"Milas’ta kadınlar yaşamdan koparılıyor: Bu tesadüf değildir!"

Milas Yurttaş İnisiyatifi tarafından gönderilen yazılı açıklama şu şekilde;

“Milas’ta sadece birkaç gün arayla iki kadın yaşamını yitirdi. 22 Ağustos’ta Kezban Süne, sokak ortasında pusu kurularak av tüfeğiyle öldürüldü. 27 Ağustos’ta ise N.M., birlikte yaşadığı eski eşinin evinde intihar ederek yaşamına son verdi. İki kadın, iki ölüm, aynı ilçede, birkaç gün arayla… Bu tesadüf değildir.

Biz biliyoruz ki kadınların yaşam hakkını güvence altına almak siyasi bir sorumluluktur. Çünkü şiddeti önleyecek politikaları hayata geçirmek, kadınların başvurabileceği sığınma evlerini ve danışma merkezlerini artırmak, koruma mekanizmalarını etkin biçimde işletmek ve kadınların hayatını tehdit eden koşulları ortadan kaldırmak devletin ve yerel yönetimlerin görevidir. Bu irade gösterilmediğinde, her ölümün zemini bizzat ihmallerle hazırlanmış olur.

Hükümete sesleniyoruz:

•İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmekle derinleştirilen boşluğu gidermeli, ulusal ve uluslararası mekanizmaları etkinleştirmelisiniz.

•Kadınların şikâyetlerini ciddiye alacak, koruma kararlarını uygulayacak bir düzen kurmalısınız.

•Failin devlet görevlisi olduğu durumlarda daha şeffaf ve hızlı soruşturmalar yürütmelisiniz.

Yerel yönetimlere sesleniyoruz:

•Kadınların güvenliği için sığınma evleri, kriz hatları ve danışma merkezleri kurmak belediyelerin asli görevidir. Milas’ta kadınların başvurabileceği yaygın, erişilebilir mekanizmalar oluşturulmalıdır.

  •Kadın örgütleriyle işbirliği yaparak farkındalık çalışmaları ve dayanışma ağlarını güçlendirmek belediyelerin sorumluluğudur.

Biz Milas Yurttaş İnisiyatifi olarak, kadınların yaşam hakkını güvence altına alacak adımların acilen atılmasını talep ediyoruz.

Kadın cinayetleri kader değildir. Kadınların yaşam hakkı korunabilir. Bunun için siyasi irade, kararlılık ve toplumun ortak mücadelesi gereklidir.

Biz Milas’ın kadınları ve yurttaşları olarak bu mücadelenin takipçisi olacağız.

Kadın cinayetleri politiktir, susmuyoruz!”