GİRGİN 2018 BÜTÇESİNİ DEĞERLENDİRDİ

20 Aralık 2018 Meclis Bütçe Görüşmelerinde CHP Grubu adına söz alan Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, direnen işçilerden yoksullaşan vatandaşa, derinleşen ekonomik krizden her geçen gün çığ gibi büyüyen işsizlik gibi önemli konulara değindi. Ayrıca özelleştirmeler, vergiler, yabancılara toprak satışı ve kıdem tazminatlarını da hatırlatan Girgin, “krizin bedeliniin yurttaşlara ödetilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

GİRGİN 2018 BÜTÇESİNİ DEĞERLENDİRDİ
  • 26 December 2018, Wednesday 9:28

2018 Meclis Bütçe Görüşmelerinde CHP Grubu adına söz Alan Muğla Milletvekili Süleyman Girgin konuşmasına, haklarını arayan ve insanca yaşamak için direnen Makro işçilerini, Real Market işçilerini, üçüncü havaalanı işçilerini, Muğla'daki TÜVTÜRK işçilerini ve Türkiye'de şu anda hak mücadelesi veren bütün işçileri selamlayarak başladı.

“Emek yoksullaşırken, yandaş ve zengin vurgunlarla uçtu”

On altı yılın ardından şimdi AKP'nin yeni dönemi başladığını belirten Girgin; “Bu dönemin eskiyi aratmayacağını hatta daha da kötü olacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Bütçe bu yeni dönemin de bir göstergesi olarak bunu teyit etmektedir. AKP'nin on altı yılı emeği yoksullaştırırken, yandaşın ve sonradan türeyen zenginlerin vurgunlarla uçtuğu bir dönem olmuştur” dedi.

“Krizin bedelini yurttaşlara ödetilmesine asla müsaade etmeyeceğiz”

Yaptığı konuşmada iktidara yüklenerek vatandaşın ekonomik krizi çarşıda, pazarda, alışverişin yapılan her yerde hissettiğini vurgulayan Girgin; “iktidar krizin sorumluluğunu stokçulara, yükünü de zabıtalara ve yurttaşlara yüklemektedir. Marketlere zabıta göndererek fiyatları ve enflasyonu düşüremezsiniz. Şimdi ise ekonomik krizin daha da derinleşeceği bir döneme girmekteyiz. Bu kürsüden ilan ediyoruz. Siyasal iktidarın savurganlığının ve lüks hevesinin bedelini ve bu ülkedeki ekonomik krizin bedelini yurttaşlara ödetilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

“Üretim düşüyor, işsizlik ve vergiler artıyor”

TÜİK'in verilerine göre resmî işsizlik oranı yüzde 11,4. Özellikle genç işsiz sayısındaki artış oranının işsizlik oranına göre 4 kat yüksek olmasını eleştiren Girgin, sözlerine şöyle devam etti. “Sanayi üretimi de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6 oranında azalmıştır. Üretim düşüyor, işsizlik ve vergiler artıyor, sonra da bunu millete başarı diye anlatıyorsunuz. 2003 yılı ile 2017 sonu dönemini kapsayan on beş yılda ülkedeki tüm kesimlerden 3 trilyon 758 milyar lira vergi topladınız, 322 milyar lira da özelleştirme geliri elde ettiniz, 2018'de toplanan vergiler buna dâhil değil. Şimdi, milletin huzurunda buradan soruyorum: Ne yaptınız bu paralarla? İşsizliği mi önlediniz? Keban Barajı mı yaptınız, Atatürk Barajı mı yaptınız? Ne yaptınız? Şurada bakın, sevgili milletvekilleri, değerli yurttaşlarım; on beş yılda 3,8 trilyon vergi topladılar. Ve bu verginin yüzde 67'sini halkın cebinden, topladılar. Bunu halkımızın özellikle görmesini istiyorum. 1923'ten 2002 yılına kadar yetmiş dokuz yılda 546 milyar dolar vergi toplandı ama sizin döneminizde daha fazla vergi toplandı. Ne yaptınız bu paralarla? Fabrika mı açtınız? Satmadığınız daha ne kaldı? İçtiği sudan, yediği ekmekten, aracına aldığı yakıttan kullandığı telefona kadar bunların hepsi vatandaşın cebinden çıkıyor değerli milletvekilleri. Kısacası, vatandaş 365 gün 7/24 vergi ödemekte. Sabah kalktınız, ışığı yaktınız; vergi, Mutfağa gittiniz, bir bardak su içtiniz; vergi. Ocağı yaktınız; vergi. Çayı demlediniz; vergi. Çocuklarınızın sesini duymak istediniz, telefon ettiniz; vergi. Kısaca, ayağa kalktığı her andan itibaren yirmi dört saat bu millet vergi ödüyor. Niye, niye ödüyor? Siz şatafat içinde yaşayasınız diye mi ödüyor? Diye sordu.

 “Üretim olmadan zenginleşmenin er geç bir krizle son bulacağı şüphesizdir”

Hindistan yazılım, Japonya teknoloji, Almanya ağır sanayi, Çin toplu üretimle zenginleşirken ülkemiz yazık ki KDV, ÖTV ve benzeri adil olmayan dolaylı vergilerle, özelleştirmelerle, gelir elde etmek için kesilen cezalarla, bedelli askerlikle, köprü ve otoyollardan alınan fahiş geçiş ücretleriyle, yabancılara toprak satışıyla zenginleşmeye çalışmakta olduğunu savunan Girgin; “Ülke zenginleşmiyor, bir avuç kesim zenginleşiyor. Vatandaş evine ekmek götürme derdinde. İnin artık şu vatandaşın sırtından, inin. Üretim olmadan zenginleşmenin er geç bir krizle son bulacağı şüphesizdir ve geldiğimiz nokta tam da budur. Değerli milletvekilleri, ne yazık ki 2018 Temmuz ayı itibarıyla 3,5 milyon kayıtlı işsizden 430 bini işsizlik ödeneğinden faydalanmıştır. Ülkemizde işsizlik ödeneğini ödeme süreleri de yeterli değildir. İşsizlik Fonu maalesef peşkeş çekilmektedir. 10,1 milyar lira para İşsizlik Fonu'ndan bankalara aktarılmıştır. Kanuna aykırı olarak yapılan bu transfer hakkında bir yönetim kurulu kararı var mıdır? Bu işlemi yapanlar hakkında ne tür işlemler yapılmıştır? Dedi.

“bu ülkede başbakanın dahi iş güvencesi yok."

Emeği koruma, işçilerin taşeronluk gibi ucuz işçi olarak çalıştırılmamasının altını çizenGirgin; “Ne yazık ki yapılan düzenleme ile AKP hep yaptığı gibi sözünü tutmayarak işçileri yine mağdur etmiştir. İş Kanunu'nun 2'nci maddesinde yazar "Asıl işleri alt işverene veremezsiniz." denmektedir Ama AKP iktidarı döneminde, taşeronda çalışanlar 2003'ten 2015 yılına gelinceye kadar 2 milyon olmuştur. Ne yaptınız? "Koşul yok, şart yok." demiştiniz. Tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir. Ama şunda haklısınız: Bana iş yerlerinde arkadaşlarım bize sorduğu zaman, "Başkan, ne olacak bizim taşeronun hâli?" dediğinde ‘’Vallahi arkadaşlar, bu ülkede başbakanın dahi iş güvencesi yok." derdim, nitekim öyle oldu, Davutoğlu'nu da işten attınız siz.” şeklinde konuştu.

“kıdem tazminatıyla oynamak ateşle oynamaya benzer”

“Yeni ekonomik programda, 2019 yılında kıdem tazminatı fonunu yine gündeme getiriyorsunuz” diyerek sözlerine devam eden Girgin; “ Ben buradan soruyorum: Hangi işveren örgütü kıdem tazminatı fonu istiyor? Ne TİSK ne TÜSİAD kıdem tazminatı fonunun kurulmasını istiyor, işçi kesimi de istemiyor. Bakınız, buradan AKP iktidarını tekrar uyarıyoruz, kıdem tazminatıyla oynamak ateşle oynamaya benzer, kıdem tazminatı sorunu yoktur bu ülkede, kıdem tazminatının ödenmemesi sorunu vardır. Siz devlet adına iş yapıyorsunuz, eğer kıdem tazminatı ödenmiyorsa bunun suçlusu kimse, ödetmek de sizin görevinizdir, bunu yapın. Sendikalara bunu dayatmayın. Sevgili milletvekilleri, sizlere bir öneride bulunuyorum, asıl yapılması gereken, bütün işçilerin her koşulda kıdem tazminatını almasıdır. Nasıl mı? Bir yıl çalışma şartı kaldırılarak, işçi bir ay dahi çalışmış olsa "kıstelyevm" yöntemiyle kıdem tazminatına mutlaka hak kazanmalıdır. Emeği koruma, işçinin, sendikaların özgür toplu pazarlık ve grev hakkına saygı göstermektir. Ne yazık ki ülkemizde toplu pazarlık hakkının kullanımında ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Grev ertelemesi fiilî grev yasağına dönüşmüştür. AKP döneminde büyük ölçekli grevlerin önemli bir bölümü ertelenmiştir yasaklanmıştır”ifadelerini kullandı.

“Alın teri kutsallığını yitirmiştir”

İktidarın, işçi haklarına insan onuruna yakışmayacak şekilde ilgisiz kaldığına değinen Girgin; “ Alın teri kutsallığını yitirmiştir. Ülkemizde işçilerimiz kira ücretlerini dahi ödeyemeyecek zorluklar içerisindedir. Bu zulme son verilene kadar haklı ve kararlı mücadelenin yanında olmayı görev telakki ediyoruz." Evet, bu sözler, 1988 yılında İstanbul Refah Partisi İl Başkanıyken Sayın Tayyip Erdoğan'ın darphane işçilerinin grevine verdiği destek sırasında söylenmiştir. Şimdi buradan ben söylüyorum: Bunu söyleyen Tayyip Erdoğan şu anda en fazla haksızlığı kendisi yapmakta ve şunu söylemektedir: "Ey işverenler, biz bu OHAL'i niye kullanıyoruz, biliyor musunuz? Grevleri önleyelim diye yapmaktayız biz bunları."demektedir” sözlerini kaydetti.

“Demokrasiyi, insan haklarını, ifade özgürlüğünü, yargıyı, medyayı, bitirdiniz”

Sırtlarında Ergenekon ve Balyoz davalarıyla haksız yere yıllarca hapis yatan insanların vebalinin olduğunu dikkat çeken ve iktidarı eleştiren Girgin; “ Özelleştirme adına iş yerlerini yok pahasına satıp işsiz bıraktığınız insanların vebali var. Grev yapan, hakkını arayan, yürüyüş yapan insanlara meydanları dar ettiniz, bu insanların üzerinizde hakkı var. Demokrasiyi, insan haklarını, ifade özgürlüğünü, yargıyı, medyayı, her şeyi bitirdiniz, üzerinizde bunların vebali. Bir şey söyleyeyim sevgili arkadaşlarım ama endişe etmekte son derece haklısınız. Yarın bu tek adam dönemi sorgulanmaya başlandığında biz şunu söyleyeceğiz: Biz o dönemde Mecliste milletvekiliydik, görev yapıyorduk, bunlarla mücadele ettik, bizim alnımız ak diyeceğiz ama sizler bunu maalesef söyleyemeyeceksiniz. İşsiz, aç ve yoksul insanlar, emeğinin hakkını alamayan insanlar, yarınından korkan insanlar ne yapacak? Hakkını aramayacak mı? Benden naçizane bir öneri Sayın Erdoğan, bir Cumhurbaşkanına bir Devlet Adamına yakışmayan bir dille "Portakal mısın, mandalina mısın?" diye başlayan saygısız ve küçümseyici üslubunuzu bir kenara bırakarak söylüyorum: Ne demek patlatırlar enseni.! Sayın Erdoğan, sizin seçilme sebebiniz külhanbeyi ağzıyla gazetecilere ayar vermek ve vatandaşa aba altından sopa göstermek değil, ülkeyi refaha kavuşturmak; enerjinizi buna harcayın, zaten o zaman kaygılanmayın, millet sokağa inmez. Değerli milletvekilleri, kadına, emeğe, sanata, sanatçıya, çiftçiye, üretene, emekliye, öğrenciye, esnafa sırt çevirmeyen; bizlerin, çocuklarımızın ve torunlarımızın bugününden geleceğinden kaygı duymayan bir Türkiye inancıyla hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi.

Editör: Adem KANKAYNAR
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık