“Yaşam için doğaya ihtiyacımız var; limana değil”

Gülçin ERŞEN- Güllük Muhtarı Ali Polat’ın da katıldığı toplantıda söz alan Neşe Tuncer (Emekli Yönetici), Güllük Körfezini Koruma Platformu’nun 2015’ten beri  varlığını sürdürdüğünü anımsatarak, “Ancak liman projesiyle birlikte, yıllardır var olan sorunlara yenisi eklendi. Eğer burası bir turizm ve balıkçılık kasabasıysa, onun istihdam ve ekonomik açılardan gelişimine yönelik neler yapılması gerektiği üzerinde durulmalı, ona göre yatırımlar yapılmalı ” dedi.
Kaptan Mehmet Dönmez, geçtiğimiz günlerde yaptıkları sunuma göndermede bulunarak; “Dünyanın hiçbir yerinde dalyan ağzına liman yapılmaz. Limanda çalışanlarda “Slikozis” denilen meslek hastalığı görülüyor. Sağlık kontrollerinde ciğerlerinde leke görülenler, çeşitli bahanelerle işten çıkarılıyor… Ama bunu işveren biliyor; işçiden gizleniyor…” diye konuştu.
Makine Mühendisi Onur Onay, kamyonlarla Güllük limanına getirilen ve oradan gemilere yüklenen feldspat madeninin ciğerleri film tabakası gibi kapladığını ve ölümcül hastalıklara yol açtığını belirterek şunları söyledi: “İşçilerin yıllık portföy muayeneleri, meslek hastanelerinde yapılıp, dosyasına konulmalı ve işverence işçiye de verilmeli.  Limandaki çalışmaların doğaya, çevreye, insan sağlığına zararlı olduğu, gürültüye yol açtığı biliniyor. Gürültü ve havada asılı toz ölçümü yapılarak, üniversitelerin bilirkişileri ile raporlar hazırlanmalı..”
Bunun için (Üniversiteden uzmanların bilirkişi olarak görevlendirilmesi ve bilimsel araştırmalar yapılması için), sulh hukuk mahkemesinde tespit davası açılması gerektiği  ve bunun maliyeti üzerinde duruldu.
Yerel yönetimlerin desteği  şart mı?
Onur Onay, ayrıca siyasilerin desteklerinin sözde kalmaması gerektiğinin altını çizerken, Milas Belediyesi ve Muğla Büyükşehir Belediye başkanlarının tavırlarını net olarak ortaya koyması gerektiğini dile getirdi.
MUÇEP Bodrum Sözcüsü Güney Şirin, meselede çevresel açıdan önemli unsurların vurgulanması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Meksika Körfezi’nden yılan balığı gelip, Güllük Dalyanı’na yumurtluyor. Çok yakınımızda, flamingolar var. Bunlar çevresel açıdan çok önemli doneler. Bizim  buraya gelmemizin nedeni; ekosistemi bir bütün olarak gördüğümüz için… Yalnızca, Muğla yöresi değil; tüm ekosistemi bir bütün olarak görüp, öyle mücadele edilmeli.  Bunlar insanın binlerce yılı için gereklidir.. Buralara sıcak denizler, doğa için gelenler artık gelmeyecekler. Bundan ötürü iş yapan esnaf işsiz kalacak. O zaman liman ve madenin hiçbir faydası ve önemi kalmayacak. Sürdürülebilir yaşam için doğaya ihtiyacımız var; ama limana ihtiyacımız yok. Bunu anlatabilmemiz lazım. Ve bu tür konularda daha başta ÇED toplantılarını yaptırmamak önemli…”
MUÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Rezzan Şebin, geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Aylin Giray ile görüşüldüğünü anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama, Osman Gürün’den bu konuda somut destek alınmalı. Güllüklüler sorunlarına sahip çıkar ve hep birden eyleme geçerse, siyasilerin desteğine gerek kalmaz; onlar ister istemez yanınızda yer alırlar…”
Hukuksal süreç konusunda bilgi veren, MUÇEP Hukuk Komisyonu Üyesi Aytun Doğu, Milas Kent Konseyi’nin de sürece dahil edilmesini önerdi. Doğu, “Belediye’ye dilekçe verip, belediyenin – olumlu ya da olumsuz görüşlerine ilişkin – bir meclis kararı çıkarırsanız, belediyenin de tavrı netleşmiş olur.” Diye konuştu.
Toplantı, MUÇEP’in eğitim çalışmaları ve toplantılarına da Güllük’ten gönüllülerin katılması yönündeki görüşlerin ortaya konulmasıyla tamamlandı.