“Ütopya dediğimiz şey, en güzel düştür”

Tunceli Ovacık’ın “Komünist Başkan” lakaplı Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, geçen Cuma akşamı Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği ve Cemevi’ndeydi. Biz de oradaydık. Aynı gönül diliyle konuşan biriyle tanışmak ne büyük sevinç ve umut!...

“Ütopya dediğimiz şey, en güzel düştür”

Arkadaşım, Füsun Kocabeyoğlu ile Bodrum Cemevi’ne vardığımızda, söyleşi başlamıştı; kapının dışına kadar taşan insan topluluğunun çoğu ayaktaydı. İçeri bakındığımda; Güllük, Milas ve Bodrum’dan Tuncelili, Alevi dostlar, arkadaşlar gözüme ilişti. Onlardan biri, adımı sesleyip, “Gel gel” işareti yaptı. Deniz’in çok sevdiği öğretmenlerinden biri de en önde oturanlar arasındaydı. Dinlemeye gelenlerin salona sığmaması, dışarıda kalanların seslerinin uğultusu nedeniyle, Mehmet Fatih Maçoğlu konuşmasına ara verdi. Öndeki sandalye ve tabureler iyice masaya yanaştırıldı, saflar sıklaştırıldı. Hepimiz içeride kendimize bir yer bulduk.

Bu arada Komünist Başkan’ın şu sözleri hemen dikkatimi çekti: “Biz parayı değil; insanı ve doğayı öne aldık… Yapmaya çalışğımız şeylere ‘Ütopya’ diyen olabilir. Ütopya dediğimiz şey, en güzel düştür…” Hemen çantamdan kağıt kalem buldum ve not almaya başladım.

Maçoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünyada hakim olması gerekenin tam tersi bir anlayış kurulmuş; Kapitalizm. Biz buna karşı, olması gerekeni yapmaya çalışıyoruz. Kararı biz vereceğiz; ya kapitalist sistemin sömürü üzerine kurulu üretim biçimini reddedeceğiz ya da köle olacağız. Buna karşı mücadele edene Türkiye’de ya komünist, ya terörist, ya devrimci.. deniliyor. Zor da olsa, elitlerin iktidarını reddedeceğiz; ezilen, sömürülenlerin iktidarını savunacağız.”

“Yerel yönetimler sorgulanabilmeli”

Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Maçoğlu, sosyal medyada çokça paylaşılan, tüm ülkede hayranlık toplayan, bu emek, üretim, paylaşım, kalkınma sistemini nasıl kurup yerleştirdiklerini açıklarken de şunları söyledi: Ege’de de kendini sorumlu hisseden, bu ortamı yaratmak zorunda. Toplumcu – Sosyalist her anlayış bunu başarır. Her şeyden önce yerel yönetimler sorgulanabilmeli, hesap verebilmeli… Bir bölgenin ekonomisinde toplumun her kesiminin hakkı olmalı ki; yönetimde de payları olabilsin… Biz, 2004’de ‘Halk Dayanışmaları’ ile yola çıktık. Aslında Dersim’in böyle sosyalist, muhalif bir toplumsal yapısı var. Bu işimizi kolaylaştırdı. Bulunduğunuz coğrafyanın somut şartlarına göre, somut işler yaparsınız.”

Meğer Komünist Başkan, iki yıl önce de burada bir söyleşiye konuk olmuş. Yaptıkları işler ve anlatmak istedikleri çoğaldığı için, o zaman değindiği konuları yinelemek istemese de ısrarlar üzerine kısa bilgiler vermekle yetindi. Örneğin; bir ilçenin yarattığı kooperatifler, bir anaokulunun tüm öğrencilerinin kahvaltısını karşılayacak duruma gelmiş. Kooperatiflerin hepsi özerk ve söz hakkı çalışanlarına ait. Üretimin yüzde 70’inde kadınlar var. Çalışacak kadınları da, yardım edilecekleri de  “Kadın Hareketi” ve kooperatif çalışanları belirliyor. Üretim geliri; tohum, mazot desteği, kreş, burs, makine giderleri için harcanıyor. Masraflar çıkarıldıktan sonra, kâr amacı güdülmüyor. Şu anda Ovacık’ta 240 öğrenci bu sayede burs alıyor.

“Haksız kazancı neresi olsa reddederiz”

Bu arada bazı cezalandırma yolları da devrede: Üretim politikasına uymayan, toprağını kirletenden üç yıl boyunca ürün alınmıyor örneğin. Ve haksız kazanç nereden ve neresi olursa olsun reddediliyor.

Kendi yöresinde kurdukları sistemin yerleştiğini gururla ve sevinçle belirten Maçoğlu, henüz başaramadıkları şeyleri şöyle özetledi: “Dezavantajlı gruplara (Kadınlar, çocuklar, engelliler gibi) ilişkin bakanlıklarla ilgili sorunlar yüzünden yapamadıklarımız var…”

Söyleşinin sonlarında; Maçoğlu’nun pek çok sözü, deyimi, olayı çağştıran ve bence de gerçeklik payı büyük şu tümcelerini not aldım: Farklı yerlerde bir araya gelme olanağımız var. Çünkü, hızla yere doğru gidip çakıldığımızda, tüm halklar birlikte hareket edecek.

 

Editör: Gülçin Erşen
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık