İstiklal Marşımızın Kabulünün 102. Yıl Dönümü

12 Mart İstiklal Marşımızın Kabulünün 102. yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma amacıyla 12 Mart Pazar günü ilçemizde tören düzenlendi.

İstiklal Marşımızın Kabulünün 102. Yıl Dönümü

12 Mart İstiklal Marşımızın Kabulünün 102. yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma amacıyla ilçemizde tören düzenlendi.

Milas Belediyesi Toplantı ve Düğün Salonu’nda Milas Kaymakamı Mustafa Ünver Böke, Milas Belediye Başkan Vekili Murat Yazar, Garnizon Komutanı Albay Muammer Mersincik, Milas İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Seyhan Doğan, siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcileri, kurum amirleri, öğretmen ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen tören saygı duruşunda bulunulması ve istiklal marşımızın seslendirilmesiyle başladı.

Günün önem ve anlamını belirten konuşma ise Milas Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni Yusuf Kırçın yaptı. Kırçın konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

İSTİKLAL MARȘI ÜMİTLE VE İMANLA YAZILIR

İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü vesilesi ile düzenlemiş olduğumuz bu törene iştirak eden herkesi, istiklal Marşı’nda en güzel şekilde ifadesini bulan milli mücadele ruhu, bağımsızlık ateşi ve vatan millet aşkı ile selamlamak istiyorum.

102 sene önce bugün alkışlar arasında defalarca okunarak Mili Marş olarak kabul edilen istiklal Marşı ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u anlatmak, en zor uğraşlardan biridir. İstiklal Marşının kendisi ve Mehmet Akif’in hayatı, ideali ve mücadelesi, bütün anlatımların, bütün övgülerin ötesindedir.

İstiklal Marşı, yokluk içinde yürütülen varlık mücadelesinin bir destanıdır. Kurtuluş Savaşının heyecanı, Türk Milletinin inancı ve mücadelesi istiklal Marşında ifadesini bulur. Bu büyük başarı elbette inanmış bir adam olarak kendini bu mücadelenin bir neferi olarak kabul eden Mehmet Akif’in yazmış olduğu Marşımızın bugün de aynı coşku ve heyecanla okunuyor olması, milli şairin ve

Milli Marşımızın ölümsüzlüğünün en büyük delilidir.

Sanatını ve mücadelesini mensubu olmaktan gurur duyduğu milletine adamış, bir ömür boyu milletinin bekası adına her türlü sorumluluğu üstlenmiş olan, Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı bu şiiri, edebi anlamda da en büyük başarısıdır. Peyami Safa’nın da dediği gibi Mehmet Akif olmasaydı Boğazlar Müdafaa ve İstiklal Harbi’nin destanı tarihçilerin kaleminden çıkan kupkuru bir zabıt varakasından ibaret kalacaktı.

Tüm şairlerin suskun olduğu dönemde haykıran ve milletinin vicdanını en iyi şekilde mısralara döken Akif’in ölmeden kısa bir süre önce vermiş olduğu bir röportajda “istiklal Marşı’nı nasıl yazdınız?”

sorusuna vermiş olduğu: ” İstiklal Marșı ümitle ve imanla yazılır” cevabı en iyi şekilde “Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk’ın” mısrasında ifadesini bulmuştur.

Hayatı ve eseri arasındaki münasebet, Mehmet Akif kadar hiçbir şairde böylesine canlı ve yoğun bir şekilde karşımıza çıkmaz. Kendi benliğini mensubu olmaktan gurur duyduğu milletinin uğruna feda eden, milletinin derdi uğruna adeta kendini unutan Akif’in Safahatta yer alan bütün şiirleri gibi İstiklal Marşı da kendini hisli bir yürek olarak gören Akif’in acizliğinin gözyaşlarıdır. Bu yüzden istiklal Marşı, iki günde kaleme alındığı iddia edilse de Balkan Savaşlarından Çanakkale Muharebelerine ve İstiklal Savaşına kadar geçen süreçte şekillenmiştir.

Akif, bütün bu süreçte yaşanan tüm sıkıntılara tanık olmuş, ama hiçbir zaman Türk Milletine olan inancını kaybetmemiştir. Mehmet Akif’in Mustafa Kemal Atatürk’ün çağrısına kulak verip Milli Mücadeleye destek vermek amacıyla Ankara’ya koşması, konuşmaları ile halkın milli mücadeleye olan inancını ve desteklerini arttırmaya çalışması, bu inancın bir neticesidir.

Milli mücadeleye destek vermek amacıyla Ankara’ya koşan bu sembol ismin Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu milli marş yarışmasına katılımı konusunda ikna edilmesi, Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi’nin özel girişimi neticesinde olmuştur. Zira yarışma için gelen 724 şiir, dönemin heyecanını ve ruhunu yansıtma konusunda yetersiz görülmüştü. Akif’in İstiklal Marşı’nı yazma sürecinde gece gündüz bu marșa odaklandığını, gece yataktan kalkıp Taceddin Dergahı’nın duvarlarına bile bazı mısralarını kazıdığı, hepinizin malumudur. Ama bu süreçte en çarpıcı olan sahne şüphesiz Mehmet Akif’in yazmış olduğu Marş, mecliste ayakta alkışlanırken onun oturduğu sırada başını ellerini arasına alıp sessizce ağlamasıdır.

Bu hisli yürek, bu karakter abidesi daha sonra sessizce kalabalığın arasından sıyrılıp kendini Ankara sokaklarına bırakmıştır. İstiklal Marșı için konulan mükafatı, yoksullara iş öğretmeyi amaçlayan Dar’ül Mesai adlı bir derneğe bağışladığını tekrar burada hatırlatmak istiyorum. Ankara’nın ayazında paltosunu bir yoksula veren Akif’in böylesine bir bağışta bulunması, onun cemiyet hayatına ve çalışmaya vermiş olduğu değerin en güzel ifadesidir. Kendisi mısralarında “Sessiz yaşadım beni kim nerden bilecektir” dese de Türk Milleti onu hiçbir zaman unutmamıştır.

En önemlisi ölümünde ve ölümünden sonraki yıllarda Türk gençliği milli şairine hep sahip çıkmış, onun vatan ve millet idealini hep yaşatmaya çalışmıştır. Üniversite gençliğinin omuzları üstünde Beyazıť’tan Edirnekapı Şehitliğine taşınan aslında Türk milletinin yüce karakteridir. Türk Milleti bütün ömrünü Türk bayrağındaki hilalin şerefini müdafaaya tahsis eden şairin Türk gençliği nazarında görmüş olduğu itibar, gücünü elbette bu hilalin millet nazarındaki değerinden almaktadır.

İstiklal Marşı aynı zamanda Türk milletinin asırlardan beri devam eden bağımsızlık aşkının şarkısı olarak terennüm edilmektedir. İstiklal Marşı bu yönüyle sadece bir dönemin değil asırlar boyu devam eden bağımsızlık mücadelemizin de hikayesini anlatır. Kendi benliğini adeta milletinin şanlı mazisinde yok eden şairin,” Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım!” haykırışı boşuna değildir. Batının

emperyalist tavrına karşı iman dolu göğsünü siper edip, bu hayasız saldırıya karşı asil mücadelesi elbette medeniyetin büyük bir direniş gösteren Türk milletinin ötesinde medeni geçinen devletlerin bu işgalci tavrına yöneliktir. Batının çalışma azmine hayran olan, asrın idrakini önemseyen bir şairin medeniyete düşman olması elbette düşünülemez. Akif kadar bu toprağın taşıdığı değeri anlatan başka bir şair var mıdır bilemem? Şehit kanları ile sulanmış bu toprakların bütün dünyaya bedel olması da bu yüzden değil midir? Şair için asıl büyük kayıp bu yüzden vatandan ayrı kalmaktır. Akif’in uzun yıllar kaldığı Mısır’dan yurda dönüşü ve dönüşünden kısa bir süre sonra ölümü, bu arzunun bir neticesidir. Vatanı uğruna şehit olan insanlar, elbette ölümsüzdür. Onların başı arşa değecek kadar yüce kutsaldır. İstiklal Marşı’nda şehidin hikayesi öylesine etkili bir şekilde dile gelir ki bizler de bir şehit gibi bu anı bütün ayrıntıları ile adeta beraber yaşarız. Şehit mücadelesi ile hilali yere düşürmemiştir. Şirin başında karşımıza çıkan karanlık, yerini aydınlık bir güne bırakacaktır. Akif kadar istiklali böylesine gür ve böylesine inançlı bir şekilde haykıran başka bir şair yoktur.

İstiklal Marşı’nın bu gün bile ilk günün coşkusu ve heyecanı ile okunuyor olması elbette şairin büyük başarısından kaynaklanmaktadır. Bizlere düşen görev, istiklal ritüellere kurban etmemektir.

İstiklal Marşı sadece ezberlenecek bir metin değildir, aynı zamanda kelime kelime anlaşılması, gereken bir metindir. Bazı metinlerin kutsanarak, kendi bağlamından koparıldığı bir gerçektir, asıl kutsal olan metin değil metnin taşıdığı anlam katmanlarıdır. Eğer biz istiklal Marşı’nın taşıdığı anlamı gelecek nesillere aktaramıyorsak, şiirin bir bütün içinde kavranılmasını sağlayamıyorsak, milli mücadelenin ruhunu ve anlamanı da anlatamıyoruz demektir.

İstiklal Marşı, varlığımızın, bağımsızlığımızın, milli ve manevi tüm değerlerimizin en güzel ifadesidir. Bu yüzden bu marşı yaşatmak, ancak ve ancak bu marșta ifade bulan tüm değerleri yaşamakla mümkündür. Bu vesile ile Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Allah milletimize bir daha istiklal Marşı yazdırmasın.”

İLÇE BİRİNCİSİNDEN İSTİKLAL MARŞI

İstiklal Marşı’nın tamamını güzel okuma yarışmasında ilçemizde birinci olan Dr. Mete Ersoy İlkokulu öğrencisi İsmet Göktuğ Onur’un İstiklal Marşını okumasıyla devam eden program kapsamında düzenlenen yarışmalarda dereceye girenlere ödülleri verildi.

Ortaokul ve liselerde düzenlenen istiklal marşını güzel okuma yarışmalarında birinci olan Kafaca Ortaokulu öğrencisi Mehmet Çağıran’a (Muğla’da düzenlenen törende olduğu için Milas’taki etkinliğe katılamadı), Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi İlke Selahattin Yıkılmaz’a ödülleri Kaymakam Mustafa Ünver Böke tarafından verildi.

RESİM, ŞİİR VE KOMPOZİSYON YARIŞMASI ÖDÜLLERİ VERİLDİ

12 Mart İstiklal Marşı’nın kabul yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma dolayısıyla ilçemizde resim, şiir ve kompozisyon yarışmaları düzenlendi.

İlkokullar arası resim yarışmasında dereceye giren Milas Özel Özge Koleji öğrencisi Salih Emre Ünlü,

Merkez ilkokulu Erva Güngör ve Fatih İlkokulu öğrencisi Zeynep Gökler’e

Ortaokullar arası șiir yarışmasında dereceye giren Semiha Altunkan Ortaokulu öğrencisi Helin Erdem, Zekeriya Gümüşkesen Ortaokulu öğrencisi Serhat Şiyar Çelik ve Yeniköy TEK Ortaokulu öğrencisi Ahmet Enes Emeksiz’e

Liseler arası kompozisyon yarışmasında dereceye giren Milas Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Baran Samıt, Dr. Mete Ersoy Anadolu Lisesi öğrencisi Beril Çete, Milas Sebahattin Akyüz Fen Lisesi öğrencisi Doğa Özel’e ödülleri törene katılan protokol tarafından verildi.

MÜZİK DİNLETİSİ İLE SON BULDU

Tören Milas Anadolu Lisesi öğrencilerinin hazırladığı 12 Mart oratoryosu, Milas Anadolu Lisesi Müzik Öğretmenleri Ali Çakır, Perihan Engindeniz ve öğrencilerinin hazırlamış oldukları müzik dinletisi ile son buldu.

HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık