TARİHİ AYAKKABICILAR ARASTASI / ÇORUM

Hüseyin Avni KUNDURACIOĞLU

TARİHİ AYAKKABICILAR ARASTASI / ÇORUM

Saat Kulesi’ni Çorum’un merkezi olarak değerlendirmek, sanırım pek yanlış olmaz. Etrafını bir trafik dönerinin çevrelediği bu Saat Kulesi’nin inşası 1894 yılında II. Abdülhamid döneminde gerçekleşmiş. Kulenin biraz kuzeyinde bulunan Muradi Rab-i Ulu Cami’nin inşası ise, çok daha eski yani Selçuklu Sultanı III. Alaaddin Keykubat zamanına dayanıyor. Ulu Cami’nin arkasında kalan 1487 tarihli Paşa Hamamı ve yine kulenin sağında kalan Ali Paşa Hamamı da, Çorum’un bu bölgesini geçmişin zenginliğine taşıyor. Taşımanın ötesinde, bu bölgeyi her daim canlı kılıyor.

Tarihsel zenginliğine eklenen merkezi konumu, Çorum’da bulunduğunuz sürece bir şekilde yönünüzün bu bölgeye düşmesini sağlıyor. İşte Tarihi Ayakkabıcılar Arastası ile yolumun kesişmesi de, bu süreçlerden birinde oluyor. Ulu Cami’nin hemen karşısında olan Eskiciler Sokak, konumu ile hemen dikkati çekiyor.

İki tarafını kuşatan dükkânların belirlediği bu sokak ‘Dünyanın en dar sokağı’ olarak biliniyor. Önündeki meydandan girdiğinizde, sokağın bitimi bir başka küçük meydana ulaştırıyor. Öte yandan bu ulaşım, yaklaşık otuz-kırk metrelik küçük bir sokağın içinden gerçekleşiyor. İki kişinin yanyana geçmesinin neredeyse zor olduğu sokağın genişliğiyse oldukça dar.

Cepheleri karşılıklı olarak sokağa bakan otuz yedi dükkânın yer aldığı Eskici Sokak’taki bu mekânlar, bir buçuk ya da iki metre karelik büyüklüğe sahip. Her dükkânın cephesiyse, pencere ve kapıdan oluşan bir camekâna sahip. Bir kişinin içeride zor hareket edebildiği bu dükkânlarda bütün işler, bu pencereden görülüyor.

Şaşırtıcı derecede küçük ölçülere sahip olmasına karşın, bu sokak Çorum’un geçmişinde önemli bir yer oluşturuyor.

19. yüzyılın son dönem çarşıları arasında yer alan bu sokağın önemli bir özelliği, mekânlarında sadece ayakkabıcıları barındırıyor olması. Zaten bu yüzden de burası Ayakkabıcılar Arastası olarak biliniyor. Önceleri ‘elde ayakkabı yapımı’ gerçekleştiren bu küçük dükkânlar, teknolojinin seri üretimi yaygınlaştırmasıyla birlikte ayakkabı tamirciliğine dönüşmüşler. Bunun da ötesinde, en güzel meshlerin üretildiği tezgâhlar zamanla boşalmışlar.

Günümüzde yedi-sekizi dükkânın kepengini açık görüyoruz.

Zemini taş döşeli sokağa girmenizle birlikte, farklı bir duygu sarmalına giriyorsunuz. İç içe girmiş dükkânların kapalı camekanları arasında ilerlerken, açık ve yaşayan bir dükkânı görünce çocuksu bir sevinç yaşıyorsunuz. Hele içeriden gelen ayakkabı dikiş makinasının sesi ya da ‘Hoş geldiniz’ diye uzanan yaşlı ve yorgun bir yüz, içinde bulunduğunuz yere daha bir anlam katıyor. İki çatı arasındaki uzunluğa bir gergi gibi sarıp sarmalayan asmaya tutturulmuş ayakkabı bağcıkları, mesh çiftleri, ayakkabı astarları ise arastadaki yaşam belirtisinin bir başka habercileri oluyorlar. Açık dükkânların işletmecileri, arastanın geçmişini aktarmak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Kimi babadan, kimi ustasından kalma mesleklerinin son demlerini yaşarken, arastadaki tüm dükkânların açık olup ayakkabı üretimini yetiştiremedikleri günlerdeki sokağın canlılığını arıyor gibiler. Ancak akan süreç, çarşının bugünkü sakinliğini sağlamış. Çorum Belediyesi’nin gündeminde olan ‘sağlıklaştırma projesi’ ise tüm beklentilerini oluşturuyor. ‘Hem ticari yaşamın canlılığı hem de ticari ahilik kültürünün yaşatılmasını’ hedefleyen bu proje, umarım konumu küçük ama içeriği büyük bu arastanın ruhunu yansıtabilir.

Zira Tarihi Ayakkabıcılar Arastası, şu anki konumuyla Çorum’un geçmişini hissedebileceğiniz en güzel mekânlarından biri.

Her adımda sadece sokağı arşınlamıyor, aynı zamanda zaman tünelinin sarmalında geçmişe yolculuk yapıyorsunuz. En azından ben bu duygularla ayrılıyorum bu ‘Dünyanın en dar sokağından’.

 

 

HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 1 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık