Milletvekili Gökcan’a yoğun tepki..

Gökcan ayrıca, sosyal medya ve çeşitli dedikodu mecraları aracılığıyla akıl almaz yalanların, iftiraların ve çarpıtmalar hemen ortalığa saçıldığına işaret ederek, şunları söyledi:

“Bazı sorumsuz Muhalif Siyasetçiler veya sosyal medya silahşörleri yanan alanların imara açılacağı, oteller yapılacağı yalanına sarıldılar.

Ancak onların söylediği yalanları yüzlerine çarpacağız.  Onları yine utandıracağız.

Yanan alanların imara açılacağı veya rant sağlanacağı gibi  iddialar asılsız, yalan ve maksatlı açıklamalardır.

Yanan tüm alanlarımızı hızlıca ağaçlandıracağız.”

GÖKCAN, NE KADARINI BİLİYOR?

Kozağaç Mahallesi’ndeki yangın alanında söylediği bu sözler üzerine, yaklaşık bir haftadır bölgemizdeki yangınları sürekli izleyen Milaslılar, Gökcan’a yoğun tepki gösterdi.

Ören bölgesindeki yangında, ikinci gün Çökertme yanmış, Türkevleri’ne doğru gidiyordu. Aynı anda Bodrum istikametinde de yangın devam ediyordu. Bir-iki helikopterin, o da sürekli olmayan müdahaleleri dışında, havadan hiç bir müdahale yoktu. Gerek Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, gerekse Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, yangın yerinden yaptıkları çağrılarda, defalarca uçak ve helicopter yardımı istediler. Dağlık arazideki asırlık ormanlardaki devasa yangınla, karadan mücadele çok zordu çünkü. Ancak uçaklar gelmedi; çünkü yoktu!..

Yangın bir ara Türkevleri’ne gelirken, rüzgarın dinmesiyle yavaşladı. Geren mevkiinde yapılacak etkili bir müdahale ile yanının Kemerköy’e sıçraması önlenebilirdi. Ancak havadan mutlaka etkilil müdahale gerekiyordu. Yoktu.. Sonra yangın, rüzgarın yön değiştirmesiyle Bozalan, Fesleğen, Akçakaya yönünde ilerlemeye başladı. Türkevleri ve Kemerköy kurtulmuş görünüyordu. Ancak ertesi gün, yukarı çekilen yangın, yine rüzgarın etkisiyle Türkevleri, Kemerköy sırtlarında görüldü ve aşağıya doğru inmeye başladı. Başkan Tokat, ogle saatlerinde yaptığı yoğun çağrılarla, buna mutlaka uçaklarla müdahale edilmesi gerektiği, aksi taktirde yangının Kemerköy’e ulaşacağı çağrısı yaptı. Yine müdahale yoktu ve Kemerköy tutuştu, yangın Ören tarafına da sıçradı. Ertesi sabah Örenliler, iki uçağın ve üç helikopterin denizden su aldığını gördüler, sevindiler, yangın artık söndürülecek diye.. Ancak bir-iki sorti sonrasında uçaklar kayboldu. Yangın yine dizginsizce ilerlemeye başladı. Ören ve çevre köylerin tahliye kararı çıkartıldı ve tahliye edildi. Yangın bundan sonra da Akçakaya, Fesleğen, Gürceğiz, Bayır, Demirciler istikametinde ilerlemeye devam etti.

Evet, biz de zaman zaman helikopterleri ve bir iki kez de uçakları gördük. Ama hepsi bu kadar. Kesinlikle etkin bir havadan mücadele yapılmadı. Zaten Bakan da Cumhurbaşkanı da yangın uçağı olmadığını söylüyorlardı. Zaman zaman uçan uçaklar da, yangının başlamasından bir kaç gün sonra, Rusya’dan kiralanan, Azerbaycan’dan gelen ve en son AB’nin desteğiyle İspanya’dan gelen yangın söndürme uçaklarıydı ve yangın sadece Milas’ta, Marmaris’te, Kavaklıdere’de değil, Manavgat ve başka yerlerde de sürüyordu.

Bütün bu gerçekler ortadayken, her şey gün gibi açıkken, hâlâ Belediyeleri suçlamak, uçaklar neden söndürmedi diyenlere göz doktoru tavsiye etmek, çok basit ve ucuz bir siyasetçi edebiyatından öte gitmiyor. Her şeyi bizzat yaşayan insanlarımız da, gerek sosyal medyadan, gerekse bizleri her gördüklerinde feryat figan anlatıyor, öfkelerini dile getiriyorlar.

Bizimki sadece bunları aktarmak..