O kadar çok konu var ki değinilecek. İlkinden başlayalım.
24 Ağustos Pazar günü, Gümüşkesen Anıtı’nın içinde beton pompalarının olduğu ve Gümüşkesen Anıtı’nın çevresine de iskele kurulduğunu öğrenince, hemen Gümüşkesen Anıtı’na gittik. Baktık, Gümüşkesen Anıtı’nın 5-6 metre ön tarafı kazılmış ve demirli beton atılıyor. Yüklenici firmaya ne olduğunu sorduk. Bir yetkili, Anıtlar Kurulu tarafından onaylanmış bir projenin uygulamasını yaptıklarını, projenin Selçuk Üniversitesi denetiminde yapıldığını belirttiler.
Daha önce, YK Enerji tarafından finanse edilen ve Gümüşkesen’i ‘hapis eden’ müze inşaatının, gelen yoğun eleştiriler sonrası ikinci katlarının yıkılması üzerine, temizliğin yapılması ve Anıtın vatandaşların ziyaretine açılması amaçlı ikinci bir ihale yapıldığını öğrenmiştik. Ancak böyle bir beton dökme işleminden, hem de anıtın beş-altı metre önünde yapılacağına dair bir açıklama ve bilgilendirme de olmamıştı. Ayrıca, Gümüşkesen Anıtı çevresindeki iskelenin de, Anıtta yapılacak kum püskürtme şeklindeki yüzeyde yapılacak bir temizlik çalışması için kurulduğunu belirtmişti, yüklenici firma temsilcileri. Hemen pek çok kişi ve kurumu haberdar ettik. Milas Müze Müdürü Ali Bey, beton işinin, üst katı yıkılan Müze binasının giriş merdivenlerinin istinadı olarak yapıldığını, işlem bittikten sonra üstünün toprakla örtüleceğini ve görünmeyeceğini bildirdi. Anıtın çevresindeki iskeleyle de, Anıt üzerinde yıllardır var olan kararma ve bazılarının yazdığı yazıların temizlenmesi için kumlama yöntemiyle yapılacak temizlik çalışması için olduğunu ve Anıtın yeni yıl başından itibaren ziyarete açılmasının planlandığını bildirdi.
Başka yerlerdeki örneklerden, pek çok olumsuz ‘restorasyon’ ve ‘temizlik’ çalışmalarını bildiğimizden, daha önce hiçbir bilgi verilmeksizin yapılan bu çalışmalar, açıkçası bizi ve pek çok kişiyi tedirgin etti. Müze Müdürü’nün açıklamalarına karşın, açıkça aynı tedirginliği yaşamaya devam edeceğiz.
Umarız, bir olumsuzluk olmadan bu süreç tamamlanır ve Milas’ın en önemli simgelerinden Gümüşkesen Anıtı, aradan geçen 8 yıl sonra ziyarete açılır.
YK ENERJİNİN GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİ KONUSU..
Bilindiği gibi, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrali, teknik ömürlerini doldurdu ve kömür yokluğu nedeniyle Soma’dan taşınan kömürle çalıştırılıyor. Bu santrallerin artık çalıştırılmaması gerektiği konusundaki düşüncemiz de açık.
YK Enerji, şimdi de, kömürü alınmış Hüsamlardaki maden ocağının kelleştirdiği alan üzerine, bir Güneş Enerjisi Santrali kurmak için girişimde bulundu. (Bir bölümünü de yeşillendirmek için bir geri kazanım projesini yürütüyorlar, ve yasaya göre de bunu yapmak zorundalar. Şimdiye kadar yapılmamıştı, ama bu projeye karşı çıkmak mümkün değil). YK Enerji’nin GES projesine de karşı çıkmaları bir süredir gözlemliyoruz. Buna, yakın zamanda Milas Belediyesi de dahil oldu. İdare Mahkemesi’ne bir dava açılmış, ÇED olumlu raporunun iptali için.
Ancak bizce, bu doğru bir tavır değil. YK Enerji’nin kömürden enerji üretimine karşı çıkmak ve bu vesileyle çıkarılan zeytinliklerin taşınması kanununa direnmek gerekiyor. Ve hatta, benim bir toplantıda YK Enerji yetkililerine söylediğim gibi, “miyadı dolmuş termik santrali kapatın, Muğla ve Milas bu konuda çok sıkıntı çekti, ama geçmişte kömür çıkarılan binlerce dönümlük maden sahaları üzerine Güneş Enerjisi Santralleri kurun, aynı elektrik enerjisini üretirsiniz” demek lazımken, buna karşı çıkmak bana doğru gelmiyor.
Üstelik Milas Belediyesi’nin İdare Mahkemesi nezdinde açtığı davanın dilekçesi de ciddi sıkıntılar taşıyor. Dilekçenin ‘kopyala-yapıştır’ mantığıyla hazırlandığı, ciddiyetsiz mantık hatalarıyla dolu olduğu görülüyor.
Muğla ve Milas’ın 35-40 yıldır süren, kömürden enerji üretiminin sürdürülmesine kesin hayır, ama kömürü alınmış çıplak maden sahasının üzerinde yapılacak Güneş Enerjisi Santrali’ne karşı çıkmak doğru değil. Tam tersine, termik santralini bırakın, GES’den enerji üretin demek lazım.
Biz, enerji üretimine karşı olamayız, ama Muğla ve Milas artık kömürle çalışan santralleri istemiyor; doğamızı, insanlarımızı, sularımızı ve verimli zeytinlik ve tarım alanlarımızı yok eden termik santrallere hayır diyerek, temiz enerji kaynaklarını teşvik etmeliyiz.
ARAS’IN DANIŞMANI ÖZÜR DİLEDİ..
Ahmet Aras’ın özel danışmanı Levent Arkan, Hamle Gazetesi yazarı Özcan Özgür’in kendisi hakkında yazdığı iki yazı nedeniyle, sosyal medyada yaptığı paylaşımlar sonrası, Muğla basın mensupları yayınladıkları bir mesajla, Arkan’ın tavrını ve söylediklerini sert bir şekilde eleştirdiler. Arkan da kullandığı dil nedeniyle Özcan Özgür, kızı ve Hamle Gazetesi’nden özür dileyen bir mesaj paylaştı.
Bu olay, hem bir kurumsal danışman açısından ve aslında belki de gazeteciler açısından da, ‘kalem oynatırken’ nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda bir ders niteliği kazandı. Sorunun, daha da ‘çirkinleşmeden’, sağduyuyla sonuçlanması memnuniyet verici bir gelişme.
TAPULU HAVALİMANIMIZ NİYE GASPEDİLDİ?
Büyükşehir yasasının çıkması sonrası, kapatılan belediyelerin üzerindeki taşınır ve taşınmazların paylaşımı için bir kurul oluşturulmuş, bu kurul da yaptığı paylaştırmada, Milas-Bodrum Havalimanı arazisini Milas Belediyesi’ne bırakmış idi. Milas Belediyesi buradan bir ecrimisil kazancı sağlamaktaydı. Ancak geçtiğimiz haftalarda, Başkan Topuz, bu kurulun yeniden toplanarak, tapusu Milas Belediyesi’nde olan Havalimanı arazisinin, Milas Belediyesi’nden alınarak Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne devredildiğini açıkladı ve süreçle ilgili olarak, işlemin iptali için yargıya başvurduklarını duyurdu.
Öyle görünüyor ki, devlet, ‘masrafları kısmak’ gibi bir Maliye Bakanlığı tavrı üzerinden, muhalif belediyelerin gelirlerini kısma, hele de muhalif bir partiye ait belediyeyse, bunu aleni şekilde yapmaktan kaçınmıyor. Tıpkı, hepsinin değil, sadece muhalif belediyelerin SGK ve Vergi Dairesi’ne olan borçlarını, yapılandırma bile yapmadan, İller Bankası ödenek paylarından keserek, muhalif belediyeleri iş yapamaz hale getirmek politikası gibi..
Bu tür iktidar uygulamaları, aslında muhalif belediyeleri değil, bu bölgede yaşayan vatandaşları cezalandırma tavrıdır. Çünkü belediye çalışamaz hale getirilirse, yolumuz olmaz, çöpümüz toplanmaz, vb. vb..
Bu uygulama kesinlikle yargıdan dönmelidir.
0
0
0
0
0
0


