“Güçlü dili ve kültürü olan uluslar ne kadar sallanırsa sallansın, yıkılmıyor” ... 14.Melih Cevdet Anday Anma Günleri Yapıldı

Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çöllüoğlu’nun Atatürk anıtına çelek koyması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından, hemen yakındaki Melih Cevdet Anday heykeline de Anday’ın eşi Suna Anday ve Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çöllüoğlu çiçek sundular. Etkinliğin bu yıl 14’üncüsünü gerçekleştiren Milas Belediyesi’ne teşekkür ederek, “Seneye ben olmasam da gerçekleştirilmesini diliyorum” diyerek, törene katılanları duygulandırdı.  Sonra, protokol ve beraberindekiler Erdoğan Aşıcı resim ve mask sergisinin açılışını gerçekleştirerek, sergiyi gezdiler.

Konser alanına geçildiğinde; Milas Belediye Başkan Yardımcısı Çöllüoğlu, kısa bir konuşma yaparak; bu yılki yarışmaya katılan 34 eser arasından, Barış İnce’nin “Sarsıntı” ve Neslihan Önderoğlu’nun “Yer Yüzü Yorgunları” adlı eserleri ile ödülü paylaştığını açıkladı. Barış İnce’ye ödülünü Suna Anday, Neslihan Önderoğlu’na ise Hüseyin Çöllüoğlu verdi. Yazarlar birer kısa konuşma da yaptılar:

Yazarlardan gündeme ilişkin sarsıcı iletiler…

Neslihan Önderoğlu , “Melih Cevdet Anday gibi çok yönlü bir yazarın adına ödül almak gurur verici. Belediyemizi  14 yıldır bu etkinliği düzenlediği için kutluyorum… Karanlık zamanlardan geçiyoruz. İnsana, kadına, doğaya, hayvanlara, ağaçlara kıyıyorlar…” diyerek, ödülünü ayrıldığı eşi tarafından vahşice katledilen Emine Bulut adına aldığını ve ona ithaf ettiğini söyledi.

Barış İnce, ödülü Neslihan Önderoğlu ile paylaşmaktan gurur duyduğunu belirterek şöyle konuştu: “Gazetecilik ve yazarlık hayatım boyunca içime dert olan, anlatmaya çalıştığım bir konuyu işledim. ‘Bu toz toprak arasında görülür mü?’ diyordum. Görülüyormuş…  ‘Sarsıntı’, bu ülkede kötüye giden şeylere, çürümeye inat bir karşı duruş… Çürüme, kokuşmuşluk, bu iktidarın ülkeye yaymaya çalıştığı bir kötülük. Ama, direnen kadınlar, çocuklar, gençler, işçiler var… “

İnce, “Gecenin en karanlık olduğu anın, güneşin doğmasına en yakın an olduğu” sözünü anımsatarak, “Güneşi birlikte doğduracağız… Her şey çok güzel olacak!” sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Etkinliğe katılan bazı sanatçıların, Melih Cevdet Anday hakkında yaptığı konuşmalar da Yazın alanında birer ders niteliğinde ve tadındaydı. 

“Roman son yıllarda ülkemizde yükselişe geçti”

Seçici kurulun bu yıl zorlu bir sınavdan geçtiğini belirten Turgay Fişekçi, romanın son yıllarda ülkemizde yükselişe geçtiğinin altını çizdi.  İyi okurun, edebiyatın başka türlerini de takip ettiğini söyleyen Fişekçi, şunları söyledi: “Melih Cevdet Anday’ın Ören’le buluşmasını, Halikarnas Balıkçısı ile Bodrum’un buluşmasına benzetiyorum… Melih Cevdet Anday’ın yazdıklarında Cumhuriyet’in değerlerini görürüz. 2015 – 2002 arasında koca bir yüzyılı yaşayıp, o yüzyılın özlemlerini, değerlerini şiirine yansıtmıştır. Garip akımından sonra Toplumcu, 1960’larda Gerçekçi, 1970’lerde Mitolojik konuları işleyecek kadar zengin anlatımı olan bir şairdir. O’nun büyüklüğünün UNESCO tarafından tanınması, adına kitap yayımlaması önemlidir… Güçlü dili ve kültürü olan uluslar ne kadar sallanırsa sallansın, yıkılmıyor. Çağdaş Türk şiiri toplumumuz için güçlü bir silahtır.”

Sadık Aslankaya, tek kişilik bir tiyatro oyunu tadındaki konuşmasında; Melih Cevdet Anday’ı “Bilge” olarak nitelendirerek şöyle konuştu: “ O yazın, tiyatro, mitolojinin bilgesiydi. O’nun yaratıcılığı, tiyatromuzun kurucu yazarı olduğu unutulmamalıdır… “ dedi. Anday ile ilgili bir iki anısından söz ettikten sonra, gökyüzüne bakarak, “Sevgili Melih Cevdet Anday, 105’inci yaş gününüz kutlu olsun!”  Yaşıyorsunuz bizimle!...” diyerek konuşmasını bitirdi.

Dünyanın bilinen ilk kadın örgütü: “BacIyan – ı Rûm”

Daha sonra söz alan Oğuz Demiralp, 1970’li yıllarda üniversite öğrencisiyken taşıdıkları devrimci ruhla, Anday’ın “Bir gün Mutlaka” sözünün belleğinde yer ettiğini söyleyerek, “Son olumlu gelişmeler, bize bu sözü yine anımsatıyor” dedi. Bütün türlerde üstün eser vermiş yazarlara az rastlandığını, bu açıdan Ahmet Hamdi Tanpınar’dan sonra akla ilk Melih Cevdet Anday’ın geldiğini vurgulayan Demiralp, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şiir ve tiyatro türleri dışında, çok önemli öykü, deneme ve gezi yazarıdır… Melih Cevdet Anday, örnek bir Cumhuriyet aydınıdır. Cumhuriyete ve Türkçeye içtenlikle inanmıştır… Burası 1071’den sonra mı vatanımız olmuştur? Peki ya öncesi? Atatürk, ‘Homeros bir Türk şairidir’ der. Melih Cevdet’in de anlayışı buna uygundur. O, bir ülkeye toprağı ve tarihiyle sahip çıkan ve sahip çıkmayı öğreten bir aydındır.  Anday’ın, bu ülkenin geçmişinde ve tarihinde yer alan tüm kültürel değerlere sahip çıktığını, benimsediğini, eserlerinde yer verdiğini anlatan Demiralp, Kibele Tanrıçası’nın Anadolu’daki ‘anaerkil’ yapıyı işaret ettiğini ve Türklerin gelişiyle bir dönem bunun sürdüğünü anlatarak, “BacIyan – ı Rûm” gibi bir derneğin yüzyıllarca önce kurulduğu bir ülkede, günümüzde yaşananları kınadığını sözlerine ekledi.

“Cumhuriyet Gazetesi  okuyun”

Haluk Çetin ile birlikte gerçekleştirdikleri şiir ve müzik dinletisinin, artık bu etkinliğin geleneklerinden biri haline geldiğini söyleyen Ataol Behramoğlu, izleyicilerden Cumhuriyet Gazetesi alıp okumalarını isteyerek şunları söyledi:

“Bu seneki anma töreni benim için önemli bir kazanım oldu; yeni dostlar kazandık… Yıllar önce İstanbul’da Cumhuriyet Gazetesi için Melih Cevdet Anday ile röportaj yaparken, (gazetecilik yapacağız ya) ‘Aşka inanır mısınız?’ diye sormuştum. ‘Bir tek ona inanırım’ dedi… Cumhuriyet Gazetesi okuyun. Cumhuriyet Gazetesi okumadan ülke gündemini takip edemezsiniz…”

Melih Cevdet Anday’ın ve kendi yazdığı şiirleri okuyan Behramoğlu’na, Çetin de hem Anday’ın hem de Behramoğlu’nun şiirlerinden bestelenen, aralarında kendi bestelerinin de bulunduğu eserleri gitarla çalıp söyleyerek eşlik etti.

Dinleti sonrası, yazar Barış İnci “Sarsıntı” romanını, Haluk Çetin de CD imzaladı.

Etkinliğin ikinci günü, Pazar akşamı da saat 21.00’de Ali Altay, düzenlenen konserle, dinleyenleriyle buluştu.