Adli yıl, törenle başladı..

Güngör, konuşmasında şunlara değindi:

“Bugün 1 Eylül Dünya Barış günü;

            Çocuğun gördüğü düştür barış,
            Ananın gördüğü düştür barış.
            Ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir
barış.

            Lakin bu yaz yaşadığımız yangınlar hem sevda sözlerini hem de çocuklarımızı gölgesiz bırakmıştır. Ormanlar, insanlığın uhdesinde alelade ağaçlıklar değil çocuklarımızdan emanet aldığımız evimiz, binlerce hayvanın yurdu ve aldığımız nefesin kaynağıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ormansız bir yurt vatan değildir. Yok edilen her ağaç, çocuklarımızdan aldığımız emanete edilen ihanettir.

            Yıllardır sistematik olarak her yangın sonrası talanla orman arazilerinin ranta açılmasını izlemiş ve yıllardır yanan orman bölgeleri ağaçlandırılmak yerine otelleştirilmiştir.

            Memleketin ciğerleri rant politikalarıyla yok edilirken; 28 Temmuz 2021’de Resmî Gazete'de yayınlanan 7334 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kıyılar ve orman alanlarındaki yapılaşma kararı Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisine bırakılmıştır. Bu değişikliğe göre, hangi alanların kapsama gireceğini ise doğrudan Cumhurbaşkanlığı belirleyecektir. Bir başka deyişle; ormanların kaderi, turizm adı altında sermayenin merhametine terk edilmiştir.

            Yanan ormanların otelleştirilmesi önlemek için tüm yurttaşlarımızdan aynı duyarlılığı göstermesini ve bize emanet edilen ormanlarımızın eski haline getirilmesi için gerekli çalışmaların yapılmasını bekliyoruz.

            Tüm bunların üzerine yangınlar sönmemiş ve acımız dinmemişken, sanki ormanlar yok olmamış gibi Akbelen Ormanının da katledildiği haberini aldık.  Üstelik bu kesimin çevre illerden gönüllü olarak yangın söndürmeye gelmiş insanlar kullanarak yapıldığını işittik.  Işıkdere tarafından Akbelen Ormanı'na giren kesimciler, 105 ağacımızı kesmişlerken,  İkizköylüler ile Akbelen Ormanını korumak için nöbet tutan köylü kentli çok sayıda yurttaş olaya müdahale etmiş ve kesimi durdurmuştur.

            ÇED Gerekli Değildir kararıyla verilen ruhsat ile yaşatılmaya çalışılan termik santral neticesinde, ormanlarımız ölmekte, köylülerimiz evlerini terk etmek mecburiyetinde kalmaktadır. Kapasite arttırımı ve kömür madenlerindeki genişletme projelerine ilişkin tüm işlemlerin derhal durdurulmasını, Akbelen Ormanı'nın korumasını ve müdahale edilen doğal ortamların eski haline getirilmesini bekliyoruz.

            Bugün Adli yıl açılışında Hukuk sistemimize, Bağımsız yargıya, hukuk devleti ilkesine dair belirtmek istediğim birçok şey var. Ancak şu güne kadar yaptığımız her konuşmada belirttiğimiz ve talep ettiğimiz hukukun üstünlüğüne ve bağımsız yargıya dair taleplerimiz geçerliliğini korumaktadır.

             Biz hukukçular olarak toplumdaki adalet duygusunu sağlamak için canla başla çalışmalıyız. Cübbesini, kalemini ve cümlelerini haksızlık nereden gelirse gelsin, kime dönük olursa olsun hukukun ve adaletin yanında kalkan yapan tüm Avukat, Hakim ve Savcı meslektaşlarıma, Yargı çalışanlarına ve adalet arayışında olan tüm yurttaşlarımıza 2021-2022 Adi Yılının hayırlı olmasını diliyorum.

Hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının, temel hak ve hürriyetlerin temininin üst seviyelere çıktığı,

etnik, siyasi, mezhepsel ayrımlar yapılmaksızın kanunlar önünde herkesin eşit şekilde yargılandığı,

Keyfi gözaltı ve tutuklamalardan uzak,

İdare ve yürütmenin de hukuk ile bağlı olduğu,

 Barış içinde, emek, hak ve adaletten yana yeni bir adli yıl diler, meslektaşlarımıza ve yargı mensuplarına yeni adli yılda başarılar dilerim. Saygılarımla.”