“Çevre Hakkı İçin Anayasa Değişikliğine Hayır”

A. Kemal KAŞKAR -

“Çevre Hakkı İçin Anayasa Değişikliğine Hayır”

Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, “Anayasamızın 56. Maddesinde ifadesini bulan, çeşitli uluslararası sözleşme ve konferanslarda temel bir insan hakkı olarak kabul edilen “çevre hakkı”, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak “referandum” la yasalaşması hüküm altına alınan anayasa değişikliği ile geri dönülmesi zor bir tehlike altına sokulmaktadır” denildi.

17 Mart 2017 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen “Anayasa Değişikliğinin Çevre Hukukuna Etkileri” konulu panelin, “Çevre Hakkı İçin Anayasa Değişikliğine Hayır” başlıklı Sonuç Bildirisi şöyle …

 

‘Yürütmenin vesayeti’!

21.01.2017 tarihinde kabul edilip, 11.02.2017 tarih ve 29976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la “rejim” ve “sistem” değişikliğine varan değişiklikler öngörülmektedir; hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına ve kuvvetler ayrılığına, hukuk devleti ilkelerine dayalı parlamenter sistem ortadan kaldırılırken, ya da yürütmenin vesayetine terk edilirken, 20.YY. öncesi ve sonrası “diktatoryal” bir “siyasal sistem”e benzer, demokratik siyasal sistemler içinde tanımlanmamış bir yönetim modeli getirilmek istenilmektedir.

 

Cumhurbaşkanına

sınırsız yetkiler ve bunun

yaratacağı büyük

tehlikeler!

Bu yönde yapılacak anayasal değişiklikler, laikliği, cumhuriyetin temel değerlerini ve diğer demokratik hak ve özgürlükleri tehlikeye attığı gibi, “çevre hakkı” da bundan nasibini alacaktır.

Kural olarak çevre politikalarını devlet adına yasama ve yürütme organları yürütür; denetimini ise yargı yapar. Oysa, değişiklikle yasama organına ait yetkilerin büyük bir bölümü, yürütmenin başı kabul edilen “Cumhurbaşkanı”na verilmektedir. Cumhurbaşkanı, “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” adı altında, normlar hiyerarşisinde Anayasa’dan sonra, fakat kanunlardan önce bir güce sahip yasa koyma yetkisine sahip olmaktadır.

Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu ise ilga edilmektedir.

Bunun anlamı şudur;

Çevre Kanunu ve diğer kanunlarda başbakana ve bakanlar kuruluna verilen tüm yetkileri, tek başına cumhurbaşkanı kullanacak demektir. Tehlike bu kadarla da sınırlı değildir; cumhurbaşkanı, “cumhurbaşkanlığı kararnameleri” ile bir başına çevre mevzuatını dilediği şekilde değiştirebileceği gibi, yargı üzerindeki vesayeti ile yargısal denetimi de etkisiz kılabilecektir.

Söz gelimi, kendisine “Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkilerini düzenleme, kamu tüzel kişilikleri kurma, lağvetme” yetkisi verilen Cumhurbaşkanı, dilediği zamanda, dilediği şekilde, Çevre Bakanlığı da dahil tüm bakanlıkları kaldırabilme, yeniden düzenleyebilme yetkisine sahip olacaktır.

Aynı şekilde, Çevre Kanunu ve çevrenin korunmasına dair bütün kanunlarda çıkarılması öngörülen, ÇED Yönetmeliği de dahil tüm yönetmelikleri ve sosyal hakları istediği gibi düzenleyebilecektir.

Daha da önemlisi 6745 sayılı “Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 80. Maddesi ile Bakanlar Kurulu’na verilen muğlak, keyfi, sınırsız, yolsuzluğa açık; “Proje bazlı yatırımlara diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümlere istisna getirilebileceği, yatırımları hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yasal ve idari süreçlerde düzenleme yapılabileceği”ne dair yetki, bu kez, Bakanlar Kurulu’nun kaldırılmasıyla Cumhurbaşkanına verilmektedir.

Yine, Kamulaştırma Kanunu Md. 27 uyarınca, Acele kamulaştırmaya cumhurbaşkanı karar vereceği gibi, Turizmi Teşvik Kanunu Md. 4-7 uyarınca da Turizm bölge ve merkezleri cumhurbaşkanınca tespit edilecektir.

Bu bölgelerdeki devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan kıyılar, ormanlar, meralar, ağaçlandırma alanları Cumhurbaşkanının kararı ile yerli ya da yabancılara tahsis edilebilecek, bu bölgelerde yapılacak yatırımlara hangi teşviklerin verileceği ve verilecek teşviklerin hangi yatırımlara ne şekilde ve ne ölçüde uygulanacağı da Cumhurbaşkanının yetkisinde olacaktır.

Cumhurbaşkanı bu yetkilerini, herhangi bir sürece tabi olmaksızın doğrudan kullanabilecektir. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri aleyhine Anayasa Mahkemesi’ne gidilse, iyimser bir yaklaşımla Mahkeme de kararnameyi iptal etse bile, Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümeyeceği için Cumhurbaşkanı amacına ulaşmış olacaktır.

 

Görevlerini özgürce,

bağımsızlık ve dürüstlük

kuralları içinde hukuka

uygun yapamayacaklardır!

Diğer yandan Cumhurbaşkanı, “Üst kademe kamu yöneticilerini atama, görevlerine son verme ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları düzenleme” yetkisi ile donatılmıştır.

Böyle bir hükümde hiçbir kamu görevlisi, kendisini güvende hissedemez ve aklın, bilimin öncülüğünde, toplum yararına, objektif ilkelere uygun, dürüstçe görevini yerine getiremez.

Çevre özelinde ise, ne Koruma Kurulu üyeleri, ne yargısal denetim yapacak yargıçlar, ne o mahkemede görevlendirilecek kamu görevlisi bilirkişiler, ne yatırımlara izin vermeye, denetlemeye yetkili kamu görevlileri vd., üzerlerinde herhangi bir baskı ve korku hissetmeksizin, özgürce, bağımsızlık ve dürüstlük kuralları içinde karar veremeyecekler, görevlerini hukuka uygun yapamayacaklardır.

 

Bu tehlike, 16 Nisan

Referandumunda “hayır”

demekle önlenebilir!

Anayasada yapılmak istenilen bu değişikliklerle Türkiye, keyfi, hakka ve hukuka aykırı, adaletsiz, anti demokratik, toplum ve ülke yararlarını esas almayan, bireysel ve partisel çıkarların ön planda olduğu totaliter yapıda, çağ dışı bir düzenle karşı karşıya kalacak, kıyılarımız, ormanlarımız, doğal kaynaklarımız ve kentlerimiz, kontrolsüz, denetim dışı, daha kolay hoyratça, talan ve yağma edilebilecektir.

Türkiye, diğer haklar gibi, Anayasa ile, uluslararası sözleşmelerle tanınmış olan çevre hakkını, bütünüyle, “kullanamama” tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu tehlike, kısmen de olsa ancak, 16 Nisan Referandumunda “hayır” demekle önlenebilir.

Kamuoyuna saygıyla sunulur. (17.03.2017)

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık