Mehmet OĞULTÜRK
31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Yerel Yönetim Seçimleri için, “Askı süresi (04 Ocak 2024 – 17Ocak 2024) içinde yerleşim yeri adresini değiştiren ve seçmen niteliğine sahip olduğu halde, muhtarlık bölgesi askı listelerinde ismi bulunmayan kişiler, bizzat veya 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 50. Maddesinde sayılanlar, ilgili nüfus müdürlüklerine adres beyan formu ile birlikte, elektrik, su, telefon, doğalgaz abonelik sözleşmesi veya faturası, e-devlet üzerinden alınan aboneliğe ilişkin karekodlu belge, noter tasdikli kira sözleşmesi gibi belgelerden birisi ile başvururlar ve nüfus müdürlüğünce tescil edilen adrese ilişkin imzalı ve onaylı adres beyan formunun bir örneği ve eklerini ilçe seçim kurulu Başkanlığına teslim ederler veya talep üzerine nüfus müdürlüklerince yukarıda sayılan belgeler onaylı dizi pusulasına eklenerek İlçe Seçim Kurulu Başkanlıklarına gönderilir” denilmektedir.
Önceki Seçim döneminde; maliki olduğumuz, İsmetpaşa Mah. Halilbey Bulvarı No. 20/2 Milas adresinde kimsenin oturmadığını, ancak e-devlet üzerinden yaptığım araştırmada aynı adreste Ulaş Erdoğan ile Emrah Erdoğan isimli iki kişinin kayıtlı olduğunu görmüş ve Mahalle Muhtarlığına durumu iletmiştim. Muhtar, Hocam not alıyorum, zabıta araştıracak demişti. Bu defa, 06.01.2024 tarihinde E-Devlet üzerinden yeniden yaptığım seçmen sorgulamasında da aynı kişilerin bu dairede oturur olduklarını gördüm. Seçmen kütüklerini inceledim. Herhangi bir değişikliğin olmadığını fark ettim. Muhtar Bey’e “hani bu adamları silecektiniz” dedim. “Hocam ben sisteme işledim. Gerisini bilmiyorum” dedi. “Bunu bana sistemde gösterebilir misiniz” dediğimde ise; “Hangi tarihte işlediğimi şimdi göremem” diye yanıt verdi. Bunun üzerine Milas Kaymakamlığına durumu açıklayan bir dilekçe ile müracaat ettim. Kaymakamlık, ilçe Nüfus Müdürlüğüne havale etti. İlçe Nüfus Müdürü, şimdi ben bu kişileri silemem, seçimden sonra gelin dedi ve dilekçemi kabul etmeyip, bana iade etti. Yani, bu devletin ilgili kurumlarına dilekçemi kabul ettiremedim.
Demek ki, Yüksek Seçim Kurulu yukarıdaki genelgesi ile, seçmen listesi asılı iken, kayıt yazım işlemini kabul ediyor, kayıt silme işlemini de yasaklamış oluyor. Ben Nüfus Müdürünün sözlerinden bunu anladım. Tam 32 yıl bu devletin eğitim ve yönetim hizmetlerinde bulundum. Böyle bir durumla ilk defa karşılaştım. Kimse sorumluluğu üstlenmiyor. Kimse kendisini yetkili görmüyor. Bu işlemde kimin çıkarı olduğunu anlayamadım. Muhtarın mı, Nüfus müdürünün mü, yoksa daha yukarılardan birinin mi? Öyle anlaşılıyor ki, bu adamlar istemedikçe bizim dairede oturuyor görünecekler. Bizim beyanımızın hiçbir önemi ve de değeri yok.
İşte bu şartlarda seçime gidiyoruz. Yeri yurdu belli olmayan insanlara oy attırıyoruz. Sonra da adil, tarafsız ve demokratik bir seçim yapmakla övünüyoruz. Hadi canım sen de!