Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

ŞEHİR PLANLAMASI AÇISINDAN GÖZE BATANLAR

Milas, tarihi yerleşimi en azından 5-6 bin yıllık bir kent. Karyalılar, Bizanslılar, osmanlılar dönemlerini yaşamış bir antik kent. Adı bile tarih içinde neredeyse aynı kalmış: Mylassa..

ŞEHİR PLANLAMASI AÇISINDAN GÖZE BATANLAR

A.Coşkun EFENDİOĞLU (köşe yazısı)

Böyle bir kent yerleşiminin bizden önceki son kuşağı, 20. Yüzyılan ikinci yarısı başlarındaki yapıların yaygın olduğu bir bina stoğu ile 21. Yüzyıla giriş yapmış.

Bu miras üzerine, 20. Yüzyılın üçüncü çeyreği ile başlayan “şehir planlaması”nın yaklaşımları, bugün karşı karşıya olduğumuz sorunlarının temelini oluşturuyor.

Bugün genellikle, sıkıntılı bir tablo ile karşı karşıyayız. Geçmişte Milas, Madam’ın konağından ötesi yerleşime açık olmayan, zeytinliklerle kaplı bir kentken, giderek büyümeye başlamış. Ve, şimdiki Atatürk Bulvarı ve Halilbey Bulvarı ile Çamlık sokakları, o zamana göre, oldukça güzel bir öngörüyle, iki katlı bahçeli evlerin yer aldığı, palmiye ve çamlarla süslü genişçe bir yol olarak planlanmış.

Sonrasında ise, maalesef bu “uzak görüşlülük” devam ettirilememiş. Belki de, “zamanın ruhuna uygun” bir şekilde, 70’ler ve özellikle 80’ler sonrasında, daha çok eşrafın rant beklentilerine uygun olarak şekillenmiş.

Bunlar şöyle sıralanabilir:

Kentin ovaya yayılışının önüne barikat konulamamış. Milas’ın ovaya değil, dağlık kesime doğru büyümesi gerektiği öngörülerek, yollar buna göre planlanmamış; dağlık kesimi cazibeli hale getirecek imar araçları öngörülememiş ve uygulanmamıştır.

Ovaya yayılan kent için bile yeterli yollar, yeşil alanlar ve otoparklar öngörülmemiş ve yapılmamıştır.

Eski Milas’ın, bırakın antik dönemden kalan eserlerin bulunduğu yerlerin korunmasını, (buralar 80’ler ve 90’larda kazılıp Sarıçay kenarına atılmıştır), Osmanlı döneminden kapıları, pencelereleri ve bacalarıyla meşhur avlulu evlerini ve bulundukları bölgeleri koruma konusunda yeterli duyarlılık geliştirilememiştir. Bu konudaki son yıllarda artan duyarlılık da yeterince “beslenememekte”, imar planında yapılması gereken kimi önleyici tedbirler geciktirilmekte, ertelenmekte ve maalesef, doğal yapıyı korumak imkansız hale gelmektedir.

Bu konuyu bir kaç örnekle açmak gerekirse.. Milas Belediyesi “sokak sağlıklılaştırma” projeleriyle, Hacıilyas Meydanı ve çevresi, Baltalıkapı bölgesi, Hisarbaşı Mahallesi ve Arasta için projeler hazırlamıştı. Rahmetli Oktay Ekinci’nin şehircilik anlayışının canlı olduğu, Tarihi Kentler Birliği’nin önem verdiği bir kent olma duygusunun hakim olduğu yıllardı. Bunlardan ancak sadece Arasta’nın bir bölümünün ihyasıyla sınırlı kaldı bu çabalar. Muğla Valiliği’nin daha once verdiği kaynaklarını kesmesi ve Büyükşehir Yasası ile Milas Belediyesi’nin gelir kaynaklarının önemli bir kısmının kaybedilmesi sonucu, bunlar yarım kaldı.

Ama, özellikle Hisarbaşı, Hocabedrettin, Hacıilyas Mahalleleri gibi kadim kentin yapı özelliklerini taşıyan mahallelerimizde, eski evlerin ihyası ya da yıkılmış olanların yerine, aynı özellikli evlerin yapılabilmesi yönünde gerekli imar önlemleri alınmadı, alınamadı..

Nedenleri tartışılabilir. Ama görüşüme göre, herkesin kolaylıkla anlayabileceği, bilebileceği yerler olduğu için bu örnekleri veriyorum ama, Hocabedrettin Mahallesi’nde, avlulu iki katlı evler yerine, eski yazlık Yeni Sinema’nın olduğu Alana dev kütleli şimdiki Waikiki binasının, onun neredeyse üç metre ötesine aynı kütleli iş merkezinin yapılması gibi.. Hacıilyas Mahallesi’nde, Avcılar Sokakla Ulusal Egemenlik Caddesi arasına yapılan dev kütleli iş merkezleri gibi.. Yine, tam karşısında, yakın zamana kadar otopark olarak kullanılan alana bitişik nizamlı dev binalar gibi.. Şimdi bu o narin, avlulu ahşap ya da kagir Milas evlerinin bulunduğu mahallelere, ancak yine bu tipten evlerin yapılabilmesi mümkün mü? Onlara, (yukarıda söylediklerimize) izin veren anlayış diğerlerine eski tip evleri dayatabilir mi?

Peki biz bir tarih ve kültür kenti olma iddiasını, bu koşullarda nasıl sürdürebiliriz? Sürdürmemiz mümkün mü?

Çok zor..

Daha güncel bir konuya gelelim. Sodra eteğine Doğakent evleri yapılırken, o da bir planlama sonucu yapılmadı. Ama Milas’ta imarın ovaya değil, dağa doğru olması gerektiği konusunda güzel bir örnek oldu.

Belediye Başkanımız Muhammet Tokat da, bu görüşü savunuyordu ve Milas’ın imarının Sodra eteklerine yayılması gerektiğini söyüyordu. Gelin görün ki, ilk Sodra Doğakent evleri yapılırken, bir planlama gereği olarak yapılmadığı için, Sodra’nın yolu, Sanayi içinden geçmek zorundaydı. Sanayinin üst kısmından, Güveçdede Caddesi’nin girişinden yukarı doğru bir yol yapıldı. Genişçe bir yol. Ama kent bağlantısı Sanayi içinden geçmek zorunda. Ayrı, rahat geçiş sağlayacak bir yolu olmadığından ve o zamandan bu yana kadar böyle bir yol planlanmadığından, Sodra’nın cazibesi çok artmadı.

Şimdilerde, Yeni Devlet Hastanesi, kimseye sorulmadan, Sodra’nın güneydoğu yamacına yapıldığından, Hastaneye’de genellikle bu yoldan daha rahat ulaşım sağlanıyor. Ama yolun kente girişi yine Sanayi üzerinden, eskisi gibi. Hem sanayinin iş yoğunluğu arttı, hem de Sodra’ya daha fazla araç giriyor. Bu yol meselesi kökten çözülmeden, kentin imarının Sodra’ya doğru gelişmesi de çok zor.

Belki de bu konu, artık tamamen kent içine sıkışmış olan Milas Sanayi Sitesi’nin bir “kentsel dönüşüm” hareketiyle, kent dışında yeni bir yere taşınmasıyla çözülebilecektir. Böylelikle hem Sodra etekleri, geniş bir bulvarla kentle bağlanabilecek, Devlet Hastanesi’nin kent girişi de cazibeli ve kolay bir geçişe sahip olabilecektir. Hem de buna göre planlanacak sanayi bölgesinde, daha düzenli ve ihtiyaç duyulan arsa üretilmiş olacaktır.

Bu konuda, (sadece sanayinin taşınması değil, diğer imarla ilgili saptama ve öngörülerde), başta şehir plancılarımız, mimarlarımız ve inşaat mühendisleri odalarımıza, düşünen insanlarımıza önemli görevler düşmektedir.

Bu ve benzeri konuların ele alınacağı fikir jimnastiğine ve bunları organize edecek yapılara, kent konseyi vb. gibi, ihtiyaç vardır.

Gazetemiz sütunları da bu tartışmalar ve görüş beyan etmek isteyenler için açıktır.

 

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
siteacilis