CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Kara Tren Gibi Modası Geçmiş Termik Santraller Artık Tarihe Karışmalı”

CHP Milas İlçe Başkanlığı’nın geleneksel Salı toplantısında konuşan CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, zeytinliklerin, ormanların ve tarım alanlarının madencilik faaliyetlere açılmasına izin veren yasanın, ülke topraklarını talan ettiğini belirterek, “Artık modası geçmiş bir elektrik üretim sistemini ısrarla sürdürmek ancak bu iktidarın anlayışı ile mümkün,” diyerek iktidarın çevre ve enerji politikalarını hedef aldı.

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Kara Tren Gibi Modası Geçmiş Termik Santraller Artık Tarihe Karışmalı”
  • 05 August 2025, Tuesday 19:49

CHP Milas İlçe Binası’nda düzenlenen toplantıya, CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun’un yanı sıra CHP Milas İlçe Başkanı Tüze Çetinkaya, Milas Belediyesi Başkan Vekili Murat Yazar, CHP Muğla eski Milletvekili Suat Özcan, kadın kolları ve gençlik kolları üyeleri katıldı.

“Muğla’dan Ören’e Kadar Uzanan Alan Madencilikle Tehdit Altında”

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, yasanın zeytinliklerin ortadan kaldırılmasına, ata topraklarının boşaltılmasına ve altında bulunan kömürün çıkarılmasına olanak tanıdığını söyleyerek, “Kamuoyunda zeytin ve madem yasası olarak bilinen, ülke topraklarını talan etmeye yönelik yasa yoğun mücadelelere rağmen Parlamento’dan geçti. Bu mücadeleler sonucunda yeterli kamuoyu dikkati toplandı; ancak buna rağmen sayısal çoğunluk bu yasayı kabul etti. Zeytinliklerin ortadan kaldırılmasına, ata topraklarının boşaltılmasına ve altındaki kömürün çıkarılmasına olanak veren bir yasa Parlamento’dan geçti.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak madencilik yasasının iptali için önümüzdeki hafta Anayasa Mahkemesi’ne dava açıyoruz. Açacağımız bu davada yürütmenin durdurulmasını talep edeceğiz. Çünkü ağaçlar kesildikten sonra yerine yüzyıllar boyunca ancak yetişebilecek ağaçlara ulaşılabileceğini, dava sırasında heyete sözlü olarak ifade edeceğiz.

Bu yasayla ilgili yapılmak istenenlerin doğru anlaşılması adına belirtmek isterim ki; yasa koordinatları verilmek suretiyle Muğla’nın Kafaca bölgesinden başlayıp, Yatağan’ı içine alan, Milas’tan Ören’e doğru giden güzergahı kapsamakta; Beçin dahil olmak üzere Ören sahiline kadar uzanan alanlarda, altında kömür bulunan her yerde zeytinlik, ormanlık, bağ ve bahçe fark etmeksizin  kömür çıkarılmasına izin veren bir yasa tasarısıdır.” Şeklinde konuştu.

“Halk İçin Değil, Üç Şirket İçin Değiştirildi”

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Zeytin Yasası’nın 32. maddesine dikkat çekerek, “Zeytin Yasası’nın 32. maddesinde ‘Zeytinlik alanın 3 kilometre mesafesinde kalan yerde toz çıkaran herhangi bir işletmeye, zeytinlerin gelişmesine olumsuz etki yaratacağı için izin verilmez’ hükmü vardı. Ancak bu yasa yalnızca bizim bölgemizde, yalnızca santrallerin kömür ve enerji ihtiyacı için kaldırılabilir, delinebilir hale geldi,” dedi.

Uzun, yasanın halk için değil; Limak, İçtaş ve Yatağan’daki Aydem firması gibi üç büyük santral işletmecisi için esnetildiğini belirterek, “Bu bölgelerde kömür ihtiyacın olursa, zeytinliklere rastlarsan kamulaştırma yapılır, sen de altından kömürü alabilirsin denildi,” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye sahip olduğunu vurgulayan Uzun, “Türkiye’de 120 birim üretim kapasitesi varken, ihtiyacımız 62-63 birim civarında. Elektrik enerjisi depolanabilir bir enerji türü değil. Fazlasını ya boşaltıyorsunuz ya da ihtiyacı olan ülkelere ihraç ediyorsunuz,” dedi.

Toprağın altını kazarak, hiçbir verimi kalmamış yöntemlerle enerji üretmeye devam edilmesini eleştiren Uzun, “Bu yöntemle artık toprak hiçbir işe yaramaz hale geliyor. Ülkenin enerji ihtiyacı yokken, hâlâ bu santralleri çalıştırmayı düşünmek, akıl ve bilim dışıdır. Derhal bu santrallerle ilgili çözüm üretilmesi gerekirken, ısrarla çalıştırılmaları iktidarın tercihidir,” diye konuştu.

“Kara Trenden Farksız, Artık Terk Edilmeli”

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, kömürle çalışan termik santrallerin teknolojik olarak çağın gerisinde kaldığını söyleyerek, santrallerin çalışma sisteminin artık terk edilmesi gerektiğini belirtip, mevcut yöntemi “kara trene” benzetti.

“Enerji santrallerinde emekli olan ya da hâlâ çalışan arkadaşlarımız iyi bilir,” diyen Uzun, santrallerin işleyişini şu sözlerle açıkladı:

“Santrallerde kömür yakılarak su ısıtılır. Isınan su buhar haline gelir ve tribünleri döndürerek elektrik üretimi sağlanır. Yani tamamen buhar gücüne dayalı bir sistem. Aynı kara trenler gibi… Kara trenlerde de kömür yakılır, su ısınır, buhar pistonları hareket ettirir ve tren ilerler. Bugün bir raylı sistem kurmakla görevlendirilsek, hiçbirimiz buharla çalışan kara treni getirmez, kullanmaz. Dünya da bunu yapmıyor artık.”

“Bu Sistemle Sadece Yandaşlar Kazanıyor, Toprak Kaybediyor”

Mevcut santrallerin, sadece üç büyük firmanın çıkarlarına hizmet ettiğini belirten Uzun, “Modası geçmiş bu sistemi ısrarla sürdürmek, teknolojik yeniliklere kapalı kalmak ancak bu iktidarın anlayışıyla mümkün. Yandaş üç firmanın – Limak, İçtaş ve Aydem – kazanmaya devam etmesi için, topraklarımız bir daha geri dönmeyecek şekilde tahrip ediliyor” dedi.

Türkiye’nin enerji fazlası olduğuna dikkat çeken Uzun, “Enerjiye ihtiyacımızın olmadığı bu dönemde bile bu zarar verici üretim modeli sürdürüyorlar. Ülkenin değil, şirketlerin çıkarı gözetiliyor,” ifadelerini kullandı.

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, termik santrallerin ömrünü tamamladığını söyleyerek, “Buralar yapılalı 35 yıl oldu. Yatağan’da termik santral yapılırken çalışmış biriyim. Hepsini A’dan Z’ye biliyorum. Bu santraller, 25 yıllık ömürlerini çoktan tamamladı. Ömürleri boyunca kullanacakları kömürü de çoktan yaktılar, tükettiler. Artık kapanmaları gerekiyor. Ancak yandaş firmalar para kazansın diye hâlâ çalıştırılıyorlar.

Bu nedenle buradaki mücadelemiz bitmeyecek, sürmeye devam edecek. Bazen yasanın gücü, insanın direncine yenik düşebilir. Ama biz, geri dönüşü mümkün olmayan bu tahribatın önüne geçmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız.” Dedi.

“Toplumun Benimsemediği Yasa, Kâğıt Üzerinde Kalır”

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, son günlerde gündemde olan zeytinlik alanların ve tarım arazilerinin madencilik faaliyetlerine açılmasına yönelik yasal düzenlemelere sert tepki gösterdi. Uzun, toplumun kabul etmediği yasaların uygulanabilirliğinin olmadığını vurguladı.

Milletvekili Uzun, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“1030 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun çıkarılmıştı. Paranın gücünü korumak adına, bu kanunda Türkiye sınırları içinde pazarlıkla alışveriş yasaktır deniliyor. Ancak bu yasa hiçbir zaman uygulanamadı. Çünkü halkın kabul etmediği, toplumun ihtiyacına karşılık vermeyen bir yasa çıkarsanız, o sadece kağıt üzerinde kalır.”

Aynı durumun zeytinliklerin maden sahalarına dönüştürülmesini kolaylaştıran düzenlemeler için de geçerli olduğunu ifade eden Uzun, “Bu nedenle sadece zeytin yasasına değil, maden yasasına da aynı bilinçle, aynı duyarlılıkla karşı çıkmaya devam edeceğiz. Bu hükümlerin yalnızca kanun metinlerinde kalması için mücadelemizi sürdüreceğiz,” dedi.

“Bu Yasa Sadece Enerji İçin Değil, Sanayiye de Zemin Hazırlıyor”

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasına ilişkin düzenlemenin yalnızca bugünün değil, geleceğin de büyük bir çevre tehdidi taşıdığını belirterek uyarılarda bulundu. Yasanın sadece enerji yatırımları için değil, ileride sanayi yatırımlarının da önünü açabileceğine dikkat çekti.

Uzun, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Bu yasanın bir başka tehlikesi daha var. Şu anda sadece enerji için uygulanıyor ama çok iyi biliyoruz ki, ileride sanayiciler de aynı şekilde bu alanlara göz dikecek. Bugün zeytinlikler nedeniyle kurulamayan çimento fabrikaları, yarın ‘zeytin sorunu aşıldı’ denilerek bu bölgelere yapılmak istenecek.”

Türkiye’de kurulacak çimento fabrikalarının çoğunun iç pazara değil, dış pazarlara hizmet edeceğini söyleyen Uzun, “Şunu net söylemek isterim; Türkiye’de kurulmak istenen çimento fabrikalarının üretimi, bizim ihtiyacımız için değil, Yunanistan ve Fransa gibi ülkeler, dünya çimento tekelleri olmasına rağmen kendi topraklarında çimento üretmiyor. Bizim gibi ülkelerde üretim yaparak kendi ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Kendi ülkelerinde neden üretim yapmadıklarını sorduğumuzda ise, ‘Bu üretim tozlu, çevre açısından sağlıksız. Kendi insanımıza bunu yapamayız’ diyorlar. Oysa bunu bizim insanımıza reva görenlere karşı biz, ‘Sizin sanayinizden daha değerli olan bizim insanımızdır’ diyoruz. Bu kötülüğü halkımıza yapmanıza izin vermeyeceğiz. Bu iktidardan kurtularak tüm bunları birlikte başaracağız."

 

 

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık