Tes-İş’in Raporu üzerine ‘Muğla Su İnisiyatifi’nden açıklama: “Muğla’daki Termik Santraller Danıştay ve AİHM Kararlarıyla Kapatılmıştı !”

Muğla Su İnisiyatifi, Tes-İş Yatağan Şubesi’nin geçtiğimiz hafta AKP ve CHP İl Başkanlıklarına sunduğu rapor sonrası, yazılı bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

Tes-İş’in Raporu üzerine ‘Muğla Su İnisiyatifi’nden açıklama:  “Muğla’daki Termik Santraller Danıştay ve AİHM Kararlarıyla Kapatılmıştı !”
  • 20 February 2025, Thursday 13:07

“Son günlerde Tes-İş Sendikası Muğla Şubesi Yatağan Termik Elektrik Santralinin (TES) kömür çıkaramama nedeniyle zor durumda olduğunu belirterek siyasi partilerin Muğla örgütlerini dolaşıyor, raporlar sunuyor. Oysa bu santral(ler) diğer iki santral gibi Yeniköy ve Kemerköy TES, Aydın İdare Mahkemesi’nin Danıştayca onanan kararıyla 1996 yılında kapatılmıştı. Ayrıca AİHM de 2005 tarihli kararıyla mahkeme kararına uyulması gerektiğini gerekçesinde belirterek santrallerin kapatılmasının gerekli olduğuna karar verdi. Bakanlar Kurulu’nun Türkiye hukuk tarihinde ilk olmayan, idare tarafından mahkeme kararlarına uyulmamasına karar vermesiyle santraller 30 yıldır hala çalışıyor.

Muğla Su İnisiyatifi olarak, mahkemenin kararının uygulanmasını istiyoruz. Partilerin ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin santralde çalışan işçilerin işsiz kalmasına seyirci kalamayacakları ortada. Ama, Yatağan TES’in 2020 Ocak ayında sembolik olarak kapatılması üzerine, Sendika Muğla Şubesi Mali Sekreteri’nin yerel basında yayınlanan yazısında, biz ekolojistleri mealen ‘kıçıkırık çevreciler’ olarak tanımlayan, CHP milletvekillerini de “Siz oy istemeye gelirsiniz…” diye tehdit etmesini unutmadan.

Sendika’nın 187 işçinin işten atılmasına karşılık (gerçekte, 420 işçinin işten çıkarılacağı iddia ediliyor) işverenin tarafını tutup, işçilerin, işten atılmasını tevekkülle karşılamasını tavsiye etmekten başka yapacakları olduğunu hatırlatırız. İşçilerin işten atılması birinci dereceden işverenin ve sendikanın sorumluluğundadır. İşveren bunu öngörmek zorundadır; ama işveren kâr peşinde, güneş enerjisi santralini, ihale şartlarına aykırı olarak Yatağan’ın maden çukurlarına kurmakla meşgul. İşçilerin ne olacağı umurunda değil!

Muğla Su İnisiyatifi Turgut yeraltı kömür ocağının ÇED olumlu kararının iptalini sevinçle karşıladı. Gerekçede önemli bir yer tutan yer altı sularının olumsuz etkileneceği, tarım alanlarında önemli çökmeler olacağı uyarısına aldırmayan işveren ise mahkeme kararını temyiz etmekle meşgul oldu. Turgut’ta köy meydanındaki çeşme bin yıldan sonra kurudu. Halkın suyunu, bu arada Dipsiz Kaynağını enerji üretim şirketlerine veren Devlet Su İşleri. DSİ tarımsal sulama amaçlı Hayırlı Barajı’nın yapımından vazgeçen devlet kurumudur; idarenin kararlarında, uygulamalarında kamunun yararı olmadığı ortada.

İşverenin ekolojik varlıklara ve insanlara verdiği zararlar saymakla bitmez:

Kırk beş bin insanın erken ölümüne neden olan santrallerin Kapubağ’daki radyoaktif elementleri de içeren, Yatağan TES’in atıksularıyla oluşan gölet zehir kusuyor.

Kral yoluna kazı sponsoru olan Yatağan A.Ş.; yerinde korunması gereken Stratonikea Antik Kenti ile Lagina Kutsal alanı arasındaki tarihi yolun kömür ve pasa alanlarına rastlayan kesimlerinden çıkan tarihi eserleri Muğla müzesine ve Stratonikea’ya götürüyor.

Sendika bunlarla uğraşacağına başka işler peşinde; işçilerin işten atılmasını normal karşılayan bir sendika düşünebiliyor musunuz?

Ekolojik yıkımın devam etmesini istiyor, bununda ilgili siyasi partilere işçi sayısını abartan rapor hazırlamakla meşgul. Muğla’nın geleceği umurlarında mı?

Benden sonra tufan!” anlayışına son vermek gerekir.

 

Yeniköy ve Kemerköy de aynı durumda. Yeniköy TES Muğla’nın/Bodrum’un su kaynaklarından Geyik Barajı’nda biriken suyun önemli miktarını tüketiyor; Geyik Barajı’ndan beslenen İkizköy’ü yaz ortasında 1 hafta susuz bırakacak kadar.

Akbelen’de su açısından önemli olan ormandaki ağaçların kesilmesi için bütün hukuksuzluklar sergilendi; yetmedi, zeytinlikler de yok edilecek. Ancak unutmayalım ki, Zeytin Kanunu’nda değişiklik önerisi Akbelenlilerin/İkizköylülerin direnciyle TBMM Komisyonu’ndan geri çekildi.

Şimdi Kemerköy TES için kömür depolama alanı ve liman yapılacak; bunun hazırlıkları yapılıyor. Bir yandan da Güllük Limanı’ndan konveyörlerle kömür taşınması için uğraşılıyor. “Sendika’nın raporu n’oluyor bu durumda, ‘yerli ve milli’ enerji n’oluyor?” diye soruyoruz?

Her şey sermaye için; sermayenin ulusu, coğrafyası yoktur; kâr nerede ise ona bakar; Muğla’nın geleceği umurlarında mı?

Raporları ve sözleri ile ürettikleri gerçek dışı beyanları ciddiye almanın mümkün olmadığını bir kez daha belirtiyoruz. Santral kapatılırsa Muğla’da elektrik kesintileri olacak iddiasının asılsız olduğunu, Türkiye’nin enterkonnekte sisteme geçtiğini, Muğla’da üretilen elektriğin üçte birinin Muğla’da tüketildiğini, santrallerin çalışmasının kömür madenlerinde kömür çıkartılamayacak duruma eriştiğini hatırlatıyoruz. Santrallerin çalışmasına dair Bakanlar Kurulu kararının alındığı 1996’da da gerçekçi olmadığını, Muğla’da elektrik kesintisinin o tarihte de yaşanmadığını söylemek isteriz.

Muğla Su İnisiyatifi olarak yaşam alanlarını korumanın, ormanların, suların, tarım alanlarının, kıyıların madenler ile tahrip edilemeyeceğini, Yatağan TES v.b. ile havzanın işgal edilmesine ivedilikle son verilmesini bir kez daha hatırlatıyoruz. Yaşama, emeğe, doğal ve kültürel varlıklara karşı şirketler ve ilgili idareler tarafından yürütülen işlere, kararlara karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi duyuruyoruz."

Beğendim 1 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık