Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

“Devlet, ‘Göktepe’ sakinlerini unuttu!..”

Devletin unuttuğu bir köyü ve o köyde yaşayan vatandaşları konu alan, yönetmenliğini ve senaristliğini Sermiyan Midyat'ın yaptığı 2010 yılı yapımı komedi-politik sinema filmi “Ay Lav Yu” tüm gerçekliğiyle ilçemize bağlı Çamlıbelen Mahallesi Göktepe’de yaşanıyor. 11 hanede yaşayan yaklaşık 35 nüfus, hayatları boyunca hiç şebeke suyu görmemiş. Yaklaşık 2 kilometreden el arabası, katır ve sırtlarında taşıdıkları su ile tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyleyen 50 yaşındaki Gülümser Yıldırım; “Yetsin artık bu çilemiz” diyerek isyan ediyor.

“Devlet, ‘Göktepe’ sakinlerini unuttu!..”

İlçemize bağlı Çamlıbelen Mahallesi Göktepe Mevkii’ndeki 11 hanede yaşayan vatandaşlar, Sermiyan Midyat’ın yazıp yönettiği ve başrolünü de oynadığı, devletin unuttuğu bir köyü ve vatandaşları konu alan komedi-politik sinema filminin adeta bir benzerini hem de gerçeğini yaşıyorlar.

2002 yılında elektriğe kavuşan, günümüzde ise cep telefonlarının yoğun olarak kullanıldığı Göktepe’de ne yazık ki şebeke suyu yok. Göktepe sakinleri yaklaşık 2 kilometreden el arabası, katır veya sırtlarında; kadın-erkek-çoluk çocuk günde en az üç defa su taşıyor.

Yeme-içme, temizlik, banyo gibi ihtiyaçların taşıma su ile karşılandığı Göktepe’de, hayvanların da su ihtiyacı bu taşıma su ile karşılanıyor. Göktepe sakinlerinden 50 yaşındaki Gülümser Yıldırım; “Burada bulunan herkesin ana geçim kaynağı birkaç yıl öncesine kadar hayvancılık idi. Ancak bu su sorunu yüzünden hayvanların büyük bir bölümünü satmak zorunda kaldık. Bugün artık Göktepe’de genç nüfus yok. Hepsi geçim derdi nedeniyle ilçe merkezine veya başka yerlere göç ettiler. Evlenme çağına gelen tüm gençler köyü terk etti. Geriye sadece yaşlı nüfus kaldı” diyerek, su sıkıntısı yüzünden aile fertlerinin her birinin bir yere dağıldığını söyledi.

50 yaşında olduğunu söyleyen Yıldırım; “Ben burada doğdum ve burada büyüdüm. Burada evlendim. 2 çocuğumu da burada büyüttüm. Elektrik geldiği zaman borç harç buzdolabı, çamaşır makinesi hatta bulaşık makinesi aldık. Ancak bugüne kadar buzdolabının dışındakileri kullanma şansımız olmadı. Kutuların içinde çürüdü gitti aldığımız makineler.

Evlenen çocuklarımız şehre taşındılar ve doğal olarak bizler de onların evine gidip geliyoruz. Gelinlerimiz, kızlarımız çamaşırı ve bulaşığı makinede yıkarken bizler hala taşıdığımız, bahçede kaynattığımız su ile elimizde yıkıyoruz. Kıskanmıyoruz ama onların yaşamlarına imreniyoruz” diyor.

“Yetsin artık bu çilemiz”

Yaşlandığını, gençliğindeki gibi artık işleri yapamadığını ileri süren 50 yaşındaki Göktepe Sakini Gülümser Yıldırım; “Ömrüm boyunca hep sıkıntı içinde yaşadık. Doğru dürüst bir gün yüzü göremedik. Tarım ve hayvancılıkla uğraştığımızdan tatilin ne olduğunu bilmiyoruz. Artık ömrümüzün sonuna geldiğimizi biliyoruz. Belki 5-10 yıl daha yaşayacağız. En azından bundan sonra biraz olsun rahat yüzü görmek istiyoruz. Her seçim döneminde bizi hatırlayıp gelenlerden sadece su istedik. Gelen herkes de söz verdi ancak seçim bitti, onlar da bizi unuttu.

Köyde su yok, genç nüfus yok, dolayısıyla çocuk da yok ancak sağolsun belediyemiz bize çocuk parkı yaptı. İçinde oynayacak çocuk olmadıktan sonra yapılan park ne işe yarar ki?

Bizler devletine, milletine bağlı insanlarız. Dua ederken de hep, ‘Allah Devletimize, milletimize zeval vermesin’ diyoruz ama devletin de artık bizi hatırlamasını istiyoruz. Çektiğimiz çile yetsin diyoruz” diyerek, ölmeden önce şebeke suyunu kullanmak istediğini belirtiyor.

“Geçici çözümler yerine kalıcı çözümler istiyoruz”

Çamlıbelen Mahalle Muhtarı Ramazan Özsivri ise çocukluğundan beri bu bölgeye içmesuyu gelmesi için büyükleri tarafından mücadele verildiğini belirterek; “Bugün görevi onlardan biz devraldık, artık mücadeleyi biz sürdürüyoruz. Bugüne kadar çok sayıda dilekçe verdik hatta Muğla Büyükşehir olduktan sonra MUSKİ görevlileri geldi ve bölgede inceleme yaptı. Yapılan analizlerde yeterli su kaynağına ulaşılamadığını söylediler. Oysa bizim gösterdiğimiz yerlerde yapılmadı bu analizler. Çünkü gösterdiğimiz yerde bazı vatandaşlarımız kendi imkânlarıyla kuyu açtırdı ve 1,5’luk dediğimiz ölçüde su çıktı. Bu su da bize yeter. Ama herhalde, MUSKİ, daha kısa mesafeli yerlerde su aradı. Yok. O zaman birkaç yüz metre fazla hat döşenerek buradan su alınabilirdi. Hâlâ bekliyoruz..

Milas’a yaklaşık 25 km mesafedeyiz. Bu yolun yarıdan fazlası asfalt ancak geriye kalan yol, kışın çamurdan çıkılmaz, yazın da toz-dumandan. Seçim öncesi ekipler geldi ve yolu kısmen düzelttiler. Mahalle sakinleri olarak bu tür geçici çözümler yerine kalıcı çözümler istiyoruz. İstediğimiz, insanca yaşam için lüzumlu olan su ve ulaşım… Birkaç yıl öncesine kadar taşımalı eğitim de yoktu. Bugün çocuklarımız devletin bu imkânından yararlanıyor ancak ondan önce çocuklarımızı, özellikle de kış aylarında okula getirip götürmek için büyük sıkıntılar yaşadık.

Bütün samimiyetimle söylemem gerekirse Sayın Kaymakamımız Eren Arslan Milas’ımız için büyük bir şans. Aylık yapılan muhtarlar toplantısında kendisine iletilen sorunlarla hep yakından ilgilendi ve çözümü konusunda da takipçi oldu. Ancak bizim sorunumuzun muhatabı farklı kurumlar. İşte aynı duyarlılığı o kurumlardan da bekliyoruz” dedi.

 

         

Editör: Adem KANKAYNAR
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
siteacilis