BAŞIMIZ DÖNDÜ..

Türkiye siyaseti bir yana, Muğla siyasetindeki gelişmeler, resmen başımızı döndürdü. Bazı siyasi figürler, pire gibi zıplayıp duruyorlar. Sanki, hiç parti aidiyetleri yokmuş, ideolojileri, siyasetleri yokmuş, iskeletleri yokmuş gibi, ordan oraya sıçrayıp duruyorlar. Varsa yoksa kişisel ikballeri..

İnsan, neyi nasıl tahlil edeceğini bile şaşırıyor bazen..

Öncelikle, kendileri partilerinden aday gösterilmediği ya da gösterilmeyeceğini anladığı için ayrılıp, başka bir partinin adayı olanlar var. Marmaris’in CHP’li Belediye Başkanı Ali Acar gibi.. DSP bayrağı altında seçime giriyor..

CHP’li eski Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz, partisinin Fethiye adayı olmayı bekliyordu. Olmayacağını anlayınca, beraber hareket ettiği 400 kişiyle AKP’ye geçti. ‘Artık ölünceye kadar AKP’liyim’ gibi laflar etti. Muhtemelen AKP Fethiye Belediye Başkan Adayı gösterileceğini düşünüyordu. Kısa sure sonra AKP, Fethiye Belediye Başkan Adayını Muhittin Kayabaş olarak açıkladı. Keramettin Yılmaz, partisini değiştirmekle kaldı..

Ortaca’nın CHP’li Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, bu dönem aday gösterilmeyince, parti değiştirip, DP’den aday oldu..

CHP’nin Bodrum Belediye Başkanıyken, Muğla Büyükşehir aday adayı olan Mehmet Kocadon, Osman Gürün Muğla Büyükşehir’e aday gösterilince, bu kez, tekrar Bodrum Belediye Başkanlığı’na aday olduğunu açıkladı. CHP MYK’sı Kocadon’u aday göstermek istedi, ama Parti Meclisi büyük çoğunlukla kabul etmedi. Daha sonra da Mustafa Saruhan’ı CHP’nin Bodrum adayı olarak açıkladılar. Bunun üzerine, Kocadon CHP’den istifa etti. DP’ye geçtiği söyleniyor. Ötesinde, 19 Şubat Pazartesi günü (bugün) DP’nin Muğla Büyükşehir Adayı olarak açıklanacağı belirtiliyor.

Öte yandan, İYİ Parti’nin yeniden Fethiye Belediye Başkan adayı olması beklenen Behçet Saatçi, CHP-İYİ Parti ittifak görüşmelerinden, sadece büyükşehir için ittifak kararı çıkması, İYİ Parti’nin bunun dışındaki ilçelerde kendi adaylarıyla seçime gitmesi kararı sonrasında, sürpriz bir kararla, partisinden istifa ederek, bağımsız olarak Büyükşehir adayı olduğunu açıkladı.

Bilindiği gibi, bu ittifakın ilçelerde de olması bekleniyordu, ancak, görüşmeler sırasında İYİ Parti, Fethiye’nin yanısıra Bodrum’da da kendi adaylarının ittifakça desteklenmesini istemişti. Çünkü Bodrum’daki adayı Mehmet Tosun da başarılı bir eski belediyeci olarak biliniyor ve oldukça da seviliyordu. Üstelik partilerinin yerel yönetimlerden sorumlu biriminin başındakilerden biriydi.  Ancak CHP, geçen seçimde çok büyük çoğunlukla Belediye Başkanlığını almış olması nedeniyle Bodrum’u İYİ Parti’ye bırakmak istemedi. CHP ilçe örgütü de buna büyük direnç gösterdi. Bu nedenle de ilçelerdeki ittifak gerçekleşmemişti. Behçet Saatçi’nin, partisinin sadece büyükşehirde CHP adayını destekleme kararı sonrasında, partisinden istifa edip, Fethiye’de de değil, büyükşehire bağımsız olarak aday olduğu biliniyor.

Behçet Saatçi’nin bu kararı almasının nedeni, sadece, İYİ Parti’nin Bodrum nedeniyle ilçelerde ittifak olmadan, sadece büyükşehirde CHP’yi desteklemesi midir? Bu nedenle mi, böyle bir fevri tavır içine girdi?

Siyaset kulislerinde geçmişte konuşulan, CHP içinde Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’e karşı olan Bodrum’dan Mehmet Kocadon ve Marmaris’ten Ali Acar’ın, Fethiye’den Behçet Saatçi ile birlikte hareket etmesi halinde, Osman Gürün’ün yara alabileceği ihtimali gözönüne alındığında, bu konuyu, bu açıdan değerlendirmek gerekiyor. Çünkü, “siyaset dizaynı” yapmaya çalışan belli kesimler, bu ihtimali hep ayakta tutmuşlar ve Kocadon’un bir Fethiye ziyaretinde Saatçi’yle görüşmesi sonrası, Saatçi’nin dediği ‘o zaman kartlar yeniden karılır’ sözüne dayanarak, bunun büyük ihtimal olduğunu belirtmişlerdi. Yani, Fethiye’den Behçet Saatçi, Bodrum’dan Mehmet Kocadon ve Marmaris’ten Ali Acar birlikte hareket ederlerse, Osman Gürün’e karşı başarı elde edebilirler, deniyordu.

Ancak gördük ki, “siyaset dizayncıları”nın beklentileri olmadı. Ali Acar DSP’den Marmaris Belediye Başkan adayı oldu. Saatçi, partisinden istifa edip bağımsız büyükşehir adayı oldu. Şimdi de Kocadon partisinden istifa etti ve söylendiğine göre muhtemelen DP’den büyükşehir adayı olacak.

Peki şöyle de söylenebilir mi?

Behçet Saatçi CHP-İYİ Parti ittifakını bekledi. İttifak sadece büyükşehir adayı için gerçekleşip, partiler ilçelerde kendi adaylarıyla yarışacak kararı çıkınca, CHP’nin adayı, sevilen bir isim olarak Alim Karaca olarak belirlendi. AKP de Fethiye adayı olarak yine bölgede sevilen bir isim olarak Muhittin Kayabaş’la çıkınca, Behçet Saatçi Fethiye’de kendini güvende görmemiş olabilir mi?

Böyle olunca, küçük denizde boğulmak yerine, büyükşehirde ‘boğulma’yı tercih etmiş olamaz mı? Hem yenilse bile, namı yürümüş olurdu. Oysa Fethiye’de kaybederse, siyasi hayatı da sona ererdi..

Behçet Saatçi’nin düzgün kişiliği ve iyi belediyeciliği ile, Sakaraltında bir tanınırlığı var. Ama Sakarüstü’nde bu o kadar öyle değil. Dolayısıyla, geçmişte söylendiği gibi, Marmaris’te Ali Acar ve şimdi DP’den büyükşehirde rakibi olan Bodrum’dan Kocadon olmaksızın, tek başına, büyükşehirde ne kadar başarı şansı olabilir?.

Bu arada, Kocadon’un, CHP’nin belediye başkanı bir başkası gösterildiğinde, partisinden istifa etmesi, bir siyasi intihar olarak görülebilir. Ki zaten, en başta kendisi CHP’den büyükşehire aday olurken, kimlerin gazına gelerek böyle bir karar aldı, orası bizce tam bir meçhuldür..

Bütün bu olumsuzluk figürlerini sıralarken, gerçek bir partili gibi davrananları da atlamamak gerek.. Yatağan’ın bunca yıllık CHP’li belediye başkanı Hasan Haşmet Işık’ın, 31 Mart seçimleri için bir başkası Yatağan adayı gösterilince, kendisinin de başka bir yerlere gitmesini bekleyenlere karşın, “ben CHP’liyim, partim kimi gösterirse onun için çalışmaya devam ederim” dedi. Bir partilinin olması gerektiği gibi davrandı. Keza, Bodrum’da CHP Belediye Başkanlığına aday adayı olan 8 kişi de, Mustafa Saruhan aday gösterilince, hepsi Saruhan’ın yanında çalışmaya başlayacaklarını açıklayarak, olması gerektiği gibi davrandılar.

Peki, siyaset sahnesinde pire gibi sıçrayanlardan bahsedince, Barış Saylak’a, üstelik kendi mahallemizdekine, değinmeden olur mu?

O’na da yarın bakalım..