Kent Konseylerinin yapısal-kurumsal sorunları tartışıldı
ÖNDER Haber / A.Coşkun EFENDİOĞLU –

Türkiye Kent Konseyleri Platformu 18. Genel Kurulu, 16-17 Nisan’da Aydın’ın Kuşadası ilçesinde yapıldı. Kuşadası Derici Otel’de yapılan ve 47 kent konseyinin başkan, genel sekreter ve yürütme kurulu üyelerinin katıldığı toplantı, son derece verimli geçti.
16 Nisan Cumartesi günü başlayan 18. Genel Kurulun açılışına 47 kent konseyinin temsilcileri ile Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı, Kuşadası Kaymakamı Muammer Aksoy ve CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız da katıldılar.
Kent konseyleri birçok
alanda şehre ışık tutuyor
Açılışta konuşan Kuşadası Kent Konseyi Başkanı İsmail Tezgel, “Kent Konseyleri, Kentin kalkınma önceliği, sorunları, vizyonu, sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin önerildiği, ortak aklın ve uzlaşmanın esas olduğu, demokratik yapı ile yönetişim mekanizmalarının oluşturulduğu bir kurumdur. Kent konseyleri birçok alanda şehre ışık tutuyor. Kent konseyleri için en önemli faktör insandır. İnsanların insanca yaşamaları için ne gerekiyorsa onları yapmak istiyoruz. Kent konseyleri olarak bakış açımız “herkes insandır, herkesin insan gibi yaşamasının koşullarının oluşturulması için çalışmak”tır dedi.
Katılımcı demokrasi;
bir sistem, yapılanma ve
kültür sorunudur ...
Daha sonra Kuşadası Kaymakamı Muammer Aksoy, Kent Konseylerinin kararlarının bağlayıcı olmasa da kent için çok önemli olduğunu belirtti.
“Kent konseyleri demokratik toplum yaşamımız için önemli bir kurumdur. Bizim toplumsal geleneğimizde, toplumsal kültürümüzde, yönetme kavramı daha ağırlık taşır. Birisi ister seçilsin ister atansın, o göreve geldikten sonra, ‘her şeyi en iyi ben bilirim’ düşüncesinde oluyor. Diğerlerinin bu işi hiç bilmediğini varsayıyor ve buna göre davranıyor. Atanmışların ve seçilmişlerin ‘en iyi ben bilirim’ yaklaşımı, bizim hastalığımızdır. Kent konseyleri bu hastalığımızın giderilmesinde güzel bir uygulama alanıdır. Seçilmişlerin, atanmışların, uzmanların bir arada olduğu genel bir konseydir. Yaptırımı var mı yok, kararları belirleyici mi hayır. Ama bana göre, aldıkları kararlar son derede önemli. Katılımcı demokrasi bir sistem, yapılanma sorunu olduğu kadar, bir kültür sorunudur da. Eğer kültürümüz demokratik değilse, katılımcılığı önde tutmuyorsanız, ‘her şeyi ben bilirim, ben yaparım’ diyerek yanlış sonuçlara varma ihtimaliniz vardır. Bu konseyler o nedenle bağlayıcı kararlar almasalar dahi toplum yaşantısına önemli ışıklar tutacak kuruluşlardır. Kent konseylerinin kararları bağlayıcı olmasa da dikkate alınmak zorunda kalınır. Ben buna inanıyorum” dedi.
“Kuşadası’nda sivil
topum örgütlerinin bizi
daha çok rahatsız
etmesini istiyoruz”
Türkiye’deki Kent Konseyleri’nin Avrupa seviyesine ulaşamadığını ifade eden Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı ise konuşmasında, “2009’dan bu yana Kent Konseyleri Avrupa ülkelerindeki konseylerin yaptığı çalışmaların seviyesine belki ulaşamadı. Ancak biz Kuşadası’nda Kent Konseyi’ni daha etkili kılmaya çalışıyoruz. Dünyada yönetim denen bir kavram vardı. Yönetenler ve de yönetilenler vardı. Son yıllarda yönetim kelimesi değişti. Yönetişim olarak kullanılmaya başlandı. Yönetişim, karşılıklı etkileşimle birlikte, yöneticilerin, karar alırken, yönetilenlerin düşünce ve kararlarını da dikkate almaya başladıkları, yeni bir yönetme anlayışına yol açıyor. Kuşadası’nda bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Yönetişim anlayışıyla biz Kuşadası’nda sivil topum örgütlerinin bizi daha çok rahatsız etmesini istiyoruz. Böylelikle, bizlere yol göstermesini temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Belediyeler, Kent
Konseyinin aldığı
kararlara uymalı”
Kent Konsey başkanları ve üyelerine seslenen CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız da, kent konseylerinin önemine dikkat çekti.
Kentin her türlü alanında konseylerin önerilerinin önemine dikkat çeken Yıldız, “Kent Konseyleri’nin bağımsız bütçesi olmalı. Belediyeler Kent Konseyinin aldığı kararlara uymalı. Kent Konseyleri ilçelerimizin daha iyi olmasını sağlayacaktır. Ayrıca, Büyükşehir yasasının yeniden ele alınması lazım. İlçe Belediyeleri eski yetki ve gelir kaynaklarına sahip olmalıdır. Ayrıca, turizm kentlerinin İller Bankası’ndan nüfusları oranında pay alması uygulaması genişletilmelidir. Çünkü turizm kentlerinin kış ve yaz nüfusları arasında çok büyük farklar vardır. Mesela Kuşadası 160 bin nüfuslu bir kenttir, ama yaz aylarında 600 bin kişiye hizmet etmektedir. Ayrıca günübirlik gelip giden turistler vardır. Turizm kentleri bu nedenle daha fazla pay alabilmelidir” dedi.
Konuşmaların ardından ‘Divan’ oluşturularak, Türkiye Kent Konseyleri Platformu’nun 18. Genel Kurulu çalışmalarına başladı.
Kent Konseylerinin
yapılanması
İlk oturum öncesinde Türkiye Kent Konseyleri Platormu Dönem Başkanı, Yenimahalle Kent Konseyi Başkanı Atilla Çınar, dönem başkanlığını Kuşadası Kent Konseyi Başkanı İsmail Tezgel’e devretti.
Kent Konseylerinin
‘bütçe sorunu’
giderilmeli
İlk oturumda ‘Kent Konseylerinin Yapılanması’ konusunda, üç ayrı sunum yapıldı.
İlk once, Sosyolog Mustafa Ünaldı, bir sivil toplum örgütü olarak Kent Konseyleri hakkında bir sunum yaptı. Katılımcı demokrasilerin önemli kurumları olan sivil toplum kuruluşlarının, çağımızda, pekçok “büyük güç” tarafından, emperyal güçler tarafından manipüle edildiğine tanık olunduğunun altını çizen Ünaldı, “bunların pekçoğu maalesef, bu güçler tarafından kullanılan örgütlenmeler, STK’lar haline gelmiş durumda. Bu nedenle Kent Konseyleri, yeni dönemde, sivillerin kent yönetimine katılma, yönlendirmesi anlamında yeni ve verimli bir örgütlenme modeli durumundadır. Kent Konseyleri, ortak bilinç oluşturulmasının aracı olarak, yönetenleri yönlendirme aracı olarak önemli bir işleve sahip olacaktır” dedikten sonra, mevcut Kent Konseyleri’nin zaafları da olduğuna değindi ve bunlardan birinin, gönüllülük esasına dayandığı için, istikrarlılığının şüpheli görülebileceğini, ama en önemlisinin ise ekonomik özgürlüğünün olmaması, yani bütçe sorunu olduğunu belirtti. Her ne kadar mevcut Kent Konseyleri, bunun bilincine varmış Belediye Başkanları’nın destekleriyle bir yol alsa da, ayrı bir bütçesi olmadığı için Belediye Başkanları ile çatıştıkları noktalarda sıkıntı yaşanabileceğini, bu nedenle Kent Konseyleri’ne bina, araç, kırtasiye vb. giderlerini karşılayabilecekleri bir bütçenin, ilgili yönetmeliklere eklenerek, sağlanması gerektiğini belirtti.
Daha sonra, Büyükşehir modeline göre Kent Konseyleri’nin nasıl yapılanması gerektiği konusundaki çalışmasını, Bodrum Kent Konseyi Başkanı Hamdi Topçuoğlu sundu. Üçüncü sunumu ise Kartal Kent Konseyi Başkanı Demet Songurtekin, yine “Kurumsal Yapılanma Stratejisi” başlığıyla sundu ve bunlar, katılımcılar tarafından tartışıldı.
İlk günkü oturumlar, Doç. Dr. Zafer Şahin’in, yine Kent Konseyleri’nin mevcut durumları, sorunları ve çözüm önerileri sunumuyla devam etti. Zafer Şahin de mali özerklik sorununa dikkat çektiği konuşmasında, bu sağlandığında, bütün belediyelerde kent konseylerinin oluşması ve gelişmesini de sağlayacağını belirterek, Kent Konseyleri’nin mevcut yapılanmaları, çalışma sistemleri vb. konusunda bir “standart” geliştirilebilmesi için ise, mevcut Kent Konseyleri düzleminde yaptıkları bir anket çalışmasının geliştirilmesinin önemine dikkat çekti ve bu anket çalışmaları sonrasında, bütün kent konseylerinin dikkate alabileceği sonuçların ortaya çıkabileceğini belirtti.
Daha sonra Bodrum Kent Konseyi’nin, gazetemizde de 16 Nisan Cumartesi günü yayınladığımız, “Manifesto”su, Bodrum Kent Konseyi Başkanı Hamdi Topçuoğlu tarafından platform gündemine getirildi ve anlatılarak destek istendi. Bütün katılımcı Kent Konseyleri, Bodrum Kent Konseyi’nin tepeden verilen tahsisler ve inşaat ruhsatlarıyla yapılmaya çalışılan TOKİ evleri ve külliye inşaatlarına karşı manifestosunu imzalayarak desteklerini gösterdiler. Ayrıca bu konunun sonuç bildirgesine girmesi de kararlaştırıldı.
Bu bölüm, Kuşadası Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin çalışmaları konusundaki sunumu ve yeni katılan Kent Konseyleri’nin tanıtımıyla sona erdi.
17 Nisan Pazar
İkinci gün ise, ilk günkü toplantılar sırasında gündeme gelen çeşitli konular üzerine, Kent Konseyleri temsilcilerinin görüşlerini paylaşmaları ve tartışma ile devam etti.
Türkiye Kent Konseyleri Platformu’nun 18. Genel Kurulu, Milas Kent Konseyi Temsilcisi Coşkun Efendioğlu’nun da yeraldığı “Sonuç Bildirgesi Hazırlama Komisyonu”nun hazırladığı Sonuç Bildirgesi taslağının okunması, tartışılması ve kabul edilmesiyle son buldu.
47 Kent Konseyi temsilcisinin katıldığı Genel Kurul’un tamamlanması sonrası, Kuşadası Kent Konseyi ve Kuşadası Belediyesi’nin düzenlediği tanıtım gezisi, Kuşadası’ndaki yerleşimin tarihini 7000 yıl öncesine taşıyan ve Kadıkalesi olarak bilinen antik ören yerinin, buradaki kazıları sürdüren ekibin rehberliğinde gezilmesiyle sona erdi.
Türkiye Kent Konseyleri Platformu 18. Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi
Türkiye Kent Konseyleri Platformu 18. Genel Kurul Toplantısı, Aydın Kuşadası Kent Konseyi´nin ev sahipliğinde 16-17 Nisan 2016 tarihlerinde 47 kent konseyinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Genel Kurul Sonuç Bildirgesinde aşağıdaki maddelerin yer alması kararlaştırıldı:
Madde 1-
Ülkemizin bir bütün olarak her köşesinde yaşayan yurttaşlarımızın din, dil, ırk, renk ve cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin barış içinde, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayalı, terör, şiddet ve baskıdan uzak bir ortamda yaşam hakkı bulunmaktadır. Bu hakkın korunması devletin görevidir. Ülkemizde toplumsal barışın “yurtta barış dünyada barış” ilkesi doğrultusunda tesis edilmesini talep ediyoruz.
Madde 2-
12 Kasım 2012’de çıkarılan ve kamuoyunda bütünşehir yasası olarak bilinen 6360 sayılı yasa ile ilçe belediyelerinin gelirleri ve yetkileri yüksek oranda azalmıştır. Merkezi yönetim tarafından nüfus oranlarına göre belirlenen ve paylaştırılan bütçenin, yaz-kış nüfus dengesizliğinin yaşandığı özellikle turizm ilçelerine özel statü verilerek yeniden düzenlenmesi, Büyükşehir Belediyelerine bırakılan yerel hizmetlerin ve gelirlerinin anılan, yasadan önce uygulandığı gibi bu statüdeki belediyelere tekrar geri kazandırılması gerekmektedir.
Madde 3-
Anayasamızın 56. Maddesi “çevreyi geliştirmek çevre sağlığını korumak ve çevre kirliliğini önlemek” konusunda devlete ve vatandaşlara ödevler yüklemektedir. Bu bağlamda, Türkiye Kent Konseyleri Platformu, ülkemizin her yerinde tarihi, kültürel, doğal ve çevresel varlık ve değerlerimizin talan edilmesine karşıdır ve bundan sonra da yaşam ve çevre hakları konusunda Anayasamızın verdiği hakların kullanılarak takipçisi olmaya devam edecektir.
Madde 4-
Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, her türlü ölçekli imar planları belediyelerden, kurumlardan, sivil toplum kuruluşlarından görüş alınmadan hazırlanmaktadır. Kentlere dair yapılacak tüm planların hazırlanma sürecinde, yerel sivil kuruluşların doğrudan görüşünün alınması gerekmektedir. Ayrıca, Merkezi yönetimin belediyelerin imar yetkilerini kısıtlaması ve tüm sürecin merkezden yürütülmesi (arsa, arazi tahsisi, ruhsat ve yapılaşma izni verilmesi) katılımcı demokrasi ilkelerine aykırıdır.
Madde 5-
Enerji üretim tesisleri (Jeotermal, HES, RES, GES vb.), maden, taş ocakları için kaldırılan ÇED raporları yeniden istenmelidir. Yatırımın yapılması planlanan bölgelerde, yerel dinamiklerin bu konulardaki görüşlerinin ele alınması ve kent konseylerinin daha etkin olarak sürece müdahil edilmelerinin önü açılmalıdır.
Madde 6-
Türkiye Kent Konseyleri Platformu, bölgesel olarak benzer sorunları yaşayan kent konseyleri arasındaki dayanışmayı önemser ve bu ilkenin bütün Kent Konseyleri tarafından hayata geçirilmesini destekler.
Madde 7-
Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü olan 17 Nisan’da, Türkiye Kent Konseyleri 18. Genel Kurulu’nda, üretim temelli çağdaş ve bilimsel bir eğitim sisteminin ülkemizde yeniden gündeme alınması gerektiğini vurguluyoruz.





