Zeytinin çığlığı Milas’tan yükseldi

Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğe göre, elektrik üretimi için yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda izin verilebilecek.

Yayımlanan yönetmeliğin ardından başta doğaseverler olmak üzere tüm kesimlerden tepki çığ gibi büyüyor. Akbelen Ormanı’nın kurtarılması için aylardır mücadele eden İkizköylüler, şimdi de zeytinlik alanlarını korumak için mücadelesini sürdürüyor.

Yayınlanan yönetmeliğe tepki göstermek amacıyla Milas Kent Konseyi önderliğinde çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla Milas’ta basın açıklaması ve protesto gerçekleştirildi. 12.30’da Atapark Meydanı’nda yapılan protestoya, İzmirli sivil toplum kuruluşları da yoğun ilgi gösterdi. 

İlk konuşmayı yapan Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, “Zeytincilik Milas için çok önemli. Antik çağlardan bu yana Milas, zeytinciliğin başkentidir. Ata zeytin ağaçlarıyla 3 bin yıldan bu yana bu toplumu besleyen ve daha binlerce yıl bu toplumu besleyecek olan zeytin ağaçlarımız maalesef tehdit altında. Bir hukukçu olarak; normların gücünü çok iyi bilen birisi olarak, bu yönetmeliği çıkaran insanların kasıtlı ve bilinçli olarak yaptıklarına inanıyorum. Yasa zeytinliklere 3 kilometre yaklaşmayı yasaklamakta ama yönetmelik zeytinliği katletmeye müsaade ediyor. Bunu çıkaran kişiler kesinlikle suç işliyor. Onlar yargı sürecine girildiğinde yönetmeliğin iptal edileceğinin farkındalar. Buradaki mantık, ‘İptal edilinceye kadar yapılacaklar yapılsın’ mantığıdır. Milas Belediyesi gerekli hukuki işlemleri başlatmıştır ve bu yönetmeliğin iptali için kurumsal olarak da elimizden gelen gayreti göstereceğiz.” dedi.

Ege Kent Konseyleri Birliği ve Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu ise, “Zeytin yaşamdır, ölümsüzlüktür. Ege Kent Konseyleri Birliği olarak ölmez ama, son yönetmelikte öldürmeye teşebbüs edilen zeytin alanlarının maden tehdidi altında bırakılmasını istemiyoruz.” dedi.

Yaklaşık 250 gündür devam eden Akbelen mücadelesinin temsilcisi Nejla Işık ise, “Zeytin için adalet demeye geldik buraya. Kömürü değil zeytini savunmaya geldik. Zeytindostlarına selam olsun! Zeytin demek emek demektir, çocuk demektir, kadın demektir. İkizköylüler olarak elimizden gelen neyse onu yapmaya hazırız! Kömürü değil, zeytini koru!” şeklinde konuştu.

Milas Kent Konseyi Başkanı Çağlayan Üçpınar ise, Milas’ın ülkemizin tüm değerlerinin bir arada bulunduğu, yaşamaktan haz aldığımız bir cennet köşesi olduğunu belirterek, “Türkiye'nin en uzun kıyı şeridine sahip coğrafyasının en kirli denizi ile, en zengin feldspat madenlerini çıkarmak için delik deşik edilmiş dağları ile, en uzun bacalı termik santrallerini çalıştırmak için fosil yakıtlar uğruna talan edilmiş ormanları ile Milas…Ne yazık ki biz Milas’lıların hatta tüm yeryüzü vatandaşlarının ortak mirası olan bu güzellikler, bu değerler giderek artan bir hırsla yağmalanmaktadır.” dedi.

Üçpınar sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Biliyoruz ki, yönetmelikler uygulamada yasalardan sonra gelir ve çıkarılan yönetmelikler yasalara uygun olmak zorundadırlar. Anlıyoruz ki, bu dizginlerinden boşanmış hırs, yasa, adalet, hakkaniyet, hak, hukuk tanımadan, bizim olanları elimizden almak için her yola başvuracak, her fırsatta şansını "birilerinin çıkarına" ama hep "doğa aleyhine" deneyecektir. Ve tahmin ediyoruz ki, bu sakil yönetmeliğin ardına sığınarak çam ve zeytin ağaçları hızla kesilecek, belirlenen maden alanları temizlenecek ve yönetmelik, yürütmeyi durdurma başvuruları işleme konulmadan “amaç hasıl olduğu için” geri çekilecektir. Böylece tepkiler karşısında uzlaşılmış algısı yaratılırken tepkiler sönümlendirilerek asıl amaca da ulaşılmış olacaktır. Yani, "atı alan Üsküdar'ı geçecektir". Nitekim aldığımız duyumlara göre YK Enerji İkizköy bölgesinde daha önce sahiplendiği arazilerdeki zeytin ağaçlarını katletmeye çoktan başlamıştır. Çıkarılan bu yönetmeliği kabul etmiyoruz. Bizler sivil toplum kuruluşları, çevre örgütleri ve Muğla Kent konseyleri olarak oluşturacağımız "zeytin ittifakı" ile bir yürütmeyi durdurma davası daha açarak bu cepheyi, bu direnişi, bu itirazı güçlendireceğiz.”