Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

Uzman Hasan Onur, ‘Hayat Boşluğu’na dikkat çekti…

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü İş sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Hasan Onur tarafından ilçemizdeki okul müdürlerine, deprem öncesinde, deprem anında ve sonrasında neler yapılması gerektiği konusunda geniş kapsamlı bilgilendirmede bulunuldu. Uzman Onur; evlerde, okullarda, işyerlerinde ve kamu kurumlarında, deprem anında yapılması gerekenleri anlatırken ‘hayat boşluğuna’ dikkat çekti.    

Uzman Hasan Onur, ‘Hayat Boşluğu’na dikkat çekti…

Sakarya İlkokulu Toplantı Salonu’nda gerçekleşen bilgilendirme toplantısına; Milas Kaymakamı Eren Arslan, İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Hayrettin Fidan, İlçe Emniyet Müdürü Turgay Ava, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsa Bal, Şube Müdürü Akın Coşkun ve ilçe genelindeki okulların müdürleri katıldı.

Depremde hayatlarını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan toplantıda, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü İş sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Hasan Onur, depremin acı gerçek olduğuna, bölge olarak 1’nci derecede deprem bölgesinde bulunduğumuza dikkat çekerek; “Bugün, şu anda bunu yaşamayacağımızı kimse garanti edemez. Deprem tedbiri olarak Türkiye’de neler yapılıyor diye bakarsak; Başbakanlığa bağlı AFAD var. Diğer bütün kuruluşlar AFAD’a bağlı. Bir afet ya da deprem durumunda kimse kendi başına hareket edemez, hepsi AFAD’a bağlı. Günde yaklaşık 50 tane, yılda ise 1’nci ve 2’nci derece olmak üzere 2.000 tane deprem gerçekleşiyor. Bunlar hissedebildiklerimiz ve hissedemediklerimiz şeklindedir.

Birinci derecedeki depremi hissedemezsiniz, ikinci derecedeki depremde hissettiğiniz evin önünden bir kamyon geçiyor hissi verir, üçüncü derecedeki depremde bardaklar ve camlar oynar, dördüncü derecedeki depremde duvarlarınız çatlamaya başlar, beşinci derecedeki depremde şok olursunuz, altıncı derecedeki depremde caddeler yarılmaya başlar.

Bölge olarak 1’nci derecede deprem bölgesindeyiz. Ülkemizin deprem haritasını çizen 3 hocadan bir tanesi Prof. Dr. Ali Koçyiğit, ‘Milas’ta 1541 yılında 6 şiddetinde bir deprem gerçekleşmiş, tekrar 6 şiddetinde bir deprem gerçekleşebilmesi için 500 ya da 600 yıl geçmesi gerekir o enerjinin tekrar birikebilmesi için. Yani Milas’ta 6 şiddetinde bir deprem beklenmiyor’ diye ifade etmişti ama dördüncü derecedeki şiddette bir deprem bizim binalarımızdaki duvarlarının çatlamasına sebebiyet verecektir.

Depremde yan duvarlar kırılır, tavan bütün halinde eşyaların üstüne düşer. Eşyaları belli bir miktarda sıkıştırır, belli bir boşluk kalır. Bu boşluğa “hayat boşluğu” denir.

Binalarımızda göz kontrolü yapmamız lazım... ‘Ağır Çıkma’ dediğimiz yer var. Ağır çıkma, örneğin alt kat 100 m2, üst kat 120 m2… Bu nasıl oluyor? Kolonları dikerken yer kazanmak için farklı yerlere konuluyor. Böyle bir bina depremde ilk yıkılacak binadır. Böyle bir yerde oturuyorsanız hemen bunun kontrolünü yaptırmalısınız… Alt katlarda yeri genişletmek için aradaki duvarların yıkılmış olması ya da duvarların az olması durumunda da bu tür binalar depremde ikinci yıkılacak binalar arasındadır. Biz bu katlara ‘yumuşak Kat’  diyoruz. Yapı kalitesi ise kenarımızda bulunan evlerle kiriş uzunluklarımızın farklı olması yani iki apartmanın da birinci katının aynı yükseklikte son bulmaması gibi durumlardır. Bulunduğumuz yapıya ek yapı yapılmışsa ve yapılan ek yapı bir önceki ile aynı standartta değilse bu binalar da kolay yıkılır. Bunların da yapı kalitesini kontrol etmek gerekir.

Evlerin içinde ise bir tehlike avı yapmak gerekir. Evin giriş kapısında portmantolar var bu gibi unsurlar, depremde acil çıkışlara engel olan unsurlardır. Bunlar dahil tüm dolapların sabitlenmesi gerekir. Mesela cam kenarında yatakların olmaması gerekir. Çünkü deprem anında ilk kırılanlar camlar. Camlar için kullandığımız perdeler kalın olmalı çünkü camlar kırıldığında ince perdeleri kesip sizin kaçış yolunuza düşebilir ve sizi yaralayabilir, sizin kaçmanıza engel olabilir. Yataklarımızın olduğu yerlere yakın olan duvarda asılı eşyalar; özellikle sarsıntı ile başımıza düşebilecek eşyaların önlemini almalıyız.

Mobilyalar ve beyaz eşyalar için ise zemine çift taraflı bant yapıştırıp eşyaları o bantların üzerine sabitlemeliyiz. Bu yöntem hem pratiktir hem de eşyalara da zarar vermeyecektir. Deprem anında yapmamız gereken olarak bize yanlış öğretilen bir şey var; masanın altına girmek! Sakın masanın altına girmeyin! Çünkü tavan bütün halinde yere düştüğünde eşyayı parçalar, yani parçalanan o masa, altındaki kişiye parçalar halinde saplanır. Masa ya da divan gibi eşyaların altına değil yanına çökmeniz gerekiyor.

Depremden sonra ilk 72 saat çok önemli. Biz bunlara altın saatler diyoruz. Kriz masalarının kurulması en az 72 saattir. Deprem sonrası için buluşma noktaları belirlememiz gerekiyor. Açık olan alanlar, binaların etrafımızda bize yakın olmadığı meydanlar olmalı buralar. Deprem sonrasında aile bireylerimizle nerede ve nasıl buluşacağımızı önceden kararlaştırmalıyız. Böylece aile bireylerinden kimlerin hayatta kaldığını kısa zamanda öğrenmek mümkündür” diyerek; deprem öncesi, deprem anı ve sonrasında ne yapılması gerektiğini anlattı.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü İş sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Hasan Onur, depreme dikkat çektiği bilgilendirme eğitiminde, salonda bulunan protokol üyeleri başta olmak üzere tüm katılımcılara da kısa süreli bir tatbikat yaptırdı. Çaldığı siren sesiyle tüm katılımcılar, oturdukları koltuklarının yan tarafına, gösterildiği şekilde çöktü.

Uzman Onur, ‘Deprem Çantası’ ve içerisinde bulunması gereken malzemeleri de anlattıktan sonra, depremden korkmanın ya da kaçmanın bir anlamı olmadığını, toplum olarak depremde nasıl hayatta kalacağımızı öğrenmenin önemli olduğunu söyledi.

Uzman Onur tarafından toplantının başında, 1999 yılında Marmara Bölgesi’nde meydana gelen depremle ilgili izlettirilen 30 saniyelik bir görüntü ise salondakilere duygulu anlar yaşattı. 

 

 

Editör: Adem KANKAYNAR
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
siteacilis