Köylülerin yeni umudu Kaymakam...

Kaymakam Eren Arslan önceki gün Ekizköy’de vatandaşı dinledi...

Köylülerin yeni umudu Kaymakam...

Salı günü Milas Kaymakamı Eren Arslan, arazi ve evlerinin istimlak tehlikesi yaşayan Ekizköy Karadam köylülerini ziyaret ederek, dinledi. Toplantıyı izleyen, kendisi de Karacahisar’da yaşayan Haluk AKBATUR, bu ziyaretle ilgili izlenimlerini aşağıdaki gibi aktardı (ÖNDER)

30 Temmuz 2019 Salı günü Sayın Kaymakamımız Eren Arslan, kömür maden sahasına dahil edilerek istimlak için tebligat yapılan Karadam, Karacahisar ve Çamköy köy muhtarları ve köylülerle, Karadam mahallesi meydanında bir toplantı düzenledi.

Karadam muhtarı Muhsin Bilge, kendisine ulaştırılan tebligatları köylülere dağıttığını ve köylülerin bu işe sert tepki gösterdiklerini, hiçbir köylünün arazisini satmak istemediğini bildirdi. “Talebiniz istimlak olursa nereye gideriz diye mi soruyorsunuz” sorusuna muhtar net bir şekilde “Talebimiz istimlak olmasın” diye cevap verdi. Kaykamımız; “tabiî ki buna karar verecek ben değilim, istimlak olsun olmasın desem de benim dememle olan bir işlem değil. Kamulaştırma kanunu, maden kanunu, bu çerçevede yapılan hukuki bir işlemdir” diyerek, daha önceden bu bölgede “ikizköy mahallesinde” yapmış olduğu toplantıdan ve Türkiye’nin her bir yanında kamu yararına bu tür işlerin yapıldığından ve devletin kamulaştırma yapılan hiçbir yerde vatandaşın mağduriyetine sebep vermeyecek şekilde, hem maddi, hem de geleceğe yönelik düzenlemeleri yaptığını söyledi.

“Bunu bir kere baştan söylemek lazım. Buradaki amaç kimsenin yerinden yurdundan olması değil elbette, yapılan her işlem hukuka uygun olmak zorunda ve öyle yürüyecek, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da öyle yürüyecek. Elbetteki sizlerin itirazlarınız, hukuki haklarınız olacaktır ve bunlara da ilanihayetinde de yargı karar verir. Hukuk devleti gereği hepimiz o karara uymak zorundayız” diyen kaymakam Arslan, memleketi Artvin’de yapılan kamulaştırmalardan bahsetti. “Hiçbir şekilde kuralları ile işleyen bu süreç içinde vatandaşların mağduriyeti söz konusu olmaz, kamulaştırma hukuki bir süreç, kamulaştırma anayasal bir süreç, bunların hepsi düzenlenmiş durumda, sistem ve işlem buna göre yürüyecek, yani bundan başka bir şey de söyleyebilecek bir şeyim yok, ama benim bir yerlere iletmemi, benim bir yerlerle görüşmemi talep ettiğiniz somut olarak şu konu böyle, şu konu şöyle dediğiniz bir konu varsa söyleyin” dedi.

Karadam muhtarı istimlak edilecek alanın çok büyük olduğunu ve tarlalarını kaybeden köylerinden dışarı çıkabilecek durumları, evlerinden başka bir şeyleri kalmayacağını, üstelik istimlak edilecek sahada kayda değer kaliteli bir kömür rezervinin olmadığını vurguladı.

Zaten şu anda büyük masraflarla çıkarılan kömürün de yeterli kalori vermeyen ve bir yüzyıl daha beklenilse kaliteli hale geleceği pek çok uzman tarafından iddia edilmektedir.

Bu noktadan gelecek itirazların tespit edilmesinin kolay olduğunu belirten Kaymakam Arslan, bu itirazların muhtarlar aracalığı ile alınıp ilgililer tarafından değerlendirileceğini söyledi.

İkizköy’deki iki evi ve tarlası istimlak edildikten sonra aldığı paranın yeni bir ev, üstelikte prefabrik bir ev yapmaya bile yetmediğini söyleyen muhtar, bu yüzden banka kredisi aldığını ancak şimdi kendisine tekrar tebligat geldiğini ve artık bir yere gitme imkanı olmadığını söyledi. Benzer şekilde 80 ve 90 yaşlarında olduklarını söyleyen iki teyzemiz de aynı durumda olduklarını, göç etmek zorunda kalan tüm akrabaları ile bağlarının koptuğunu ve gidecek hiçbir yerleri olmadığını, güç bela yaptıkları son evlerinden ancak ölülerinin çıkacağını belirttiler.

Köylülerin, “biz üretmezsek Milas’ta siz ne yiyeceksiniz,  su kaynaklarımız kirlenince Bodrum, Güllük ne içecek?” gibi sorularına, “hepimiz aynı gemideyiz” diye cevap verdi. Kanserden ölümlerin arttığını, ürün alamadıkları gibi, bilinen pek çok sorunlarını belirten köylüleri sabırla dinleyen, köylülere hukuki yollardan nasıl mücadele verebileceklerini belirten kaymakamın ayrılmasından sonra köylüler aralarında konuşmaya başladı. Hepsi devletin Milas’taki en büyük idari temsilcisinin yanlarında olmasından umutluydu.

Karadam, Karacahisar ve Çamköy halkının yanında yer alıp, defalarca “ben masanın bu tarafında oturuyorum diye beni karşı taraf olarak görmeyin, sizin yanınızdayım” diyen ve hatta özel şirket yöneticileri ile konuşması istendiğinde sinirlenerek ben böyle bir aracılık yapamam diyen Kaymakamımızın gerekli mercilere, yetkililere durumumuzu anlatacağını söyleyerek toplantıdan ayrılması herkes gibi beni de umutlandırdı.

30 yıla yaklaşan bir süre önce, zaten eski bir teknoloji olarak Polonya’dan alınıp kullanılmaya başlanılan termik santraller, biçilen 25 yıllık ömürlerini çoktan tamamladılar. Dünyanın pek çok ülkesi yıllar öncesi termik santralleri kapattılar ve kapatmaya devam ediyorlar. 27 Temmuz günü Milas düğün ve toplantı salonunda boş sandalyenin kalmadığı bir toplulukla birlikte Elif Gündüzyeli tarafından sunulan “kömürün gerçek maliyeti” adlı bir raporu hayretle dinledik, arkasından İmre Azem tarafından hazırlanan “Kömür Belası” adlı belgeseli izledik. Sadece Milas değil, Muğla’nın ve hatta yurtdışı komşularımızın ne büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu bir kez daha anımsadık. Sorular ve katkılar sırasında pek çok köylümüz söz alıp, kömür yüzünden nasıl mağdur olduklarını anlattı. Sayın milletvekillerimiz Suat Özcan ve Burak Erbay, Afyon’daki toplantısını yarım bırakarak toplantıya yetişen belediye başkanımız Muhammet Tokat yanı sıra, sayın kaymakamımızın da desteği ile bir kanser gibi büyüyen ve cennetimizi cehenneme çeviren kömür maden ocaklarına bir dur dememin zamanı şimdidir.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık