Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

Liman genişletilmesine tepkiler sürüyor

Gülllük Limanı’nın genişletilmesi 2015 senesinde gündeme gelmiş, Milas Kent Konseyi’nin başvurusu ile durdurulan proje, revize edilerek geçen Mayıs ayında yine görücüye çıkmıştı. Ancak ÇED toplantısı daha sonra ertelenmişti.

Liman genişletilmesine tepkiler sürüyor

Gülçin ERŞEN

ÇED Toplantısı’nın ne zaman yapılacağına ilişkin ilan, Milas’ta değil, Muğla’daki bir gazetede yayınlandığı için, katılım, beklenenden biraz daha az oldu. Önceki gün (11 Nisan 2019) Güllük Belediye Evlendirme Salonu’nda düzenlenen ÇED  raporu hazırlık toplantısına katılan Güllük halkından bir kesim, limana ve genişletilmesine ilişkin tepkilerini ortaya koydu. Toplantıda  20-30 yıldır Güllük’te yaşayanların ağırlıklı olduğu, yerlilerinden çok az sayıda katılımcı bulunduğu da gözlendi.  

Toplantı başlamadan ellerinde pankartlarla, hep bir ağızdan itirazlarını dile getiren katılımcıları, Serdar Mühendislik Yetkilisi Eyüp Kaya,  Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, ÇED ve Çevre İzinleri Şube Müdürü Bekir Erdoğan’ın yardımıyla sakinleştirebildi. Yeni projeyi ve ÇED raporunu hazırlayacak olan Serdar Mühendislik çalışanlarından Hatice Yüksel, yansılar eşliğinde yaptığı sunumunda, önce limanın Güllük içinden, Manastır Burnu’na taşınma sürecini anlattı. Liman’ın yerinin Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu ve imzalanan sözleşmeyle Liman İşletme Şirketi’ne 23 yıllığına kiralandığını anımsatan Yüksel, özetle şunları söyledi: 2015’de tepki alan projeden vazgeçilip, yeni bir proje hazırlandı. Mevcut iskelenin mevcut ikili kırık yapısından kaynaklanan sakıncaları ortadan kaldırmak amacıyla, bu iskelenin uzatılması yerine; 75 metre kuzeyine yeni bir iskele yapılacak. (Şimdiki iskele 20 metre genişliğinde ve 131 metre uzunluğunda. Yeni iskelenin 40 metre eninde, 502 metre uzunluğunda yapılması planlanıyor. ) Yeni limanda bir defada 100 bin ton yükleme yapılabilecek. İskele kazıklı olacak. Karada da mevcut beton zemin kaydığı için, kazıklarla desteklenecek. Dolgu yapılmayacak. Gemiler daha açıktan iskeleye yanaşabilecek. Maden depolama alanı limanın arka tarafına taşınacak. Aydın -  Çine – Güllük demiryolu projesinin en kısa zamanda tamamlanması planlanıyor. Böylece, karayolu trafiğinin hafifletilmesi hedefleniyor.

Ayrıca, zeytinliğe, kuş ve fok populasyonuna etkisi olmayacağı, biyo –çeşitliliğe etkisinin az olacağı savunuldu. Mevzuata uygun olduğu söylendi.

Soru -  cevap faslı

Sunum sonrası katılımcılara söz verildi ve soruları yanıtlandı. Sorular ve söylenenler, kişi adlarıyla şirket yetkililerince kayıt altına alınırken, toplantıya katılanların bazıları da cep telefonuyla çekim yaptı.

Orjan Sitesi Yöneticisi Kemal Kisirlioğlu, Güllük’ü ilgilendiren önemli bir konuda, Milas’taki yerel gazeteler yerine, niçin Muğla’daki bir yerel gazeteye ilan verildiğini sordu.  “Güllük halkının haberi olmasın, toplantı iptal edilsin diye mi böyle yapıldı?” diye söze giren Kisirlioğlu,  konuşmasını şöyle sürdürdü: “Stok sahasının tozu toprağı ne olacak? Bununla ve gürültüyle ilgili ne gibi önlemler alınacak?...

Şirket yetkilisi Kaya, ilanı kendilerinin vermediğini, söyledi. Tarım İl Müdürlüğü önceki projede çayır merası bitkisine zarar verildiği için projeden vazgeçilmesini istediğini belirten Kaya,  şimdi dolgu yapılmayacağını söyledi.  Demiryolu taşımacılığının, araç trafiğini ve tozu azaltacağını sözlerine ekledi.

Emekli Akademisyen Adnan Erkuş, 2013’de TÜBİTAK ve akademisyenlerin hazırladığı raporu (Güllük Körfezi Bakteriyolojisi) örnek göstererek, şöyle konuştu: Rapora göre kirlilik gittikçe artıyor. Burada balıkçılık yapılıyor, insanlar yüzüyor… Sirkülasyonu bozduğunuz zaman, burada canlı çeşitliliği olumsuz etkilenir. Limanın yeri değişince, kirlilik değişmiyor… 50 Grostonluk gemiler yerine, 100 grostonluk gemiler gelecek, onların vereceği zarar da artacak. Bu limanın Güllük’e, Milas’a yararı yok. Yeri yanlış. Halkı enayi yerine koymayın. Buranın sahibi Güllüklüler. Biz kamuyuz! Üstelik doğru düzgün gelir getirmeyen ak maden (feldspat) tozunu Güllüklüler çekiyor.  Böyle ÇED raporu olmaz. Bilimsel destek sunmayan, afaki bir rapor. Çevre Mühendisleri Odası yetkililerinin bulunduğu bir ekip tarafından bilimsel rapor hazırlanmalı. Projenin iptalini ve mevcut limanın taşınmasını istiyoruz.

Amaç, çevreye zararı minimize etmek

Kaya, yaptıkları sunumun ÇED raporu olmadığını açıklayarak, “Biz sizden ve kamu kurumundan gelecek görüşlere göre ÇED raporu hazırlayacağız… Ege ve Ankara Üniversitesi’nden görüş aldık. Projeyi Muğla Üniversitesi’nden gelecek temsilcilerin gözetiminde uygulayalım dedik… Bakanlık onayı sonrası, proje 10 gün askıda kalacak. İtiraz hakkı var… Yer seçimi bizim sorumluluğumuzda değil. Mevcut limanın çevreye zararını minimize etmeyi amaçladık.

Orjan’da limanı gören evi bulunduğunu belirterek söz alan Kemal Uzun, “Her gün limanın gürültüsünü ve tozunu çekiyorum. Mevcut limanın işleyişi insana, doğaya saygılı hale getirilmeli. Açıkta yükleme yapılmamalı… Stok sahalarının limanın arkasına taşınması, bizce gözden uzaklaştırma anlamına geliyor. Bu alanların üzeri kapalı olmalı..

Milas Kent Konseyi adına söz alan Meliha Tekin de gürültüsü ve tozu yüzünden Güllük yerine Boğaziçi’nde yaşamayı tercih ettiğini söyledi. Güllük Dalyanı’nın asla zarar görmemesi gerektiğini vurgulayan Tekin, “Bu konuda bir çalışma yaptınız mı? Yılın 12 ayı izlenmesi gereken bir olay. Sözünü ettiğiniz üniversiteler kaç aylık çalışma yaptı? Amacımız, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Dalyan yok olursa, ekosistem, çevre, dünya etkilenecek… Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi de çalışmaya dahil edilmeli.

Limanı taşımak, yenisini yapmak…

Gazeteci ve demokratik kitle örgütü yöneticisi sıfatıyla söz alan Gülçin Erşen, yıllarca süren İzmir Körfezi temizleme çalışmaları sırasında Bostanlı Balıkçı barınağı tarafındaki mendireğin sirkülasyonu önlemesi nedeniyle yaşanan sıkıntıyı anımsattı. Ardından, geçen yaz gittiği Saros Körfezi’nin Yayla sahili kesiminde yapılan mendirek nedeniyle, kilometrelerce kumsalın yok olduğunu, denizin evlerin duvarına dayandığını, deniz kıyısında evi olanların, deniz tarafına istinat duvarı yaptığını anlatarak, Güllük Körfezi’ne yapılacak daha uzun bir limanın etkisinin hesaplanıp hesaplanmadığını sordu.

Önce deniz hareketleri ve akıntı yönü konusunda (oşinografi) çalışmalar yapıldığını söyleyen Kaya, iskelenin deniz seviyesinden en az 2 metre yükseğe çıkacak kazıklar 4 -5 metre aralıklarla çakılmak suretiyle yapılacağını belirtti. (İzmir Limanı’nın genişletildiğini, ama Körfez’in hala temiz olduğunu, Çandarlı’ya taşınmasından vazgeçildiğini  de sözlerine ekledi.)

Gezi teknesi kaptanı Mehmet Dönmez, Güllük Körfezi’nin en derin yerinin 25 metre, limanın bulunduğu yerin 13 metre derinliğinde olduğunu kaydetti. Dünyanın hiçbir yerinde dalyan ağzına ve körfez çıkışına liman yapılmadığını belirten Dönmez, limanın Alagün koyuna taşınması gerektiğini, orada yerleşim bulunmadığını ve projesinin hazır olduğunu söyledi. Dönmez, diğer birkaç katılımcı gibi; işlenmeden satışı fazla gelir getirmeyen, feldspat madeninin kanserojen olduğunu, buradan çıkarılıp, taşınıp, satılmasını istemediklerini de söyledi.

Tartışmalar, liman dışındaki başka çevresel sorunlara, özelikle su ve arıtmaya da değinerek, dallanıp budaklandı. Katılımcıların çoğu, Güllük’te liman istemediklerine, olacaksa da çevreye, doğaya, insana zararının en aza indirilmesine vurgu yaparken; şirket yetkilisi, mevcut durumda genel maliyeti ve çevresel zararı en aza indirmeyi hedeflediklerini belirtirken, aslında yöreye birden fazla liman gerektiğinin altını çizdi.

Editör: Gülçin Erşen
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık