• 17 October 2022, Monday 9:47
Adnan BİLEK

Adnan BİLEK

KALEMLERİMİZİ KIRACAK MIYIZ...?

18 yıllık Köşe yazarlığımın beni etkileyen ve acı veren anımı bir kez daha hatırlatmak istiyorum size,b u günden sonraki olası(!) Sansürlü yazı yaşamım gereği!...

*

Mavi Didim gazetemizde...

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ederek,yenilenme kararını veren...

YSK(yüksek seçim kurulu) üyeleri için “yüzlerine bir şey söylemeyebilirsiniz ama içinizden hakkettikleri kelimeleri sarf edin” cümlesinin ve üyelerin fotoğraflarının yayınlandığı bir yazı kaleme almıştım!...

Bu yazımı “Halkı tahrik etmeye yöneltmektedir” iddiası ile yorumlayan Didim savcılığı, hakkımda soruşturma açtı...

Hakim karşısında ifade verdim ve sonuçta beraat ettim!...

O gün, basın yasasına göre gazetemiz imtiyaz sahibi hakkında hiçbir işlem yapılmamış, sadece ben suçlu bulunmuştum!..

*

Geçen hafta görüştüğüm Mavi Didim gazetesi imtiyaz sahibi Ergün Korkmaz...

Sansür yasasının içeriğinde; yazıyı kaleme alan ile, yayınlayan gazete imtiyaz sahibi veya Genel yayın yönetmeninin de suçlanacağını belirterek...

Bundan böyle; yazılarımda kullanacağım kelime ve cümlelerin çok daha ciddi gözden geçirilerek, gönderilmesi hususunda nazikçe uyarıda bulundu!...

*

Aslında; kişiye özel haklarda, yasaların ön gördüğü özgürlük sınırlarını aşmamaya çok dikkat ederim yazılarımda...

Ayrıca; kesin kanıt teşkil edecek belgeye sahip olmadan, suçlama ve eleştiride bulunmam hiçbir konuda!..

Yaşamım boyunca ilk kez Karakolda ifade verip, hakim karşısında kendimi savunmam öylesine onurumu kırmıştı ki;

Kendi kendime sordum: Neden bu sıkıntıya giriyorsun?

Bir bedel mi alıyorsun yazdığın yazıların karşılığında?

Değer mi mahkeme koridorlarında dolaşmaya?

Halkı bilgilendirmek ve aydınlatmak sana mı düştü?

Uzun uzun bu sorulara yanıt vermeye çalıştım!...

Sonra;

Üniversite öğrencilik yıllarımda ki “68 KUŞAĞI” olarak övünç duyduğum, yurtlardaki, okul sıralarındaki faşist hareketlere karşı yaptığım mücadeleler geldi aklıma...

Gezi olaylarındaki “KIRMIZI ELBİSELİ KIZ” geldi gözümün önüne...

Denizler.. Mahirler.. Ulaşlar'ı düşündüm...

NEDENDİ BU MÜCADELELER...?

Düşüncelerimizi sayfalara veya fiiliyata dökmedikten sonra...

İnsanca yaşama hakkını arayıp sorgulamadıktan sonra...

Geleceğim olan çocuklarımın ve torunlarımın yaşamlarını güvence altına alma mücadelesini yapmadıktan sonra...

KIRILACAKSA KIRILSIN KALEMİM!...

İşte ben bunun için yazıyorum...

İşte bu nedenle sıkıntıya giriyorum!...

*

Her yıl 24 Temmuz’da kutladığımız...

24 Temmuz 1908’de Meşrutiyetin ilanı ile kaldırılan...

“BASINDA SANSÜRÜN KALDIRILIŞ” gününü

bundan böyle kutlamamıza gerek kalmadığını...

Tüm Gazeteciler Cemiyetlerine uyarı olarak iletmek istiyorum!...

AKMHP İktidarının yasalaştırdığı... Sansür'ün Kaldırışını kutlayacağımız günleri umut ve özlemle bekleyeceğim!....

*

Her türlü kokuşmuşluğun yaşandığı...

Kötülüklerin hayat bulduğu...

Gerçeklerin üzerlerinin kapatıldığı...

Bunları konuşanların susturulmak istendiği...

Hayali ekonomik değerlerle eğitimsiz, fakir zümrenin beyinlerinin yıkanarak, Dünyanın toz pembe gösterildiği... Bir Türkiye ortamında...

Gel de yazma! Gel de yorumlarını paylaşma! Gel de araştırmalarınla gerçekleri ortaya dökme!...

*

Bundan böyle;

Ne kendime...Ne de gazetenin geleceğine gölge düşürmemeye gayret edeceğim ve...

ÖZGÜR YAZILAR YAZACAĞIM GÜNLERİ ÖZLEMLE BEKLEYECEĞİM...!


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık