Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

Girgin: “Adı varlık, kendi yokluk fonu !”

27 Ocak Çarşamba günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Varlık Fonu denetim raporları üzerine Genel Müdür Zafer Sönmez’in sunumu ve Milletvekillerinin fon hakkında görüş ve eleştirileri vardı.

Girgin: “Adı varlık, kendi yokluk fonu !”

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada Varlık Fonu’nun parelel bir bütçe olduğunu, keyfi kullanıldığını, Sayıştay denetimi kapsamı dışında olduğunu ve gelecek kuşakları borçlandıran bir bütçe olduğunu ve fonun merkezi bütçe açığını perdeleyen bir işlev gördüğünü söyledi. Girgin şu açıklamalarda bulundu:

 

TÜRKİYE VARLIK FONU, BİR VARLIK FONU DEĞİLDİR

Neden mi? Varlık Fonları bütçe ya da dış ticaret fazlalarının değerlendirilmesi için kurulan fonlardır.

Bu fonların 2 temel amacı vardır: a) eldeki fazla kaynağı gelecek nesillerin de faydasına sunmak için bir fonda tutmak; b) fazla kaynak yüzünden yerel paranın ihracatçı aleyhine aşırı değerlenmesini engellemek.  

Türkiye Varlık fonu bu ikisine de uymamaktadır. Çünkü ülkemizde ne gelecek nesiller için kullanılabilecek bir bütçe fazlası var; ne de dış ticaret fazlası veriyoruz. Hatta bırakın fazlayı, mevcut rezervi dahi son bir yılda yok ettik…O zaman şunu söylemek yanlış olmayacaktır: TVF paralel, denetimsiz bir bütçedir.

Şunu da vurgulamalıyız ki: TVF bütçe açığı için bir perdeleme işlevi görmektedir. Örneğin TVF’nin yaptığı borçlanmalar Merkezi Bütçe Tabloları’nda gözükmüyor.

Bu da yetmiyor: yeterli denetim yapılmıyor! Bu fona ister “varlık fonu” ister “kalkınma fonu” densin bir farkı yok. Buradaki temel sorun şu: varlık fonu ve bağlı şirketler Sayıştay, Kamu İhale Kurumu ve TBMM denetiminin dışında.

 

VARLIK FONU BAŞKANI HEM HÂKİM HEM SAVCI

Cumhurbaşkanı, hem varlık fonu başkanı hem de Cumhurbaşkanı. Bunun dünyada örneği yok.

Cumhurbaşkanlığının kendi yönettiği Varlık Fonunu yine kendi bünyesindeki bir kurula denetlettirmesi doğru değildir.

Bir başka örnek daha vermek istiyorum: Varlık Fonu’nu denetlemesi gereken Devlet Denetleme Kurulu’nun Başkanı, aynı zamanda Varlık Fonu bünyesindeki, Borsa İstanbul’un Yönetim Kurulu üyesidir.

Yani DDK Başkanı kendi yönettiği denetleme birimine, yönetim kurulunda olduğu şirketi denetletmektedir. Bu nasıl bir çıkar ağıdır? Buradan bir denetim çıkar mı?

 

VARLIK FONU ŞİRKET KURTARMA FAALİYETLERİ İÇİN Mİ KURULDU?

Varlık fonunun bugün toplam borcu 1 trilyon 200 milyar. Kaynağı belirsiz 1 milyar 600 milyon borç var.

Varlık Fonu’nun saydamlık ve şeffaflık ilkesi gereği bir kuruş bile kaynağı belirsiz bir borcu olamaz. Karşımızda bir özel şirket olsa, (Mali Suçları Araştırma Kurulu) MASAK hemen üzerine gider ve vergi denetim elamanlarınla inceler. Bunun hesabı TBMM’ye verilmeyecekse nereye verilecek? Alınan borçlar nereye kullanıldı, bilinmiyor.

Özel şirketler satın alınmış ya da onlara ortak olunmuş. 

Akla, “ Varlık Fonu şirket kurtarma faaliyetleri için mi kuruldu?” sorusu geliyor.

Ayrıca, bu fon “Kamu bankalarının şirketlere ve şahıslara verilen ucuz krediler sonucu oluşan görev zararlarını karşılamak için mi?” kuruldu diye sormadan edemiyoruz.

Diğer bir soru da şu: “Fonun bünyesindeki araziler uluslararası kuruluşlara ve bankalara ipotek ve teminat olarak verildi mi?”

 

VARLIK FONU MUHALEFET PARTİLERİ TARAFINDAN DENETLENMELİ

Esasen, bu fon muhalefet partilerinin kuracağı bir komisyon tarafından denetlenmeliydi.  Ancak Tek Adam Rejimi’nde bunun mümkün olmadığını biliyoruz.

ÇAYKUR’a, BOTAŞ’a, TÜRKİYE PETROLLERİ ANONİM ORTAKLIĞI’na, ETİ MADEN’e, PTT’ye bakalım…Ya zarar ya da kârlarda düşüş görüyoruz.

2015'te 22 milyon, ve 2016'da 82 milyon TL kâr eden ÇAYKUR, 2017 yılında Varlık Fonu'na geçmiştir. Şirket 2017'de 267 milyon, 2018'de 657 milyon, 2019'da ise 635 milyon TL zarar etmiştir. Bu durum hakkında detaylı bir değerlendirme yapılması gerekmiyor muydu? Elimizdeki raporda bu konuda neden doyurucu bir açıklama yok?

BOTAŞ, 2017 yılında 3.3 milyar TL kâr ederken, 2018 yılında 2.5 milyar, 2019 yılında ise 5.6 milyar TL zarar etmiştir. Bağımsız denetim yapan özel firma, fona bağlı bazı şirketlerle ilgili bir kısım bilgiye ulaşamadığını söylemiştir. BOTAŞ bu şirketlerden biri. Bu konuda Merkezi denetim elemanları herhangi bir girişimde bulundu mu?

BOTAŞ’ın Yönetim Kurulu kararlarına ulaşılamıyor, yurtdışı iştirakinin finansal tabloları için mutabakat alınamıyor, BOTAŞ aleyhine açılan davaların durumu belli değil, bu konuda BOTAŞ bilgi vermiyor, BOTAŞ’ın şüpheli alacaklarına ilişkin şirketten bilgi alınamıyor. Hadi, özel bir firmaya BOTAŞ gibi bir şirketin stratejik olabilecek gizli bilgileri verilmedi. İyi de, bu bilgiler, Devlet Denetleme Kurulu’na neden verilmedi? Bunu anlamakta zorlanıyoruz.

TPAO 2018 yılında 5.7 milyar TL kâr ederken, bu rakam 2019 yılında neden 1.2 milyara düşmüştür?

Yine Eti Maden’in kârı 1 yılda, 3.3 milyardan, 2.7 milyara düşmüştür. Bunun nedeni nedir? Eti Maden’in fiziki stok sayımlarına ulaşamadıklarını söylüyor denetçiler.

PTT, 2017 yılında 641 milyon TL, 2018 yılında 215 milyon TL kâr ederken, 2019 yılında neden 1.2 milyar TL zarar etmiştir?

 

ÇİFTÇİYE YOK VERGİ CENNETİNDEKİ ŞİRKETE VAR

Ziraat Bankası vergi cennetinde kurulu bir şirkete 1,6 milyar dolar kredi veriyor, müteahhitler 16 milyar TL ödeme alıyor. Diğer yandan, bu ay, Ziraat Bankası sübvansiyonlu tarımsal kredi faiz oranlarını yüzde 9’dan yüzde 17’ye çıkarıyor.

Bir avuç şirketin borçlarını defalarca silen iktidar, çiftçilerin faiz borçlarını silmeyi bırakın, yapılandırmıyor bile.

 

İKTİDARIN 3 TANE BÜTÇESİ VAR

İktidarın 3 tane bütçesi var: Merkezi Yönetim Bütçesi, Kamu Özel İşbirliği yatırımları bütçesi ve Varlık Fonu bütçesi.

Tabii bunlara ek olarak bir de işsizlik fonu bütçesi var.

Aralarındaki ilişki şöyle: Salgında genel bütçeden sadece 7 milyar civarında harcama yapılmış. Salgın harcamalarının büyük kısmı işsizlik fonu ile yapılırken borçlanmaların bir kısmı varlık fonu ile yapılıyor. Bütçenin kaymağını ise KÖİ müteahhitleri yiyor.

Bu fonlar bütçe dışı, denetimi kâğıt üzerinde.

 

VARLIK FONU MERKEZİ BÜTÇEYİ MAKYAJLIYOR

Sayın Sönmez “Varlık Fonu Bütçe ya da Hazine’yi fonlamak için kurulmadı” diyor. Doğru, parelel bütçe oluşturmak için, hazinenin ve bütçenin rakamlarını makyajlamak için kuruldu.

Yine Sayın Sönmez “hiç bir şirketi rehin vermedik, böyle bir amaç yok” diyor. Ancak Varlık Fonu uluslararası piyasalardan borçlanmak istediğinde borç verenler varlık fonundaki şirketleri görerek borç veriyorlar. Yani bir anlamda kamunun değerli şirketleri borç verenler için teminat oluyor.

Yine Sönmez “hiç bir şirketi satmadık” diyor. Ama Fon, Milli Piyango’yu geçen sene Demirören'e sattı ve Demirören Varlık Fonu bünyesindeki Ziraat Bankası’ndan kredi kullandı. Borsa İstanbul'un yüzde onunu Katarlılara sattı. İktidar bütçeyi bu şekilde makyajlıyor.

VARLIK FONU KEYFİ YÖNETİLİYOR

Neden mi böyle diyorum?

Bakın, şarkıcı Serdar Ortaç, Posta’ya verdiği röportajda son aldığı krediyi ödeyemediğini belirterek, “Valla en son aldığım krediyi ödeyemediğim için koskoca devlet bankası, ‘Sen Serdar Ortaç’sın seni mahkemeye verir miyiz evlat?’ dedi ve borcumu 8 ay erteledi…”

Bu haberi şununla karşılaştıralım: Ziraat Bankası’nın internet sitesindeki ilanlarda yüzlerce adet satılık tarla, bağ ve bahçe bulunuyor. Çiftçiler borçlarını ödeyemedikçe, geçim kaynağı olan tarlalar Ziraat Bankası’nın eline geçiyor. İlanlarda 1 milyon liralık bahçeler de var, 15 bin liralık buğday tarlaları da.

Serdar Ortaç’a gelince ertele; esnafa, çiftçiye, KYK’lı öğrenciye bas haczi…

 

MİLLİ PİYANGO’DAN GELEN PARA NİÇİN SMA’LI ÇOCUKLARA VERİLMEDİ?

Varlık Fonu, İstanbul Finans Merkezi inşaatını üstlenen Ağaoğlu, YDA ve İntaş’a 1,67 milyar TL’lik ödeme yaptı. Yandaş şirketleri kurtarmak için 1,7 milyar TL nakit çıkışı yapan Varlık Fonu’nun Mili Piyango’dan gelen 75 milyon TL’ye çok mu ihtiyacı var?

Bu para, kamuoyunun yoğun talebine rağmen neden ısrarla SMA’lı çocuklara verilmedi?

 

BİR KAMU KURUMU NİÇİN VERGİ VE KARA PARA CENNETİNDE ŞİRKET KURAR?

Vergi ve kara para cenneti olarak bilinen Fransa’nın kuzeyindeki Jersey Adaları’nda Botaş International isimli bir şirket kurulmuş. Bir kamu şirketi neden vergi ve kara para cenneti olarak bilinen bir yerde şirket açar?

Eti Maden'in yurtdışı iştiraklerini Sayıştay'ın denetleyemediği ortaya çıktı. Devlet Denetleme Kurulu da denetlemiyor. Böyle şey olur mu?

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
siteacilis