç ama hayat ağacıdır zeytin. Aynı dertten biz de muzdaribiz. En yakın zamanda jeotermal sahalar için zeytinlerin talan edileceğini biliyoruz. Ama biz de ilk dakikada tepkimizi vererek Danıştay’da yönetmeliğin iptali için başvurumuzu yaptık. 1939 yılında zeytin ağacının korunması hakkında kanun çıktı. Ancak yıl 2022’de zeytin ağaçlarının, bir yönetmeliğin bir maddesine dayanarak sadece enerji üretmek amacıyla yok edilmesine izin verilmek isteniyor. Buna sadece hukuki yönden direndik ama esas olan gönüllülerle hep birlikte direnmektir. Her şeye bir ağacı kurtarmakla başlayacağız. Bir ağacı kurtaracağız ki bir ömrü, bir ormanı, hayatlarımızı kurtaracağız. Bu ağaçlar, ormanlar, zeytinler dedemizden miras değil; çocuklarımızın emaneti. Vatanımızın emaneti.” diye konuştu.
 

Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği Eş Sözcüsü ve aynı zamanda İkizköy avukatlarından Doğu Işık ise, “31 Mart gününde yaşananların, hayatın olağan akışında hiçbir açıklaması olamaz. Yasaya aykırı, yok hükmünde bir yönetmelik çıkardılar. O yönetmeliğe dahi uygun davranmıyorlar. Oldu bittiye getirilerek zeytin ağaçları katlediliyor. Ancak bizler doğamızı korumaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
 

İkizköy’ün hukuk gönüllülerinden Av. Yankı Tan ise, “Tesadüf olmadığını bildiğimiz şekilde Akbelen Ormanı’na yapılacak keşfe saatler kala yürürlüğe giren ve değişiklik yapılan maden yönetmeliğinin etkileri; Danıştay’ın bu kadar hayati bir konuda ağır işleyen mekanizmaları, yürütmeyi durdurma kararı değerlendirilene kadar 31 Mart’ta kendini İkizköy’de göstermiştir.” şeklinde konuştu.

Avukatlar ve STK temsilcilerinden oluşan heyet, daha sonra İkizköy’deki zeytin ağaçlarının sökümünün engellendiği alana ziyaret gerçekleştirdi.