Tarih ve Kültür Kenti Milas’ta Gümüşkesen Anıtı’na Müze Darbesi!

Epey uzun bir sure önce, sanırım Erol Bey’in Müze Müdürlüğü sıralarında, Gümüşkesen Anıtı’nın arka taraflarındaki bir arsanın, yeni müze binası yapımı için düşünüldüğünü duymuştum. Ama bildiğim kadarıyla, o arsa, Gümüşkesen’in Sodra’ya doğru kısmında ve düşük kotta kalıyordu. Herhangi bir proje falan da yoktu, sadece düşünülüyordu. Böyle bir şey olabileceği, o zaman da hiç aklıma gelmemişti.

Milas’a hep yeni bir müze alanı ihtiyacı konuşuldu ve çeşitli yerler tartışıldı. Bunlardan biri olarak, TOKİ lojmanlarının olduğu geniş arazinin Bodrum Yolu’na yakın bir bölgesinin müze binası için düşünüldüğü de vardı. Tabakhane bölgesinde, eski fabrikalardan birinin bulunduğu geniş alanın müze olarak düzenlenmesi amacıyla istimlak edilmesi de...

Bu arada, Müze Müdürlüğü’nün Hekatomnos Anıt Mezarı’nın çevresindeki kamulaştırılan ve bir kısmı halı müzesi vb. gibi etnografik müzelere dönüştürülen bölgedeki bir binaya taşındığını da biliyordum.

Ama yeni müze binasının başladığını, hem de Gümüşkesen Mezar Anıtı’nı katleden bir silüete sahip olduğunu, bu seçimler sırasındaki bakan ziyaretleri nedeniyle öğrendim.

31 Mart seçimleri arifesinde, siyaset malzemesi yapılıyor denmesin diye de, şimdiye kadar yazmadım.

Turizm ve Kültür Bakanı’nın, AKP’li belediye başkan adayı Barış Saylak’ın seçim çalışmalarına desteği kapsamında Milas’a yaptığı bir ziyaret sırasında, bakan, basın açıklamasını Gümüşkesen Anıtı’nda yaptı. Muhabir arkadaşlarımızın oradan geçtikleri fotoğraflarla, uzun süredir ziyarete kapalı olan Gümüşkesen Anıtı’nın nasıl katledildiğini üzüntüyle gördüm.

Daha yakın zamanda, İstanbul’da, Sultanahmet Camii’nin arkasındaki gökdelenlerin, İstanbul’un en önemli siluetlerinden biri olan Ayasofya ve Sultanahmet Camilerinin arkasında, nasıl bu tarihi camilerimizin görüntüsünü ve büyüsünü bozduğunu hepimiz hatırlıyoruzdur.

İşte aynı siluet katliamı, şimdi, bir kültür ve tarih kenti olma iddiasındaki Milasımızın en bilinen, en güzel tarihi eseri üzerinden yaşanıyor.

Sırtınızı Sodra’ya verip kente doğru baktığınızda, bütün güzelliği ve azameti ile Gümüşkesen Anıtı görüntüsü artık yok!..

Çünkü hemen dibine, müze binası yapmışlar, daha doğrusu yapıyorlar.. Henüz bitmemiş ve üstelik inşaatı da, muhtemelen para gelmediği için durmuş.

“Milas gibi bir tarihi kentte müze yapılacak en son yer neresidir” diye sorsalar, kuşkusuz bütün arkeologların önereceği en son nokta Gümüşkesen Anıtı’nın dibidir. Hemen bitişiğidir. Muhtemelen bittiğinde, Gümüşkesen Anıtı’nı yutmuş gibi görünecek olan “yeni Milas Müzesi”ni buraya kim önerdiyse, kim onayladıysa, Milas’a en büyük kötülüğü yapmıştır.

Bu müze inşaatı derhal durdurulmalı, devam etmemeli, ve yıkılmalıdır.

Çünkü bu iş, parayla pulla ölçülecek bir şey değildir.

Eğer yeni bir müze binası gerekiyorsa, Milas’ta buna yer bulamayacak kadar acz içinde midir Turizm Bakanlığı, devlet?!

Bu fotoğrafı gördükten sonra, acaba göz yanılsaması mı diye, gittim, yerinde gördüm. Hayır, yanılsama falan değil, resmen Gümüşkesen Anıtı’nın o muhteşem silüeti, arkasında yükselen beton müze binasıyla katledilmiş!..

Şimdi herkesi, başta devlet yetkilileri olmak üzere, sivil toplum kuruluşları ve bütün arkeologları, bu konuyu tartışmaya, daha geç olmadan neler yapılması gerektiğini düşünmeye, konuşmaya ve care üretmeye davet ediyorum.

Sonradan, müzenin Gümüşkesen Anıtı yanına yapılmasının, geçmişte devreye giren bazı bu konunun uzmanlarının önerisiyle durdurulduğunu, ancak sonra yine birileri tarafından uygulamaya konulduğunu duydum. Ama artık kim, neden, niçin yaptı, şu anda önemi yok,  gerekirse sonra tartışırız, ama gecikmeden, bu tarih katliamının bir an önce durdurulması gerektiğine inanıyorum.