MİTSO’da arı ve bal çalıştayı

Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nda MAYBİR işbirliğiyle ‘Arı ve Bal Çalıştayı’ gerçekleştirildi.

MİTSO’da arı ve bal çalıştayı

Milas Ticaret ve Sanayi Odası ve Muğla Arı Yetişticileri Birliği işbirliğiyle Milas’ta Arı ve Bal Çalıştayı gerçekleştirildi. Arı ve Bal Çalıştayı’nda Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, "Arı yetiştiriciliği, koloni yönetimi ve kış beslenmesinde dikkat edilecek hususlar” konulu, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kimya Bölümü Organik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Duru ise “Bal ve diğer arı ürünleri üretimi ve muhafazasında kaliteye etki eden kriterler” konulu birer sunum gerçekleştirdi.
Çalıştaya ilçe protokolünün yanı sıra bal üreticileri ve sektör temsilcileri katıldı. 
Çalıştayın ilk konuşmasını gerçekleştiren MİTSO Başkanı Reşit Özer, MİTSO’nun markalaşma konusunda yoğun çaba gösterdiğini söyledi. Marka tanıtmak, marka yaratmak ve kaliteyi artırmak için çalıştıklarını belirten Özer, coğrafi işareti alınan ürünlerin yanında bal konusunda da çalışma yürütmek istediklerini ifade etti. Dünya çam balı üretiminin yüzde 92’sinin Dilek Yarımadası ve Muğla ilinde olduğunu belirten Özer, “Bunun 3’te biri ise Milas’ta üretiliyor. En fazla arı kolonisi ve yetiştiricisi Milas’ta. Bence Milas, balda marka olmalı. Bunun için çalışıyoruz. Daha önce 114 köyümüz vardı. Bunun 94’ünde arı yetiştiriliyordu.” dedi.
Market ve internet sitelerinde araştırmalar yaptığını belirten Özer, “Marketlere girmek kolay değil. Bunun altını çizerek söylüyorum. 27 kg tenekeyi 350 lira civarında perakende satıldığını gördüm. Çok bilinen bir marka ile bizim balımızı kıyasladım. O markanın 600 gramı 41.90. Bizim malımız 23 lira. Acaba bizim malımızda mı bir sorun var diye baktık, tattık. Her şey marka…” dedi. 
  
Çalıştayda daha sonra Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, “Arı yetiştiriciliği, koloni yönetimi ve kış beslenmesinde dikkat edilecek hususlar” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. Arıcılığın medyada yalnızca iki konuda konuşulduğunu kaydeden Yeninar, arıcılık ve bal sektörünün sadece tağşiş ve arı ölümleriyle gündeme geldiğini söyledi. Yeninar, ünlü fizikçi Einstein’in kullandığı ‘Bal arılarının dünyadan yok olması halinde insanlığın 4 yıllık ömrü kalacak’ ifadelerine ilişkin “Bunu onun söyleyip söylemediği konusunda net bir şey söyleyemeyiz ama konunun önemliliğini ifade konusunda çok önemli bir ifade. Bal arıları belirteç böceklerdir. Bal arıları ölmeye başladığı zaman, diğer canlılar için de alarm zilleri çalmaya başlamış demektir. Çevre kirliliği noktasında en önemli belirteç canlı bal arılarıdır. Eğer bal arıları herhangi bir nedenle ölüyor ise o zaman bizler için de alarm çanları çalmaya başlamış demektir. Çevre şartlarından bu kadar çok etkilenen ve çevreye bu kadar bağlı olan başka canlı yok…” dedi.

İklim krizi nedeniyle arı ölümlerinin yaşanmaması için daha yenilikçi çalışmalar yapılması gerektiğini kaydeden Yeninar, “Peki arılar neden ölüyor? Ya da sadece ölen arılar mı? Haberlere baktığınız zaman ölen birçok canlı var. Bu canlıların birçoğu göçmen canlılar. Bal arıları da göçmen canlılar gibi kendi GPS koordinatlarını tespit etmek amacıyla dünyanın manyetik alan şiddeti ve çizgilerini kullanırlar. Dünyanın jeomanyetik fırtınaları olarak adlandırılan fırtınalar, canlıların konumlarını belirlemede, yerlerini belirlemede yanlışlık ve hatalar oluşturur. Bu nedenle canlılar yollarını bulamazlar, yuvalarını kaybederler. Tüm verilerini kaybederek başıboş şekilde, canlılarda stres oluşur. İklim değişimi olarak adlandırdığımız bir döneme giriyoruz. Bilim adamlarının ifadesine göre 2019-2035 yılları arasında bazı dönemler yaşanacak. 3 dönem devam etmesi durumunda 2035 yılında sona ermesi düşünülüyor. Eğer 5 dönem devam ederse 2055 yılında bu dönemin sonlanacağı ifade ediliyor. Bu süreç içerisinde güneşten gelen enerjinin yüzde 60 oranında azalacağı ifade ediliyor. Bunun sonucunda enerjinin azalması dünyanın manyetik alanında farklılıklara neden oluyor. Bu da anormal iklim olaylarına neden oluyor.” dedi ve BM’nin ülkelere gönderdiği bildiri ile kriz durumuna geçilmesi tavsiyesine uyulması gerektiğini söyledi.
İklimler değişiyor ise, canlıların değişen iklime adapte olması gerektiğini kaydeden Yeninar, “Adapte olanlar yaşarlar, olmayanlar ölürler. İklim değişimi insanları da yakından etkileyecek. Araştırmalara göre hastalık ve parazitlerin hastalık yapma gücü artacak, salgın hastalıklar artacak, canlıların da bağışıklık sistemi azalacak.” dedi.

Prof. Dr. Halil Yeniar’ın ardından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kimya Bölümü Organik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Duru ise, “Bal ve diğer arı ürünleri üretimi ve muhafazasında kaliteye etki eden kriterler” konulu bir konuşma yaptı.

Teknik konularda açıklama yapan Duru, arılar ve bal üzerinde çok sayıda araştırma yapıldığını söyledi. Türkiye’nin bal üretimi yapılan il ve ilçelerinde sınıflandırmaya yönelik araştırmalarda Milas’ın Yatağan’da üretilen bal ile benzerlik taşıdığını belirten Duru, ilginç istatistikler paylaştı. Arıcılıkta sıkça kullanılan şurup nedeniyle arılarda erken ölümlerin yaşandığını kaydeden Duru, bir arının bal ile beslenmesiyle 27 gün, şeker grubuyla 21 gün, Asit Invert Şeker Şurubu ile 12 gün hayatta kalabildiğini kaydetti.

Çalıştayın sonunda Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar’a Milas Kaymakamı Eren Arslan; Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kimya Bölümü Organik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Duru’ya Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat tarafından hediye takdim edildi.
 

HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık