“DİBEKDERE GELİŞİYOR.. AMA HAYALLERİMİZ DAHA BÜYÜK..”

Geçtiğimiz Pazar günü, Dibekdere’deydik. Dibekdere Muhtarı Hasan Akdeniz ve MUZKAT-DER Başkanı ‘Muhtar’ Dursun Girgin’in davetlisi olarak. Dibekdere’yi anlatmak için tüm basın mensuplarını kahvaltıya davet etmişlerdi. 
Sabah 09:30’da Dibekdere’ye vardık, kahvede buluştuk. Uzun yıllar sonra Dibekdere’de ilk kez açılan Çorbacı da, hemen kahvenin bitişiğinde. Dibekdereliler, mahallelerinde çorbacı dükkanının açılmasına çok seviniyorlar. “Sabah erken işe gidecek olanlar, sıcak çorbalarını içip gidebiliyorlar artık” diyorlar.
Basına verilen kahvaltı vb. türden davetlere, genellikle oldukça kalabalık gelirdi ‘basın mensupları’.. Ancak ben gittiğimde, Bakış’tan Ayşegül ve Kemal Kaşkar oturuyorlardı. Ben de gelince üç kişi olduk. Baktık gelen yok, yapalım kahvaltımızı dedik. Bir sure sonra Kemal Sürgün de geldi.
Ve gerçek “köy kahvaltısı” ile başlangıç yaptık. Hani, şimdilerde “köy kahvaltısı” denince, bir kuş sütü eksik 15-20 çeşit ve çoğu da köyle alakasız kahvaltılıklar gelir ya, öyle değil. Çökelek, Tulum peyniri, beyaz peynir, nefis bir yeni mahsül çekişke zeytin, domates, roka, börek ve simit.. Ve tabii, en güzeli, nefis bir tarhana çorbası..
Tam köy kahvaltısı..
Ancak maksat yemek değil, Dibekdere.. 
Eskiden MUZKAT-DER’I kurarak, Dibekdere’nin ve davul-zurna çalgıcılığının tanıtımı için büyük mücaadeleler veren eski muhtar Dursun Girgin’le, önceki muhtarın arası iyi değilmiş. Yeni muhtar, “artık öyle bir sorunumuz yok, hep birlikte Dibekdere için mücadele veriyoruz” diyor.. Ve biri yapılanları ve yapılması gerekenleri anlatırken, arada diğeri eklemeler yapıyor.. Hiç aralıksız Dibekdere’nin sorunlarını ve yapılmasını beklediklerini anlatıyorlar.. 
Muhtar Hasan Akdeniz, yapılmasını istedikleri ve beklediklerini sıralarken, şimdiye kadar yapılanlar için teşekkür etmeyi de ihmal etmiyor. “2 ay once ana yolumuz yapıldı Büyükşehir tarafından. Önceden bir araba zor geçerdi, çamur içindeydi. Şimdi bazen üç araba geçebilecek güzel parke döşemelerimiz yapıldı. Ana yolumuz güzel oldu. Milas Belediyesi de okul yolumuzu yapacak. Muhammet Başkan 5000 m2 ara yollarımızı da programa aldı. Valilikten de 2250 m2 kilit parke aldık, köy içi yollarımızın bir kısmını bunlarla yaptık. Valiliğimize de, Başkan Gürün’e de, Muhammet Tokat’a da çok teşekkür ediyoruz. Eski halimizi bir bilseniz, çamur içindeydik. Büyük ölçüde rahatladık. Köy içi yollarımız da bitince, rahatlayacağız” diyerek, yapılanlara ve yapanlara teşekkür ediyor. 
Dursun Girgin giriyor araya ve “kış aylarında davul-zurnacılar için iş olmadığı aylar. Köyün çoğunun da ana geçim kaynağı bu. Ayrıca, davul, zurna, zurna kamışı çok aranıyor. Biz de bunları yapıyoruz. Yurdun dört bir yanından siparişler de alıyoruz. Ama çok dağınık durumdayız. İstiyoruz ki, köyümüzün meydanına, Dibekdere’yi anlatan bir heykel yapılsın. Arkada Atatürk’ün olduğu, önde bir davulcu bir de zurnacının olduğu bir heykel. Altında da ‘Efendiler! Hepiniz me’bus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta Reis-I Cumhur olabilirsiniz fakat sanatkâr olamazsınız” sözü.. Dibekdere’mize çok şey katacak, yaptığımız işi anlamlandıracak.. Bir de, hem çocuklarımızın nota öğreneceği, hem de Dibekdere’den pek çok meşhur davulcu-zurnacı çıkmış, şimdi bir kısmı öldüler, ama enstrümanları duruyor. Bunları sergileyeceğimiz, kayda alınmış eserleri bulunduracağımız, dışardan gelenlerin gezip görebileceği bir sosyal alan” diyor. 
Muhtar Hasan Akdeniz giriyor devreye: “Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Turizm Daire Başkanı’mızla görüştüm. Bir yer tespit edeceğiz, ya da okulda, bizden geçti artık ama, yeni yetişen alaylı çocuklarımıza, gençlerimize nota öğretilecek. Keşke Muhtar Dursun’un dediği gibi bir yere sahip olsak. Kültür Turizm Daire Başkanlığımızca, yerimizi tespit edince, haftada iki gün Dibekdere’deki gençlerimize notalı müzik eğitimi verilecek. Böylece gençlerimiz nota da öğrenince, sadece yazın düğün-derneğe gitmekten kurtulacak, kışın da çeşitli turizm merkezlerinde, gazinolarda daha rahat mesleklerini icra edebilecekler. Şimdi sürekli iş bulan bir-iki gencimiz var. Mesut Külahlı, Erdem Çalgıcı. Klarnet üstadı Hüsnü Şenlendirici köyümüzü ziyarete geldiğinde bu iki gencimizle fotoğraflarını paylaştı internette, programlarına çağırdı sonra. Şimdi bu iki gencimiz her taraftan çağrılıyorlar. Bütün bunları, köyümüzün tanıtılması çabalarına borçluyuz. Eski muhtarımız ve MUZKAT-DER’in kurucusu Dursun Girgin abimizin bu konudaki sürekli çabasının eserleri bunlar” derken, yine ‘muhtar’ Dursun Girgin giriyor araya, “Dibekdere davul-zurna konusunda bir marka. Tüm dünyadaki zurnacıların birinci sorunu zurna kamışı. Dibekdere bunun üreticisi. Bir zurna atölyesi yapabiliriz. İsteyene istediğini buradan gönderebiliriz. Ekonomimize büyük faydası olur. Ayrıca urnayı bir ‘alan çalgısı’ olmaktan çıkarıp, ‘salon çalgısı’ haline getirmek gerekiyor. Yeni gençlerimizin nota da öğrenmesi gerekiyor. Bodrum’da turizm var. Buralarda zurna kültürümüzü sunarak hizmet verebiliriz. Bu anlamda, ‘köy ensitüleri’ örneğini Dibekdere’de yaratabiliriz. Burada bir sosyal binada, gelmiş geçmiş ustaların enstrümanlarını, kasetlerini vb. arşivleyelim, sergileyelim” diyor. 
Bu arada, Büyükdibekdere – Sırtlan muhtarı Ahmet Acar da giriyor devreye. Muhtarlıkta ikinci dönemi olduğunu belirten muhtar Acar, köy yollarının çok kötü durumda olduğunu, ayrıca köy meydanına 2200 m2 parke yapılması gerektiğini belirtiyor. “Hasan muhtarımızla, derneğimizle hep beraberiz, bizim en önemli sorunumuz da yollarımızın kötülüğü, bir an once yapılmasını istiyoruz” diyor.
Kahvaltılı sohbet sonrası, yeni yapılan köy yollarını geziyoruz. Daha yapılması gerekenler var. Yolların bitim noktalarında kaldırım taşları, betonlamalar yapılması gerekiyor. Bir de çöp sorunu var. Yollar tertemiz, fakat yol kenarları pet şişeler vb. ile dolu. Muhtar Hasan, “öğretmenizle görüştüm, çocuklarımıza, çöpleri çöp kutularına atmak gerektiği üzerine özel bir eğitim yapalım dedim. Hiç olmazsa çocuklarımız, oraya buraya çöp atma alışkanlığından kurtulsun artık” diyor.
Sonra Dursun Girgin’in evi ve yanındaki davul, zurna, zurna kamışı vb. ürettiği işliğine gidiyoruz. Bütün Dibekdere’de yapılması gerekenlere dair söylediklerini, kendisi, karınca-kaderince yapıp, ülkenin dört bir yanından gelen taleplere cevap vermeye çalıştığını söylüyor. 
Dibekdere, tıpkı içinden geçilip gidilen Çomakdağ, İkiztaş gibi pek çok kültürel özelliklere sahip bir mahallemiz. İstiyorlar ki, kendi içlerinden geçip oralara giden yerli ve yabancı turistler, Dibekdere’de de dursunlar, gezsinler, kültürlerini tanısınlar. 
İyi yoldalar.. Daha güzel şeyler yaşamaları dileklerimizle ayrılıyoruz yanlarından.