2023 vizyonunda eğitimci-yönetici nasıl olmalı?

Milas Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen ve konuşmacı olarak; Milas Kaymakamı Eren Arslan, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Duman ve İlçe Milli Eğitim Müdürü İsa Bal’ın katıldığı, ‘2023 Eğitim Vizyonu’ konulu panelde, çağımızın yönetici profili çizildi.

2023 vizyonunda eğitimci-yönetici nasıl olmalı?

İlçemize bağlı Menteş Mahallesi’ndeki Özel Özge Koleji Anadolu Lisesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başladı. Panel öncesinde, 7-17 Aralık tarihleri arasında Mevlana'nın 744’ncü Vuslat Yıldönümü olması nedeniyle kutlama haftası kapsamında hazırlanan; Tasavvuf Müziği, Mevlana’nın hayatı ve şiirlerinin yanı sıra ‘Sema’ gösterisi sunuldu.

Özel Özge Koleji Öğretmenlerinden İbrahim Yıldırım’ın sunumunu yaptığı; Mehmet Erol, Mine Ege, Kemal Evren Keskin, Cüneyt Aşıcı, Mert Gülügen, Kübra Berfin Özdemir adlı öğretmenler tarafından okunan şiirler ve Mevlana’nın hayatının anlatıldığı anma programında, Mustafa Efe Aksu ve Selahattin Ege Aksu adlı kardeşlerin de ‘Sema’ gösterisi izlendi.

Katılımcı olarak ilçemiz genelindeki okullarda, okul müdürü ve müdür yardımcısı olarak görev yapanların yer aldığı panelin açılış konuşması, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Duman tarafından yapıldı. Prof. Dr. Duman; “Toplumun yapılanmasını sağlayan, insanı insan yapan meslek olarak kabul edilen öğretmenlik, gerçekten çok kutsi bir meslektir. Hiçbir meslek yoktur ki insana bu kadar direk etki edebilsin. Hepimiz öğretmeniz ve öğretmen olmaktan çok büyük onur, gurur ve mutluluk duyuyoruz.

İnsanın yapılanmasında üç tane temel etki vardır; bir tanesi anne, bir tanesi baba ve bir tanesi de öğretmendir. Hepimiz bu üç kişinin önünde eğilir ve ellerini öperiz. Bu nedenle tüm öğretmenlerimizin yaptığı meslek, çok ama çok ulvi bir meslektir. Bu anlamda sizler, aynı zamanda eğitimin liderlerisiniz. Okul idarecileri olarak öğretmenleri sevk ve idare eden sizlersiniz. Siz iyi olun ki, birlikte çalıştığınız öğretmen arkadaşlarımız ve öğrencilerimiz iyi olsunlar. Biliyorsunuz mutluluk, bulaşıcıdır. Siz onları güler yüzle karşıladığınızda, yüreğiniz ve beyninizle öğretmenlerinize bir ‘günaydın’ dediğinizde, karşınızdakilere güzel bir enerji göndermiş olursunuz.

Bu panelin konusu, 2023 Eğitim Vizyonu… Belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş-geçmiş en önemli eğitim programıdır. Bu nedenle bu eğitim programını çok iyi anlatmamız ve anlamamız gerekiyor. Öncelikle sizlerin çok iyi anlaması ve öğrencilerinize de ilmek ilmek anlatmanız gerekiyor” diyerek paneldeki ilk konuşmacı olan Milas İlçe Milli Eğitim Müdürü İsa Bal’a sözü bıraktı.

“2023 eğitim vizyonumuz, yıllardır yamalı bohça gibi olan eğitim sistemimizi toplayacak”

Milli Eğitim Müdürü İsa Bal, “Bir eğitimci diyor ki; kötü öğrenci, kötü veli, kötü öğretmen yoktur. Kötü eğitim sistemi vardır” diyor. 2023 Hedefi olan ülkemizde, 2023 yılında 100’ncü yılını kutlayacağımız ülkemizin dünya lideri olması hedefimiz vardır. Her alanda sözü sayılır, hatırı sayılır bir ülke olmayı hedefleyen bir ülke vizyonumuz var. Eğer biz bu vizyonu gerçekleştirebileceksek ilk önce eğitim konusunu ele almamız, eğitimi başarılı bir hale getirmemiz gerekiyor.

Salonda bulunan herkes eğitimci ve ülke olarak eğitimci kadroları genç olan bir ülkeyiz. Son zamanlarda da eğitime ufak dokunuşlarla birçok şeyi değiştirdik ama toplumda yaşayan insanlar olarak hep, ‘bu eğitim ne olacak’ diye sorduk. Hepimizin çocuklarında; doktor, mühendis veya bir hukukçu olma ideali var. Diğer mesleklerle ilgili bir hedef yok. Herkes bu meslekleri yaparsa, diğer işleri kim yapacak? Bu nedenle çocuklarımıza, küçük yaşlarda başlayarak, durumlarına, yeteneklerine göre yön vermemiz gerekiyor.

Sayın bakanımız, ‘Şapkadan tavşan çıkarmam beklenmesin. Bu işi bir milyon öğretmenimizle birlikte yapacağız’ diyerek omuzlarımıza daha fazla yük ve sorumluk yükledi. Çağımız bilgi ve teknoloji çağı ve her gün yeniliklerle karşılaşıyoruz. Belirli zamanlarda sistem değişir, her gün teknolojide bir yenilikle karşılaşabiliriz ama değişmeyen tek şey öğretmendir. Neticede insan olarak ölünceye kadar bir şeyler öğreniyorsak, öğretmensiz hiçbir şey olmaz.

Sürekli kendimizi geliştirmemiz geriyor. Daima öğrenerek yenilenmemiz gerekiyor. 2023 vizyonunu iyice özümseyip, öğretmenler odasına ve sonra da sınıflara taşımamız gerekiyor. Hatta ve hatta velilere, tüm topluma anlatmamız gerekiyor.

Bu programda siyaset yok, her hangi bir etnik yapıya dayanmıyor. Bu programda kendi kültürümüz, toplum olarak değerlerimiz var. Artık çocuklara okuma-yazma ve dört işlemin dışında bir şeyler vermemiz gerekiyor. Aile, gelenek ve görenek, kültür ve millet olarak bizi biz yapan değerleri vermemiz gerekiyor. İşte bu program bunu anlatıyor. Genel olarak her insana dokunmamız, onun yüreğine dokunarak geleceğe hazırlamamız gerektiğini anlatıyor.

Ülke olarak 28 Şubat’tan sonra zorunlu eğitim, 8 yıllık veya 12 yıllık temel eğitim diyerek, eğitimi dört duvar arasına sıkıştırdık. Belki o günün şartlarında böyle gerekiyordu ancak çocukların kafasını açarak bir kova ile içine bilgi dolduramazsınız; ya da bir makine gibi görüp aynı bireyler olarak öbür taraftan çıkmasını bekledik. Oysa her birimiz farklı birer bireyiz.

İşte bu programla, yıllardır yamalı bohça gibi olan eğitim sistemimiz toplanacak, tüm parçalar bir araya getirilerek, bize özgü bir sisteme dönüştürülecek” diyerek, geçmiş yıllarda uygulanan eğitim sistemindeki zaafları, birer eğitimci olarak nasıl gidermeye çalıştıklarını örnekleriyle anlattı.

“Artık okur-yazar olmaktan öteye geçmeliyiz”

Milas İlçe Milli Eğitim Müdürü İsa Bal’ın ardından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Duman tarafından ‘2023 Eğitim Vizyonu’ programında yer alan konular aktarıldı.

Prof. Dr. Duman, geçmişten günümüze birçok teknolojik yöntemle eğitim-öğretim yapıldığını, bugün bu programla eğitimin sadece öğrenci-öğretmen ilişkisi ile değil, toplumun tamamıyla ülke olarak hedeflerimize ulaşabileceğimize vurgu yaptı. Duman; “Şu andan itibaren hepimiz bir zihinsel mücadeleye girmeliyiz. 21’nci yüzyılın eğitim anlayışı tamamen öğrenciye yönelik olmadıktan sonra hiçbir şey olmaz. Bizlerle yeni doğan çocukların yaşam düşünceleri, zihinleri örtüşmüyor. Her kuşak kendi içinde değerlendirilmelidir. Öyle ise bizlerin, bugün yeni doğan çocuklar için yöntem değişikliğine gitmesi gerekiyor.

Bakın az önce bizlere Mevlana ile ilgili bir sunum yapıldı. Bir insanın hayatı, şiirleri kısa zamanda ancak bu kadar güzel ve karşılaştırmalı olarak anlatılabilir. Şimdi siz gidin sınıflarınıza, kitaptan Mevlana’nın hayatını sade olarak anlatın, bir de burada olduğu gibi şiirle, karşılaştırmalı olarak anlatın. Hangisi çocuklar üzerinde bir etki yaratır? Elbette ikincisi…

Artık öğrencilerin, dört duvarın arasında öğrendiklerinin dışında, ne öğrendikleri de önem kazandı. Yani artık ezbere dayalı bir eğitim modelinden sıyrılıp; yaratıcılık, bireysel yetenek, bireysel düşünme, problem çözme, üretim, işbirliği gibi bireyin farklılığını ortaya koyan bir anlayışa geçildi. Geçmişte sadece okur-yazar olmak yeterli iken artık günümüzde okur-yazar olmanın yanı sıra dijitalleşmeye dönük, çağın gereklerine uygun bir yönteme doğru bir ilerleyiş var.

Bu çağın iki büyük devrimi var; birisi biyoteknolojik devrim, bilgi-işlem devri… Artık insanlar biyoteknolojik olarak kendilerini formatlıyorlar. Son dönemlerde de dijital diktatörlerin ortaya çıktığı ileri sürülüyor ve dünyayı da bu dijital diktatörlerin yönettiği belirtiliyor. Yani veri bankacılığını kim yapıyorsa, veriler kimde toplanıyorsa geleceği de onlar yönetecek. Dolayısıyla artık okur-yazar olmaktan öteye geçmeliyiz. İşte bu 2023 eğitim vizyonu programı, bize ülke insanı olarak bunu sağlayacak. Sözlerimin başında insanı şekillendiren, topluma yön veren öğretmenlerdir demiştim. Bu nedenle bu programı öncelikli olarak öğretmenlerin tam olarak anlaması ve sonra da öğrencilerine ve toplumun tüm kesimlerine anlatması gerekiyor” diyerek, programın ayrıntılarını aktardı.

“Yönetici lider olabilmelidir”

Panele konuşmacı olarak katılan Milas Kaymakamı Eren Arslan ise, birkaç basamakta bir yöneticinin nasıl olması gerektiğini anlattı. Kaymakam Arslan; “Sadece emrederek, talimat olarak yazarak bir şeyleri değiştiremezsiniz. Her şeyden önce kendinizi sürekli güncellemek, yeni bilgilerle donatmak zorundasınız. Eğer siz kendinizi yenileyemezseniz; öğretmenlerinizi, öğrencilerinizi, okulunuzu yenilemeniz, çevrenizi değiştirmeniz mümkün değil” diyerek başladı ve şöyle devam etti:

“21’nci yüzyılda eğitim sistemimizin bir başka paradigma ile yorumlanması gerektiğini düşünüyoruz. Sayın bakanımızın açıkladığı gibi ülkemiz adına bunu fark etmiş olmamız ve uygulamaya koyduğumuz için gerçekten gelecek adına umutluyum. Çünkü geleceğin toplumlarını inşa edecek olan öğretmenlerdir. Bugün okullarımızdan yetişecek, burada üretilen bilgi ve becerilerle geleceğimizi inşa etmek mümkün. Bunun başka bir yolu yok. Bu anlamda öğretmen ve yönetici çok önemli ve ortaya konulan vizyon önemlidir. Gördüğümüz kadarıyla da vizyon çok net bir şekilde ortaya konuldu. Bizlere, kısa-orta ve uzun vadede düşen bu vizyonu sahiplenmek ve hayata geçirmek.

Her şeyden önce bu programı öğretmenlerimizin, özellikle de yönetici olan öğretmenlerimizin çok iyi bir şekilde okuması ve anlaması lazım. Bilmediğimiz bir konuda konuşamaz, yorumlayamayız. Ya da onunla ilgili yapmamız gerekenleri bilemeyiz.

Okulun başarısı, başarısızlığı en özet biçimde o okulun yöneticisidir. Bugüne kadar onlarca okulu ziyaret ettim, etmeye de devam edeceğiz. Gittiğimiz her yerde öğrencinin tavır ve davranışları, okulun fiziki durumu, akademik başarısına kadar, öğretmen ve yöneticisiyle neredeyse yüzde yüz uyumlu bir yapı olduğunu görüyorum. Eğer okul müdürü, okuluna sahip çıkmışsa, öğrencilerin kaliteli bir eğitim alarak ve iyi birer insan olarak yetişmesini kendisine dert edinmişse, bu durum her şeye yansıyor. Okulun fiziki durumuna, öğretmenimizin yüzündeki gülümsemeye ve öğrencinin başarısına kadar her şeye yansıyor. Bu tablonun bir yönetici olarak bendeki özeti, inanmak ve inandırmaktır. Çünkü insan kendi inanmadığı müddetçe etrafındakileri de hedeflediği olaya inandıramaz. Emin olun ben hayatımda ne yaptıysam inanarak yaptım, etrafımdakileri de inandırmakta hiç zorlanmadım. Yönetici olarak sizler inanırsanız, öğretmeniniz sizden daha çok inanır, öğrenci o enerjiyi istenilenden daha fazla alır.

Yönetici lider olabilmelidir. Günümüzün yönetici tanımı budur. Geçmişte emreden, kuralları koyan ve kenara çekilen yönetici artık günümüzde kabul görmüyor. Yani emretmese de, direktif vermese de, istediği şeyi karşıdan alabilen biridir. Lider olabilmek için sorumluluk alabilmesi lazım. Hesap verebilir olmalıdır. Yaptığı her şey şeffaf olmalı, öğretmenleri, velileri sürece dahil edebilmeli, empati yeteneği olmalı, sürekli kendisini güncellemesi lazım. Kullandığımız teknolojik aletler bile belli bir zaman sonra kendisini güncelleyerek bizlere hizmet veriyor. Bir yöneticinin de kendisini yenilememesi, bu çağda asla kabul edilemez. İyi bir yönetici olmak için anahtar kelimelerden biri de iyi iletişim kurmaktır. Çağımız her ne kadar beynimizi mekanik bir yöne doğru çekse de, vücudumuzun sol tarafı bunu kabul etmiyor. Çünkü yüreğimizde insani ilişkiler, değerler yer alıyor. Dolayısıyla en temel bir diğer özellik de bir yönetici, adil ve adaletli olmalıdır.”

Yapılan konuşmaların ardından Özel Özge Koleji Kurucusu S. Melda Haktanır tarafından panelistlere birer çiçek takdim edildi. Milas Kaymakamı Eren Arslan ise Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Duman’a, ilçemizi simgeleyen ürünlerin yer aldığı bir plaket takdim etti.

Panelin ardından davetliler, okulun atölyelerini gezerek, yapılan ürünlerin yer aldığı sergiyi incelediler.     

 

 

 

       

 

    

 

  

Editör: Adem KANKAYNAR
Beğendim 1 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık