Hüdayi Baş’ın ölümüyle ilgili şok iddia!

Muğla Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Hüdayi Baş’ın kalp krizinden vefatının altından büyük bir skandal çıktı. AVAZTÜRK’ün yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre; Daha önce görev yaptığı Milas’tan Muğla Olgunlaşma Enstitüsüne Müdür vekili olarak atanan Hüdayi Baş için, buradaki başarılı çalışmaları sonrasında Bakanlıktan asil Müdürlük kadrosu talep edilir. Bu kadro beklenirken, Muğla Olgunlaşma Enstitüsü için 4 kişilik Usta Öğretici kadrosu ihtiyacı için sınav açılır. Bu sınavda başarılı olanların listesi 28 Ağustos 2020 tarihinde ilan edilmesi gerekirken, Muğla Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Komisyon Başkanı da olan İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü listeye müdahale ederek değişiklik yapmak ister. Hüdayi Baş ise okul müdürü olarak sınavlarda başarı elde edenlerin listede olmasını ve göreve başlamasında ısrarcı olur. Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Hüdayi Baş’ın bu liyakat ısrarı üzerine İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre, Hüdayi Baş’ı makamına davet eder. Bu esnada Baş, Töre’ye kazanan Usta Öğretici adaylarının isimlerini teslim edince İl Milli Eğitim Müdürü Töre, “işine gelmiyorsa, prensiplerine aykırı ise istifa et git” diyerek bağırıp çağırır. Muğla Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Hüdayi Baş, İl Milli Eğitim Müdürü’nün daha önce telefonda o an da makamdaki tavır ve davranışları ile hakarete varan ifadeleri üzerine fenalaşarak makam odasını terk eder. Kendine geldikten sonra da Milli Eğitim Bakanlığı’na bilgi verme amaçlı bir dilekçe yazıp imzalar ve gönderir. Bu olayın hemen akabinde de fenalaşarak hastaneye kaldırılır. Bu sabah (9 Eylül 2020) da hayatını kaybeder.

Avaztürk’teki haberde, “Bu arada cenaze evine giden Muğla İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre'nin büyüt tepki çektiği ve merhum Hüdayi Baş'ın eşinin "defol kocamın katili" sözleri eşliğinde kovulduğu da öğrenildi” deniyor.

Bu haberin ortaya çıkması sonrasında, uzun yıllar birlikte çalıştığımız arkadaşım Hüdayi Baş’ın eşi Esen’e ulaştım. Bütün olan biteni sordum. Esen, Avaztürk ve başka bazı sitelerde yer alan “defol kocamın katili” bölümünün doğru olmadığını, Milli Eğitim Müdürü’nün okuldaki törene de gelmediğini, eve taziyeye zaten gelmediğini, bu nedenle de böyle bir konuşma geçmediğini, ancak onun dışındaki herşeyin doğru olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Yapılan sınavdan sonra, titiz bir değerlendirmeyle sonuçlar alındı. Hüdayi bu listeyi açıklamak istedi. Ancak, komisyon başkanı Hüdayi olması gerekirken, komisyon başkanlığına getirilen İl Milli Eğitim Şube Müdürü, bu listeyi değiştirmek istedi. Hüdayi bunu Kabul etmedi. Son iki üç haftayı çok sıkıntılı geçirdik. Çok baskı yapıldı. Hüdayi, kazanan listede değişiklik yapmayacağını belirtince, İl Milli Eğitim Müdürü çağırdı. O’nun odasında da Hüdai’ye baskı yapılmış, hakaretler edilmiş. Değişikliği yapmayacaksan istifa et, çek git denmiş. Hüdayi’nin, İl Milli Eğitim Müdürü’nün odasında tansiyonu 22’ye çıkmış ve fenalaşmış, baygınlık geçirmiş; hastaneye kaldırmışlar. Raporu da var. Bu ölümünden bir hafta once Pazartesi günü Milli Eğitim Müdürlüğü’nde oluyor. Hüdai’den sınav belgelerini almak için çok baskı yaptılar, vermedi. Genel Müdürlüğe de bir dilekçe ile durumu belirten yazı yazmıştı. Bunun üzerine baskılar iyice arttı. Genel Müdür de Hüdayi’yi arayarak, haklı olduğunu, sınavda kazananlar listesini açıklamasını söyledi. Bütün bu sıkıntılar O’nu çok gerdi. Sadece dik durmanın, kimsenin hakkını yedirmek istememenin bedelini hayatıyla ödedi."

Haberin esas kısmı, ne yazık ki doğru.. Hüdai, hep dürüsttü, işini severdi ve severek yapardı. Bu tür katakullilere alışık değildi. Dobraydı, Listenin değiştirilmesi için gelen baskılara karşı tavrını, dik duruşunu çok iyi tanıyorum, O’na yakışan tavırdı. Ne yazık ki hayatını kaybetti.

Şimdi, hikayeyi duyup tepki gösteren herkes gibi, Hüdayi’nin yaşamını yitirmesine neden olan bu hukuksuz baskıların gerektiği gibi soruşturularak, sorumluların cezalandırılmasını bekliyoruz..