HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK

Memleketimizde her şeyin ömrü kısalıyor giderek. Her türden kurumsallık hızla aşınıyor, kayboluyor son yıllarda. Hukukun canının bir sıkımlık olduğuna, yönetenlerin hoyratça boğazına sarıldığına, her geçen gün daha sık tanık oluyoruz. Devlet, hukukla ilişkisini koparmış bir yönetme aygıtına dönüşmüş durumda.

HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK

Av. Güngör ERÇİL
Bu cümleleri, sadece bir buçuk yıl önce yazdığım yazıya bir ek yapma zorunluluğu doğduğu için girizgah olarak yazmak gerekti! Bu bir buçuk yılda benim anlayışım-kavrayışım mı değişti de çok sert sayılabilecek böylesine bir üslupla bu giriş? Hayır. Bu cümleler, memleketin halindeki kötüye gidişin, bu kısa sürede geldiği yeri gereği gibi ifade etmek için uygun görünen cümleler.

KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK başlıklı yazıda, MUÇEV’e kıyı kiralamalarının dayanağı gösterilen Yönetmelik’in 65. maddesinin iptal edilmiş olması karşısında, MUÇEV ya da başka bir kurum, hiç kimseye kıyı alanı tahsisinin hukuki dayanağı kalmadığını ifade etmiştim. Bu güncelleme yazısını zorunlu kılan şey, aradan geçen süre içinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Bakanlık)’nın iptal edilen 65. maddenin yanı sıra, Yönetmelik’in başka maddelerini de (amaca uygun biçimde – bu amacı aşağıda açıklamaya çalışacağım) değiştiren bir yönetmeliği yürürlüğe koymuş olması.

Kısaca, öncelikle söylenmesi gereken şey, Bakanlığın yaptığı bu değişikliğin, hukuka aykırılıkta el arttırmak, yargı kararlarını tanımamak, hukuka aykırılık nedeniyle iptal edilenin yerine daha beterini koymak anlamına geldiği. ÇED Yönetmeliği’nde ve benzer birçok hukuksal düzenlemede defalarca yapılanın, bu alanda tekrarı. Bunu neden böyle ifade ettiğimi ayrıntıya girerek açıklayayım:

Danıştay’ın Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları İle Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmelik’in iptal ettiği 65. maddesinin kenar başlığı, ‘Kıyı ve sahil şeritlerinde yapılacak düzenlemeler’di. İptal edilenin yerine konulan yeni maddenin başlığı ise, “Kıyılarda yapılacak düzenlemeler”. Danıştay’ın iptal gerekçesi sahil şeritlerinde mümkün olup, kıyıda yapılamayacak düzenlemelerin, bu başlıkla kıyıyı kapsar biçimde genişletilmiş olmasıydı. Yeni başlık, “Hukuk bu nedenle iptal mi diyor, al sana başlık!” demenin iktidarcası; sözde hukuk diliyle ifadesi.
Önceki madde metninde kıyıları mal-meta görmenin azıcık mahçupça ifadesi olarak ‘42’nci maddede sayılan kurum ve kuruluşlara işletme hakkı verilebileceği’ belirtilirken, yeni metinde kıyılar ‘İdarece kiralanabilir’ açıklığına geçilmiş. ‘Açıklık’ doğru terim mi, buna başka bir şey mi denir? okuyanlar karar versin.

Madde metnini bütünüyle alayım da anlaşılır olsun.

“MADDE 65 – (1) Kıyılar, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 3/8/1990 tarihli ve 20594 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe uygun olarak kullanılması ve kıyıların kamunun kullanımına açık tutulması kaydı ile Ek-1 ve Ek-2’deki formlara uygun olarak İdarece kiralanabilir.”

Çok fazla açıklamaya gerek yok; kiralarım, gider. Hem kamunun kullanımına açık, hem kiralanır nasıl olacak? Onu, sadece metni yazanlar ve MUÇEV Ltd. Şti. biliyor sanırım. Benim bilgim, kavrayışım yetmiyor bu kadarına!

 

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık