Feridun Hayati Ünüvar

İnsanın sadece ekonomisini değil, tüm yaşam koşullarını ve alanlarını da etkileyen Kapitalizm, her türlü aracı kullanmayı meşru sayarak, insanı ve doğayı sömürmeye ve dünyamızı yaşanmaz hale getirmeye devam ediyor.

Tüm insanlık başını kaldırıp;
'Sermaye sizin olabilir ama, doğa sizin değildir' diyemediği sürece, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın da ekolojik dengesi gittikçe bozulacak ve vahşi Kapitalizm'in vurgunu, soygunu, talanı ve gazabı da sürüp gidecektir.
Ve bunun sonucu insan, hayvan ve bitki gibi tüm doğadaki canlıların yaşamları alt-üst olacak ve sıkıntıya girecektir.

Dağları, ovaları, dereleri, çayları, gölleri, ovaları, yaylaları, meraları, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle muhteşem bir ülke olan Türkiye'nin, ne kadar kıymetli bir doğaya sahip olduğunu, elbette hepimiz biliyoruz…

Peki bildiğimiz halde, bu kıymetlerin değerini koruyabiliyor muyuz?

4 mevsimi de yaşadığımız 3 tarafı denizlerle çevrili bu muhteşem ülkenin tarihi eserlerini, doğasını ve insanını korumak, yaşatmak ve bizden sonraki nesillere aktarmak elbette ki, hepimizin amacıdır ve de öyle olmalıdır.
Bu durumda;
Gerek bireyler olarak ve gerekse toplum olarak sahip olduğumuz bu düşünce ve amaca ulaşmak için, yerel ve ülke yönetimlerine uygulatıcı olmalıyız.
Bu bağlamda bizler sorgulayıcı, araştırıcı, denetleyici, uygulayıcı olalım ki,  uygulatıcı olabilelim. Değil mi?

Yöneten ve söz sahibi biz olmadığımız müddetçe bilmeliyiz ki, Kapitalizm; acımasızdır, gaddardır. Fıtratında daha çok kazanç ve kâr etme hırsı vardır.
Bu hırsına ulaşmak için krizler yaratacaktır. Aç gözlüdür.
Yapacağı kışkırtma, kaos ve terör eylemleriyle savaşlar çıkaracak ve çıkartacaktır.
Kendi küresel sermayesinin ve saltanatının devamı için; işçi, köylü, küçük üretici emekçi ve esnafı ezecek, örgütsüzleştirecek, yok edecek ve kendisi TEKEL'leşecektir.
Ülkelerin burjuva sınıf yönetimleriyle işbirliği yaparak, güç kullanarak proletaryasını da baskısı altında tutacaktır.  
Üsleriyle, uçak gemileriyle, silahlarıyla daima güçlü ve kuvvetli olacaktır. Kuvvetini; işgal, yağma, tecavüz, imha, soygun, vurgun, talan ve savaş yaparak kullanacak ve sömürüsüne devam edecektir.
Sürekli olarak farklılıkları istismar edip kullanacak, halklar ve milletler arası ihtilaflar çıkaracak, savaşlar yaratacak, barış ve istikrar içerisinde bir dünya olmasını istemeyecektir.

Peki bizler, bir çok marazlı özelliğini yazıp saydığım bir sistem olan, bu vahşi Kapitalizm'e karşı ne yapabiliriz?
Ne yapmalıyız?

Bizleri, kolonisi yapıp baskısı altına alıp ezmek, sömürmek ve yönetmek isteyen vahşi Kapitalizm'e karşı yapabileceğimiz elbette birçok etkinlikler ve uygulamalar var.
Fakat ben burada sadece, bugün neler yapabiliriz sorusuna bir cevap olarak, neler yapabileceğimiz konusuna kısaca, açıklamalarda bulunarak değinmek istiyorum.

Bence, hiç gecikmeden;
Yerel ve ülke yönetimlerimiz, kontrolsüz sermayeyi raptı zapt altına almalıdır.
Bunu gerçekleştirebilmek için, kara paraların aklanmaması lazımdır.
Ülkemize çökme yapmış emperyal tekeller, yönetim ve yöneticilerimizce tam olarak mercek altına alınmalı ve sıkı bir şekilde, denetlenmelidir.
Bunlara daha çok vergi ödeme yükümlülüğü, acilen getirilmelidir.
Nasıl ki, 'kontrolsüz güç,  güç değilse' kontrolsüz sermaye de, sermaye değil, bir felakettir!  Tüm yokluğun, yoksulluğun, geçim sıkıntısının ve ekonomik çöküntü ve anarşinin ana kaynağıdır, Mafya babasıdır.

Tanık olduğum Danimarka'da, sıkı bir şekilde sermaye denetimi yapılıyor ve kirli, kara, kontrolsüz bir suç örgütü gibi olan sermayeye, fırsat verilmiyor!

Kalkınmamış, eğitimde objektif olamamış, sosyal reformlarını yapamamış dinci ve ayrımcılığın yaygın olduğu, etnik kimlikçi ve çıkarcı yönetim ve yöneticilerin olduğu 3. dünya ülkelerinde ise; Kanlı, Katil, Karanlık ve Kriminal olan Kapitale her türlü imkan ve fırsatlar veriliyor..!!
İşte bireyin rolü de, üstleneceği görev ve sorumluluklar da burada devreye giriyor ya da girmesi gerekiyor.
Sosyal, siyasal, ekonomik ve sınıfsal bilinciyle, tutum ve davranışının ne olacağını bilen ve belirleyen bir birey,  ülkesinin yönetimine kimleri, niçin seçeceğini de elbette daha iyi biliyor!!!
Onları sorgulamayı, denetlemeyi ve kapitalist sistem'i kontrolü altına almayı da hedefliyor ve bunun için kafa yorup çalışıyor.
Her gün değişen dünya ve yaşam koşullarına göre kendini yeniliyor ve izleyeceği yeni yol, yöntem ve metotları geliştiriyor.

Umarım makalem, yaklaşan yerel seçimler dolayısıyla seçmenlere ve seçilecek yöneticilere, bir fikir vermiş veya bir ışık tutmuştur.

Yazıma son verirken; Erzincan ilimizin, İliç ilçesi, Çöpler mevkiindeki Doğa Katliamı'na sebep olan Altın Maden İşletmesi'ni ve tüm sorumlularını kınıyor, felakette hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyor, acılarımızı ve şiirimi paylaşıyorum.

Kalın sağlıcakla, doğa bilinciyle, sevgi ve dostlukla.

         DOĞAMIZ HASTALANDI..!
Koyun kuzu meleşen, çiçek kokan ovalar

Siyanürle yok oldu, anamızdı topraklar

Gelmeden Yankee'ler, bakireydi bu dağlar

İşgalci katillerdir, emperyåçalist haydutlar.

Kepçe, dozer yol açtı, dinamit patlatıldı

Börtü-böcek demeden, doğama saldırıldı
Bir maden şirketidir, dağlarıma kuruldu
Ağaçlarım kesildi, eteklerim soyuldu.

Altındı dağım, taşım, eritip ayırdılar

Kandırılan işçiler, madende çalıştılar
Eritilen toprağım, hamur gibi yoğruldu
Yığılan Cüruf çöktü, 9 işçim kayboldu.

Yoktur dini imanı, sermaye durmaz soyar
Dünyayı yese doymaz, servete servet koyar
Ekosistemi koruyup, dengeyi bozmayalım
Soyguncuya DUR deyip, doğayı koruyalım.

FERİDUN HAYATİ ÜNÜVAR,
Köyceğiz, 25 Şubat 2024