Bodrum’da, Günbatımı Söyleşileri’nde Yerel Basın Konuşuldu

ÖNDER Haber / A. Coşkun EFENDİOĞLU

Bodrum’da, Günbatımı Söyleşileri’nde Yerel Basın Konuşuldu

Günbatımı Söyleşileri’nin konukları, MGC Başkanı Süleyman Akbulut, Gazetemiz Yayın Yönetmeni Coşkun Efendioğlu, Kent TV’den Dr.Oğuz Poyraz ve Bodrum Gündem’den Fatih Bozoğlu idi..

Günbatımı Söyleşileri’nin bu ayki konusu “Bir Yerel Demokrasi Dinamiği Yerel Basın” idi.
Karia Princess Otel’de gerçekleştirilen söyleşiye Kent Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Oğuz Poyraz, Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Süleyman Akbulut, Milas Önder Gazetesi Yayın Yönetmeni Coşkun Efendioğlu ve Bodrum Gündem Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatih Bozoğlu konuşmacı olarak katıldı. 
Söyleşiye Mustafa Köker’in piyanosu eşliğinde Dilek Bingöl ve Meltem Başınhan, Hamdi Topçuoğlu’nun bestelerini seslendirdi. Program öncesi basın mensuplarına konuşan söyleşinin moderatörü Hamdi Topçuoğlu, yerel basının yerel demokrasinin en güçlü dinamiği olduğuna işaret ederek şunları dile getirdi: 
“Bir ülkede yerel demokrasi gelişmemişse bunun sebeplerinden biri yerel basının da gelişmemiş olmasındandır. Çünkü yerel basın doğruyu eğriyi, iyiyi kötüyü kamuoyu ile paylaşmak zorunda. Kamuoyuna yol göstermek zorunda. Önümüzde yerel seçimler var. Bu yerel seçimlerden önce yerel basının ne olduğunu, sorunlarının neler olduğunu, işlevinin neler olduğunu hep beraber tartışalım ve geleceğe ışık tutalım.” 
Programın konuşmacılarından Milas Önder Gazetesi İmtiyaz Sahibi Coşkun Efendioğlu ise “Yerel basının sıkıntıları çok fazla. Anadolu basını günün koşullarında yaşamını sürdürebilme mücadelesi veriyor. Baskı tekniklerinin değişmesi, internet mahreçlerinin ortaya çıkması, dolar kurunun yükselmesiyle masrafların artması nedeniyle yerel basın zor günler geçiriyor. Zaten Basın İlan Kurumunun 3 senedir ilan ücretlerine zam yapmadığı koşullarda artık yükü taşıyamaz halde. Gazetecilik yapmanın teknik açıdan kolaylaştığı, boynuna kamerasını takıp tek tek haber koşturmak yerine gerçek gazetecilerin internet sitelerinden aldıkları ve takla attırdıkları haberlerle yayın yapmaya çalışan, sadece bu işi para için yapan, ya da alıp kaçmaya çalışan, şantaj gazeteciliği yapan, gazeteciliği eski düzeninden çok çok aşağılara çeken olgular çok zor bir duruma getirdi. 29 yıldır Milas’ta gazetecilik yapıyorum. Günlük gazete çıkartıyoruz. Artık takatimiz kalmadı. Buraya geldi” ifadelerini kullandı. 

TRT PAYININ BİR KISMI YEREL BASINA VERİLSİN 
Geçtiğimiz günlerde Aytun Çıray’ın TRT payının bir kısmının yerel basına verilmesi yönünde meclise önerge verdiğini hatırlatan Coşkun Efendioğlu, “Bütün siyasilerin buna sahip çıkması gerekiyor. Cemiyetlerin bu işin peşini koşturması gerekiyor. Bu tip önlemlerle Anadolu basınına soluk aldırılabilir. Mevcut yöneticilerin çok doğru yaklaşımda olmadıklarını yaygın basına yaptıklarından biliyoruz. Koca Doğan’ı bile pes ettirdiler ve aldılar. Ama mücadeleye devam. Yapabildiğimiz yere kadar ayakta kalabilmek için bir şeyler yapacağız. Fizik boşluk tanımaz ama biz oraya yetişir miyiz bilmiyorum.” 

MESLEK ODASINA İHTİYAÇ VAR 
Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Süleyman Akbulut da “Bizim sorunlarımıza bu tür toplantılarla farkındalık yaratılmasını önemli buluyoruz. Kamu görevi ifa eden bir meslek grubu olarak sorunlarımız gerçekten çok fazla. Ama örgütsel yapıda bu işin liyakatı veya yeterliliği ile yapıldığına dair yeterliliği sunabilecek bir belgesi yok. En büyük sorun bu. Yani akşamdan sabaha herkesin kolaylıkla bu mesleği icra edebileceği bir durumdayız. Bu da beraberinde kalite sorununu getiriyor. Bir değersizleştirme olarak da görülebiliyor. Dolayısıyla bu konuda yeterliliği gözlemleyebileceğimiz veya lisanslayabileceğimiz bir uygulamaların başlatılması gerekiyor. Bunun için de meslek odasına ihtiyaç var. Cemiyetler olarak böyle bir yetkimiz yok. Sadece bu farkındalığı gözler önüne serebilmek ve buna yönelik çalışmalar sergileyebilmek veya mesleğimize yeni isimler kazandırabilmek adına eğitsel çalışmalar yürütüyoruz. Ama gelinen noktada yerel basının her geçen gün kan kaybettiği durumdayız. Basın dediğimiz olgu herkesin evinin önünü temizlemesiyle, yani yerelden başlar diye düşünüyoruz. Bu anlamda yerel basının hak ettiği yerel gelebilmesi için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. 
Kent Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Oğuz Poyraz, söyleşide yaptığı konuşmada 1994 yılından bu yana sektörün içinde olduğunun aktararak şöyle dedi: 
“Şu anda sanıyorum Türkiye’de en eski televizyon sahiplerinden biri olarak kaldım. Sektöre girdiğimizde var olan medya patronlarından birçoğu şu an sektörde değil. Bu durum, ülkenin siyasi konjonktürüne göre sektörel değişmeyi de gösteriyor. Biz 18 yıldır Bodrum’da televizyon yayıncılığı yapıyoruz. 2002 yılında internet portalını kurduk. Türkiye’nin ilk haber portallarından biridir. Daha sonra yazılı basında B-Magazin ve Gazete Kent çıkardık. Bugün Kent TV’nin haber bültenlerini açtığınız zaman kendi sokaklarında yaşadıkları bir sorun ya da çözemedikleri bir problemle ilgili bir haberi görürüler. Gerçekten gazeteciliğin misyonu bu.” 

EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜ OLMAYANIN, EDİTÖRYAL ÖZGÜRLÜĞÜ OLMAZ! 
“Ekonomik özgürlüğü olmayanın editöryal özgürlüğünün olması söz konusu değil” diyerek konuşmasını sürdüren Dr. Oğuz Poyraz, “Bugün hem ulusal, hem de yerel basında yaşadığımız sorunun temelinde ekonomik sorunlar geliyor. Çünkü bu işlerin hepsi hem insan kaynağına, hem teknolojiye yani ekonomik koşullara bağlı. Gazete, dergi basıyorsanız inanılmaz kağıt fiyatları var. Televizyonculuk yapıyorsanız ona göre teknolojiyi takip etmeniz lazım. Ancak bu finansmanı reklam gelirleri yoluyla halktan sağlayabilirseniz özgür olabilirsiniz, bağımsız olabilirsiniz. Bunun dışında özgür ve bağımsız olmanız mümkün değil, böyle olduğunda da okurların sizi takip etmesi mümkün değil” ifadelerini kullandı. 

Dr. Oğuz Poyraz, medya sektöründe yıllar içerisinde meydana gelen olumsuz koşulların sektörü giderek küçülttüğünü, Muğla'da 8 yerel televizyondan bugün sadece üçünün yayında olduğunu ifade ederek, medya kuruluşlarının yeni medyadaki gelişmelere uyum sağladıkları takdirde ayakta kalabileceklerini vurguladı. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen gazeteciliğin bir tutku olduğunu söyleyen Poyraz, güçlü bir yerel medyaya sahip olan Bodrum'un da bu şansı sayesinde bugün bir Kuşadası olmadığını belirterek vatandaşların yerel demokrasi için yerel basınına sahip çıkması gerektiğini söyledi.  Bodrum Gündem Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatih Bozoğlu ise Türkiye’de 100 gazetecinin öldürüldüğünü belirterek, “Bunların içinde Kurtuluş Savaşı’nı başlatan Hasan Tahsin de var. Uğur Mumcu ve daha niceleri var. Onların anıları önünde eğiliyorum. Onların ruhları yeni gazetecilerde yeniden can bulsun. Nezih Demirkent Anadolu basınını demokrasinin kılcal damarları diye tanımlardı. Gerçekten de öyledir. Mahalle gazetelerinin, ilçe gazetelerinin, hatta köy gazetelerinin olması gerektiğine inanırdı. Bunun için de çok çaba harcadı. Bugün de ulusal gazetelere baktığımızda aslında hepsi yerel haberleri veriyor. İstanbul haberlerini bile yerel veriyor. Yani semtlerin haberlerini veriyor. Yurt haberleri olmasa ulusal basının yazacağı çizeceği hiçbir şey yok. Savaşa gittiğinizde de yerel gazetecilik yapıyorsunuz. Bu nedenle yerel basının yaşatılması için destek olmak gerekiyor" dedi.

 

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık