“Darbeye hayır, Yaşasın Demokrasi!”

ÖNDER Haber -

“Darbeye hayır, Yaşasın Demokrasi!”

‘15 Temmuz darbe girişimi’ne tepkiler sürüyor ... Milas Ticaret ve Sanayi Odası, Muğla Barosu ve TÜRK-İŞ Muğla Sendikalar Birliği’nce gazetemize iletilen “Darbeye hayır, Yaşasın Demokrasi!” eksenli açıklamalar şöyle ...

MİTSO:

“Demokrasi dışında

seçenek görmüyoruz”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önderliğinde 81 il oda ve borsa başkanları 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimine karşı ortak açıklama yaptı…

İlçemizde Milas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında açıklama MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer tarafından okundu…

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB); üyesi 365 Oda, Borsa yönetimi ile birlikte dün saat 11’de eşzamanlı olarak ortak basın açıklaması okudu.

Milas Ticaret ve Sanayi Odası (MİTSO) yönetimi de TOBB’nden gelen çağrı üzerine saat 11’de basın toplantısı düzenleyerek TOBB tarafından hazırlanmış olan basın açıklamasını okudu.

MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Yiğit, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Koray Türkoğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Eliş ve Oda Genel Sekreteri Kazım Sarıoğlu’nun hazır bulunduğu basın toplantısında açıklama metni Reşit Özer tarafından okundu.

15 Temmuz gecesi halkın sandığa ve demokrasiye sahip çıktığının belirtildiği ve “ülkemiz için demokrasi dışında seçenek görmüyoruz” vurgusu yapılan açıklamada, “Bu şerden, hem demokrasimizi, hem de birlik ve beraberliğimizi güçlendirerek çıktık. Hepimiz demokrasi konusunda toplumda sağlanan bu büyük mutabakatın değerini bilmeliyiz. Şimdi çok daha güçlü olmak, birbirimize daha fazla sarılmak, birbirimizi daha fazla sevmek zorundayız. Çünkü bizi biz yapan, bizi ayakta tutan, bizi millet yapan unsur budur” denildi.

 

“Demokrasi varsa

hepimiz varız”

Açıklamanın tam metni şöyle:

“Milas Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu olarak karşınızdayız.

Türkiye’de özel sektörün tamamını temsil eden TOBB ve 365 Oda-Borsa olarak 81 ilde bu ortak açıklamayı aynı anda yapıyoruz.

15 Temmuz gecesi milletimiz ve milli kurumlarımız, demokrasimize kasteden alçakça bir saldırıyı önlemiştir. Halkımız sandığa ve demokrasiye sahip çıkmıştır.

Darbe girişimi haberleri ortaya çıktığı gece, Birliğimiz ve Oda-Borsa camiası olarak tepkimizi ilk anda ortaya koyduk.

Bu hain kalkışmanın başarısızlığa uğraması, Türk milletinin birlikte duruşu, kararlı tutumu ve demokrasiye sahip çıkma iradesiyle mümkün olmuştur.

Ülkemizin bütün kurumlarının, siyasi partilerimizin, sivil toplumun, basın kuruluşlarımızın, demokrasiyi sahiplenmiş olmasından herkes büyük bir mutluluk duymalıdır.

Demokrasi düşmanlarına karşı iktidarı ve muhalefetiyle siyasi partilerimizin ve siyasetçilerimizin gösterdiği birlik, beraberlik ve kararlı duruş, en büyük takdiri hak etmektedir.

Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Başbakanımız ve Meclisteki tüm siyasi partilerimizi, cunta heveslileri karşısındaki dik duruşlarından dolayı yürekten kutluyoruz.

Gözü dönmüş darbecilerin saldırılarına büyük bir sebatla direnen, böylece Gazi unvanını bir kez daha hatırlatan Meclisimizle gurur duyuyoruz.

Bu darbe girişimi karşısında direnen, tavır sergileyen herkese, başta kahraman emniyet görevlilerimize ve TSK’nın şerefli mensuplarına, gönül dolusu teşekkür ediyoruz. Onlara minnettarız.

Ama en çok, darbecilerin silahları karşısında kahramanca direnen milletimizin azim ve cesaretiyle kıvanç duyuyoruz.

Bizler, gücünü sandıktan, yetkiyi milletten almayan bir idare istemiyoruz. Ülkemiz için demokrasi dışında seçenek de görmüyoruz.

Ordu içinde örgütlenmiş bu terörist çetenin tamamen ortaya çıkartılmasını ve adalet önünde hesap vermesini bekliyoruz.

Hayatını kaybeden kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, kıymetli ailelerine sabırlar, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Milletimiz onları daima minnetle ve rahmetle anacaktır.

Değerli Basın Mensupları;

Allah’a şükür, milletimizin sağduyusu, feraseti, cesareti ve Allah’ın yardımıyla bu belayı, bu fitneyi durdurduk.

Bu şerden, hem demokrasimizi, hem de birlik ve beraberliğimizi güçlendirerek çıktık.

Hepimiz demokrasi konusunda toplumda sağlanan bu büyük mutabakatın değerini bilmeliyiz.

Şimdi çok daha güçlü olmak, birbirimize daha fazla sarılmak, birbirimizi daha fazla sevmek zorundayız.

Çünkü bizi biz yapan, bizi ayakta tutan, bizi millet yapan unsur budur.

Ülkemizi kaosa sürüklemek isteyenlerin tuzağına düşmeyeceğiz.

İş dünyası olarak daha fazla çalışma, üretme, istihdam sağlama zamanı diyoruz.

Geçmişte olduğu gibi bugün de, yarın da TOBB ve 365 Oda-Borsa olarak demokrasiden, milletimizden, devletimizden yana olmaya devam edeceğiz.

Yeter ki birlik ve beraberliğimizin kıymetini aklımızdan çıkarmayarak omuz omuza verelim. Yeter ki birbirimizi sevelim, birbirimize inanıp güvenelim.

Bu vesileyle halkın iradesi dışında hiçbir iradeyi tanımayacağımızı, demokrasiden vazgeçmeyeceğimizi ve darbe girişimlerini kabul etmeyeceğimizi bir defa daha vurguluyoruz.

Devletimiz ve ülkemiz var oldukça biz de varız. Demokrasi varsa hepimiz varız.

Allah, ülkemize ve milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

 

Muğla Barosu Başkanı

Av. Cumhur Uzun

15/16 Temmuz 2016 günü Türk Silahları Kuvvetleri içinde yer alan bir grup isyancı, mevcut yönetimi değiştirmek, anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla silahlı bir darbe yapmaya kalkışmışlardır.

Ülke insanımızı tanımadığı anlaşılan bu darbe kalkışmacılarının niyetleri, kendi insanına silah sıkmayacağını bilen ve darbe yapılmak istendiğinden habersiz olan askerimizin sağduyulu ve soğukkanlı tutumları, polisimizin sükunet içindeki yaklaşımı ile halkımızın tüm tehlikeye rağmen sokaklarda tankların, askeri araçların ve silahların karşısında onurlu duruşları ile engellenmiş ve başarısızlıkla sonuçlandırılmıştır.

Başarısızlıkla sonuçlanan bu darbe girişimi sırasında 208 canımız yok olmuş, 1440 kişimizde yaralanmıştır.

Bir tek kişinin burnunun kanamasının dahi bizi derinden üzdüğü yürek yapımızda, ölen 208 yurttaşımızın, şehidimizin acısını derinden hissediyoruz.

Yapılmaya çalışılan darbenin silahlarını ve niyeti ile kapsamını düşündüğümüzde, jetler, helikopterler, bombalar, tanklar ile yüzlerce silahı düşündüğümüzde, tüm olup bitene rağmen sağduyulu davranıldığını, can kaybının ve yaralanmaların bunların yüzlerce katı daha fazla olabileceğini görmemiz gerekiyor.

Yaşanan acıların çok daha fazla olmamasını şansımız olarak görüyor, tüm ulusumuza başsağlığı, sabır ve geçmiş olsun dileklerimizi sunarken, yaralılarımıza da acil şifalar  diliyoruz.

 

“Artık hiçbir şey eskisi

gibi olmayacak”

Her önemli toplumsal yada bireysel olayın arkasından, toplumsal yada bireysel bir refleksin, hassasiyetin ifadesi olarak “ artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”  diye düşünür ve böyle beyanda bulunuruz.

Bu söz, yaşananların yarattığı bir iç acıtma duygusu yanında ve aynı zamanda, yaşananlardan ders çıkarma anlamı taşımaktadır.

Evet, içimiz acımış ve hatta yaşananlardan dolayı, öfke içindeyiz. Bu doğal, anlaşılabilir ve insani bir duygudur. Ancak bu duygu bundan sonraki davranışlarımızın hukuk dışına taşmasına neden olmamalıdır.

Devlet ve devlet yönetiminin kuralları vardır ve kararlar, bu kurallara göre alınır. Devleti yönetenlerin duyguları ne olursa olsun, bu duygularla değil, önceden belirlenip tespit edilmiş kurallara göre davranmak mecburiyetindedir.

Darbeler, mevcut hukuku ortadan kaldırmaya yöneliktir ve bu nedenle kabul edilemezdirler.

Darbeye kalkışanlara karşı hukuk kurallarına göre değil, kalkıştıkları darbeden duyduğumuz acılara göre davranmaya başladığımızda, biz de duygularımız nedeniyle hukuk dışına çıkmış oluruz ki, bu da bir hukuksuzluk örneği olup, darbe hukuksuzluğu ile duygu hukuksuzluğu arasında bir fark yoktur.

Öyleyse, bu aşamada, darbe girişiminde bulunan her bir kişinin ayrı ayrı tespiti yapılarak, davranışlarının oluşturduğu suç için haklarında etkin soruşturma ve kovuşturma yapılmalı ve etkili şekilde cezalandırılmaları sağlanmalıdır.

Öte yandan, kendilerinin tatbikat amacıyla kışla dışına götürüldükleri anlaşılan ve salt verilen emri yerine getirmek ile ödevli Mehmetçiğin, halkı karşısında görünce gösterdiği pasif tutumun da dikkate alındığı bir değerlendirme ile yargılamalarının yapılması, verilecek kararların adalet duyguları üzerindeki etkisi yönünden faydalı olacaktır.

Devlet, darbeye kalkışanların cezalandırılması amacıyla ne denli hassas ve titiz bir yargı süreci işletmek zorunda ise, salt aldığı emir nedeniyle orada bulunan ve yanıltıldığını anladığında da pasif hale gelmiş, silahından arınmış Mehmetçiğin hiçbir gereklilik olmadığı halde boğazını kesebilecek kadar canileşmiş şarlatan yaratıkları da cezalandırmak için o denli hassas bir soruşturma yapmalı ve “bu ülkede ne sebeple olursa olsun hiç kimse hukuk dışı davranamaz”  vurgusunda bulunmalıdır.

Yaşananlardan ders çıkarmaya gelince; Burada yazacaklarımızın şimdi zamanı mı? diyebilirsiniz. Ama tam zamanı. Çünkü, bugün bunlar yapılmadığında, yarın artık çok geç olacaktır.

1-Devletin öfkesi ve kini olmaz. Devletin kuralları olur ve herkes bu kurallara göre davranmak zorundadır. Darbeye karıştıkları ya da darbe girişiminde bulunanların örgütünde oldukları sabit olanlar ile hukuk içinde en etkili mücadele ödevdir. Ancak bunun dışına öfkeyle çıkılıp cadı avı başlatılması, ülkede var olan darbe öfkesinin hukuksuz davranışların temeli ve gizlenme aracı olarak kullanılması, yapılacak her hukuksuz davranışın “darbeci örgüte üyeydi” gibi bir klişe altında gizlenmesi, yönetsel ve siyasal bir hukuksuzluk olur ki,  buda sivil bir darbe demektir. Silahlı darbe ne denli kabul edilemez ise, sivil darbe de aynı oranda kabul edilemezdir.

2-Ülkemin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin çok ciddi istihbarat sorunu vardır. Bir ülkede darbeye kalkışma gibi çok büyük bir organizasyon gerektiren kalkışmadan, MİT’in ve TSK istihbaratının haberinin olmaması, bu kurumların varlığının ne işe yaradığının sorgulanmasını gerekli kılar. Hükümet olmak, bu darbeye kalkışmayı daha başlamadan istihbarat eliyle sona erdirmeyi ve böylelikle basiretli bir yönetim göstermeyi gerekli kılar. Yaşanan, istihbarat eliyle kalkışılması engellenemeyen bir darbenin, halk tarafından bastırılmasıdır. Hükümet bunun sorumluluğunu iyi değerlendirmelidir.

3-Bugün yapılmaya çalışılan darbenin mimarlarının FETÖ üyeleri olduğu ifade ediliyor. Bu kişilerin 14 yıllık AKP iktidarında TSK’nın içinde büyütüldüğü, TSK’nın bu kişileri bünyesinden çıkarma çabalarına bu hükümetin karşı durduğu ve YAŞ (Yüksek Askeri Şura) kararlarına karşı çıktığı, şerhler düştüğü unutulmamalıdır. İlişiği kesilenlerin TSK’ya geri dönüşüne olanak tanındığı, on yıllardır var olan TSK’nın genetiği ile oynandığı, oynatıldığı, oynanmasına izin verildiği görülmeli ve iyi değerlendirilmelidir.

Hükümet olanın aldanma hakkı yoktur.

4-Hükümet demokrasiyi hem kendi parti içi ilişkilerinde, hem de icraatlarında benimsemiş ve demokrasinin evrensel değerlerine inanmış, uygulamış değildir.

Demokrasiyi salt kendi çıkarları için işletilmesi gerekli bir anlayış olarak görmekte ve öyle yaşamak istemektedir. Kalkışılan darbe ile yitirileceğini gördüğü demokrasiye bundan sonra nasıl sahip çıkacağından emin değilim. Ancak buna dair inancımın olmadığını, yanılmayı çok isteyerek ifade ediyorum.

Demokrasi isteyen, darbe istemeyen halkın ta kendisidir. Halkın demokrasi isteğine sayısal değil özde bir demokrasi ile karşılık vermek, yaşananların belki de en büyük kazancı olur.

Umarım tutulan demokrasi nöbeti, Hükümete demokrasiyi getirir.

Çünkü çare demokrasi, Çünkü çare hukuk ve hukukun üstünlüğüdür.

 

TÜRK-İŞ Muğla İl

Temsilciliği:

“Darbe girişimlerine karşı İnadına Demokrasi, İnadına Hukuk, İnadına Barış”

TES-İŞ Sendikası Yatağan Şubesi, MADEN-İŞ Sendikası Yatağan Şubesi, BELEDİYE İŞ Sendikası Muğla Şubesi, TOLEYİS Sendikası Marmaris Şubesi, TEZ KOOP Sendikası Muğla Şubesi, YOL-İŞ Muğla Temsilciliği, T.HARB-İŞ Sendikası Marmaris Temsilciliği, TES-İŞ Sendikası Yatağan Şube Başkanı ve TÜRK-İŞ Muğla İl Temsilcisi Fatih Erçelik ortak imzalı “Darbe girişimlerine karşı İnadına Demokrasi, İnadına Hukuk, İnadına Barış” başlıklı bildiri şöyle ...

Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilimizde ‘Askeri Darbe’ görüntüsü altında yaygın bir terör eylemi gerçekleştirilmiştir.

Başta TBMM olmak üzere kamu kuruluşlarına yapılan şuursuz saldırılarla ülkemiz bir savaş alanına dönüştürülmeye çalışılmış, ancak bu saldırıları devletimiz ve vatandaşlarımız başarıyla püskürtmüştür.

Sendikaların varlığının temeli demokrasidir ve Sendikalar, kurulduğundan bu yana demokrasiye yönelik her türlü girişime karşıdır.

TÜRK-İŞ’e bağlı Muğla Sendikalar Birliği olarak ülkemizin birliğini, bütünlüğünü ve demokratik yapısını yok etmeyi hedef alan darbe girişimini lanetliyoruz.

Ayrıca bu darbe girişiminin başarılı olmasına meydan vermeyen tüm kurum ve kuruluşlar ile vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

TÜRK-İŞ Muğla Sendikalar Birliği olarak halkımızı sağduyuya ve halkı kışkırtmaya yönelik hareketlerden kaçınmaya davet ediyoruz.

Ülkemizin biran evvel huzur ve barışa kavuşması dileğiyle, hayatını kaybeden masum sivil vatandaşlarımıza, askerlerimize, polisimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, kederli ailelerine sabırlar diliyoruz.

Darbe Girişimlerine Karşı İnadına Demokrasi, İnadına Hukuk, İnadına Barış.

Kamuoyuna saygılarımızla.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık