• 02 December 2022, Friday 8:59
Adnan BİLEK

Adnan BİLEK

SAĞLIKTA ÇÖKÜŞ....!

Yazlığımda bulunduğum bir gün...

Genel sağlık kontrolüm için Milas Devlet Hastanesi Dahiliye polikliniğine gittim...

On-line randevu alma sistemi uygulamadan kalktığı için (Uygulamadan neden kalktı? Elbette yeterli Doktor olmadığından)

Erken saatte (yanılmıyorsam saat 08.de) hastanede idim...

Polikliniğin önü oldukça kalabalıktı...

Neyse ben de girdim sıraya...

Baktım önüme bir liste geldi...

Üzerinde farklı yazı şekillerinde isimler bulunan bir kağıt...

Meğer sıra numarasıymış ve ben 61. sıraya yazdım kendimi!...

*

Demek ki millet sabahın esselatında gelmiş ki ön sıralara yazdırmış ismini...

Neyse!

Doktorun sekreteri geldi...

O listeyi aldı eline ve...

- 40.hastadan sonrakiler beklemesin, yarın gelsinler ve tekrar sıraya yazdırsınlar isimlerini...

Doktorun günlük muayene sayısı bu kadar diye anons yapınca...

Ben dahil yaklaşık 20 hasta isyan edercesine bağırdık:

-Bu ne demek? Koskoca hastanede bir tane mi Doktor var?

Evet, maalesef tek İç Hastalıkları doktoru ile hizmet vermekteydi yeni yapılan Koooskoca hastane!...

*

Milas'a 35 Km. Mesafeden geldiğim ve günümü bu konuya ayırdığım için...

Milastaki İzan isimli özel hastaneye gitme kararı aldım!...

Lanet olsun! Ben değil, param rezil olsun dedim!... (zaten devletin istediği de bu değil miydi?)

Özel hastane azımsanmayacak hasta yoğunluğundaydı...

Demek ki; devlet hastanesinin durumunu bilen hastalar da, oralarda rezil olacaklarına, parasına kıyarak özel hastaneyi tercih etmişlerdi!...

ADÜ’DEKİ ÖĞRETİM ÜYESİ GERÇEĞİ....!

Eşimin gözünde oluşan sağlık sorunu için...

Yaklaşık iki yıldır belirli periyotlarda gittiğimiz ADÜ (Adnan Menderes Üniversitesi) araştırma hastanesinde...

Üniversitenin kurulduğu ilk yıllarda, Profesör ve Doçent sayısı ile asistan sayısında yeterli kadro ile hizmet verilmekteydi...

Bu hafta gittiğimiz kontrol amaçlı muayenemizde...

İsimlerini verdiğimiz ve daha önce muayene olduğumuz öğretim üyelerinin...

Üniversiteden ayrıldığını ve bazılarının özel muayenehane açtığı, bir kısmının özel hastanelere geçtiği bilgisini aldık!...

*

Üniversitenin önemli bir bölümü olan Göz polikliniğinde...

Sadece bir Yardımcı Doçent bayanın görev yaptığı bilgisini aldık ve... İnanın Şok olduk!...

Tıp dünyasındaki üniversitelerden kaçışları basın sayfalarında okuyorduk ama pek inandırıcı gelmiyordu...

Bizzat yaşayınca gerçek olduğunu üzülerek görmüş olduk!..

Akademisyen bir Dostuma bu soruyu sorduğumda verdiği yanıt:

-Sağlık bakanlığının yeni uygulamasında; TUS (Tıp’da uzmanlık sınavı) kazanan tıp fakültesi öğrencileri...

Üniversite kadrosunda değil, Sağlık bakanlığı kadrosunda ihtisasa başlıyor ve uzman olunca da bakanlık elemanı olarak atanıyor!

Aldıkları maaş da; bir öğretim üyesinin aldığı maaşın çok üstünde...

Yıllarını Üniversite eğitimine veren Doçent veya Yrd.Doçent için moral bozucu, çalışma şevkini kıran bir durum değil mi sizce de?

- Diğer bir gerekçe; hasta yoğunluğundan kaynaklanan yorucu ve çekilmez olan ortam!...

- Görev yoğunluğuna bağlı olarak, yeterince araştırma ve yeni bilgiler edinememe sıkıntısı...

- Tüm ağır çalışma koşullarına karşılık maaş ve havuz denilen (döner sermaye) ortak gelirin tatmin etmeyen karşılığı...

-Yardımcı personelden kaynaklanan sorunlar ve yönetimin bunlara karşı tolerans ve anlayışsız tutumu!...

*

Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın...

Tıp eğitimi yapan öğrenciler açısından sevindirici bir bilgi sahibi olduk...

Üniversiteden ayrılan bazı öğretim üyelerinin; Üniversite öğrencilerinin mağdur olmaması ve gerekli olan eğitimi alabilmeleri için...

Ders saat ücreti karşılığında, kendi ihtisas konularında Üniversitede ders vermeye devam ediyor olmalarını;

Mesleklerine duydukları önem ve saygınlığın ifadesi olarak yorumladım ve mutlu oldum!...

SAĞLIKTA REZALETİN BAŞKA BİR PERDESİ...!

Günlerdir yazılı ve internet basın sayfalarındaki en önemli haber;

Tekirdağ-Çerkezköy devlet hastanesindeki...

4 ay boyunca fark edilmeyen sahte doktor olayı!...

Buna; Hastanede doktorların birbiri ile iletişim eksikliği mi diyelim?

Hastane yönetiminin affedilmeyecek zafiyeti mi?

Beraber hasta tedavisi yapan, ameliyata katılan doktorların ciddiyetten uzak bu rezalete ortak olmaları mı desek?

*

Sağlık Bakanı Sayın Koca’nın olay ile ilgili görüşleri:

- Göreve resmen başlatılması, maaş alması söz konusu değil ve bakanlığın herhangi bir verisinde ismi yok.

Sadece uzman arkadaşı sahte belgelerle inandırmış. 4 ay içerisinde biz bu sahtekarlığı çözmeliydik.

Ülkemizde sadece hekimler için değil, tüm diplomaların ciddi olarak gözden geçirilmesi gerekir demiş!...

Sayın Koca'ya soruyorum:

Tüm diplomaların gözden geçirilmesi derken; En üstteki yöneticinin diplomasının da gözden geçirilmesini kastettiniz değil mi...?


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık