• 06 September 2024, Friday 11:12
Feridun HayatiÜnüvar

Feridun Hayati Ünüvar

''Mustafa Kemal'in Askerleriyiz'' SİYASİ BİR SLOGANDIR..!

Türkiye'nin gündemi bu mu olmalı?

Meşru olmadığını tüm dünyanın bildiği, ama bizim de gücümüzün yetmediği Kriminal Kapital ve Emperyalizm; sadece 3. Dünya ülkelerini değil, ülkemizi de talan ediyor ve atını dolu-dizgin koşturarak, katmerli sömürüsüne devam ediyor.

Türkiye’de gündem belirleyen egemen güçler ve payandaları ise, yarattıkları yapay ve şovenist gündemlerle, halkını oyalayıp uyutuyor ve sistemlerini sürdürüyor.

 

Gittikçe yoksullaşan halk, geçim sıkıntısından adeta deliye dönmüş, gerçekten travma geçiriyor. Psikolojik ve psikiyatrik rahatsızlıkların hastalıktan dahi sayılmadığı ülkemizde, halk, bir mucize, bir kurtarıcı arıyor…

 

Gel gelelim egemenlerin payandası olmuş muhalefet, halkın verdiği mesajı dinlemiyor ve yapması gerekenleri yapmıyor. Genel Seçim için, maalesef dik bir duruş sergilemiyor, popülist ve despotik yaklaşımlarla, halkın değil, kendi çıkarlarını düşünüyor. ‘’Seçim, hem de şimdi” diyemiyor, demiyor!

Kısacası, ıska geçiliyor.

Ağızlar, bolca laf yapıyor… ama, icraat yok.

 

CHP’nin laf ebeleri ise, tam 5 aydır (nisandan beri) Tüzük Değişikliği konusuyla, halkı oyalayıp duruyor. Halkın, Erken Seçim beklentilerini öncelemedikleri gibi, tarih vererek de, ötelemiş oluyor.

Gerçekten de halkın ilgisi daha çok Tüzük Kurultayı'na çekilerek, oraya odakladılar. Kendilerini de oraya kilitlediler.

Halbuki hem bir taraftan Tüzük Değişikliği çalışmalarını yürütebilirlerdi ve hem de, geçim.. geçim.. diye kıvranan halkın umudu olup; Seçim… Seçim… deyip, Atalay için yapılan toplantıda, yumruklardan bir-kaçı da, masaya vurulabilirdi.

Kürsü'de neler yapılmıyordu ki..!

Ama nerede o niyet?

 

Şimdiye kadar, ne CHP’den ve ne de diğer muhalefet partilerinden, Erken Seçim konusunda daha önce de yazdığım gibi, ciddi bir duruş sergilenmedi. Boş vaat ve nutuklardan öteye gidilmedi ve önemli bir etkinlik de yapılmadı.

Tüm muhalefet partileri, kendi koltuklarını ve çıkarlarını düşünmekte. Halkı yoksulluğa mahkum ederken İktidarın ekmeğine de, tereyağ sürdürmekte.

 

Gündemlerindeki olaylarda da bunları açıkça görüyoruz.

Örneğin teğmenlerin, uzatılan slogan olayı.

Malumunuz, 960 Kara Harp Okulu öğrencilerinin resmi mezuniyet Töreni’nden hemen sonra, sayıları 300-400’ü bulan bir grup yeni mezun teğmen, bir araya gelerek kılıçlarını çektiler ve ''Mustafa Kemal'in Askerleriyiz'' sloganı attıktan sonra, tekrar ant içtiler.

Teğmenlerin basına yansıyan görüntü ve söylemeleriyle bir tartışmadır can-hıraş başlatıldı. Birçok farklı partilerin pişmiş kafalarından farklı farklı açıklamalar yapıldı. Mülahazalar birbirini kovaladı ve Türkiye’nin ana gündemi unutularak yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk gündeme oturtularak istismar edilmeye başlandı...

 

‘’Atatürk’ün Askerleriyiz’’ neden sorun oluyor?

Her kafa kendine göre sloganı tercüme ediyor, açıklıyor, tarif ediyor ve tanımını yapıyor. Fakat hiçbiri; söylemin ne zaman, niçin, nerede ve ne amaçla söylendiğini anlatmıyor, sorgulamıyor! Söylem slogan; siyasi mi, askeri mi, milli mi, dini mi yoksa bir başka şey mi? açıklanmıyor.

Anlattıkları herkesin bildiği Atatürk’ün kahramanlıkları, Başkomutan olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğu, Türk Devleti’nin ulu önderi olduğu. Konuşmacı ya da görüş belirlenerek, genellikle birbirini doğrulayıp tasdik ediyor.

Açıklamaların hemen hemen hepsi, Atatürk’ün yaptıklarını anlatan ve öven söz ve söylemler… Açıklayıcıların birçoğu, zaten siyasetçi ve içlerinden pazarlıkçı, çıkarcı veya partililer…!

 

İyi peki de, partilerin birbirlerini suçlamaları ya da birbirlerine kızmaları neden?

 

İktidar partileri AKP ve MHP’nin karşılarına CHP’yi alarak slogan üzerinden halka bir mesaj vermek istedikleri ve 2 karşıt görüş veya duruşun olduğu ortada.

Fakat kimilerin, neden rahatsız oldukları ve ne demek istedikleri muallakta. Konu açık seçik bir türlü anlatılmıyor ve ağızlarda dolandırılıyor.

Örneğin;

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanı şu anda kim?.. diye, bir soru sormak isteseler de, soramıyorlar.

Yani şu andaki Başkomutanlık görevi,

Recep Tayyip Erdoğan’da deseler, kimler, neden sorun yapıyor?

Teğmenlerin, ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’’ deyip de, ‘’Recep Tayyip Erdoğan’ın Askerleriyiz’’ demedikleri mi sorun oluyor..? Yoksa ne?

Kısacası bunların konuşulması, sorulması bile sözünden, başlıyorlar demokratiklikten, çağdaşlıktan, uygarlıktan, söz ve ifade özgürlüğünden bahsedilmeye..

Sorsanıza...

Eğer slogan soyutsa, rahatsız ediciyse somutlaştırsanıza..!

‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’’ demek elbette kolay.

-Peki, Bahsedilen Mustafa Kemal, hangisi..?

Dumlupınar’da Başkomutanlık yapan, ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’ diyen, İzmir’de Yunan’ı denize döken Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk mü?

Yoksa;

CHP'nin kurucusu ve partili, Mustafa Kemal mi?

Önce bunlara açıklık getirilmesi lazım değil mi?

 

Özet olarak;

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; 19 Mayıs 1919’da başlayan Kurtuluş Savaşı’nda Türk Askeri’ne Başkomutanlık yapmış bir ASKERİ yönü ve kimliği var. Bu konudaki başarısını ve dehasını tüm dünya da biliyor.

Ayrıca, bir de bu askeri kimliğinin yanısıra; 9 Eylül 1923’te kurduğu bir CHP ve 10 Kasım 1938'de vefat edene kadar Tek Parti ile ülkeyi yönettiği, partili bir SİYASİ kimliği var.

 

Durum böyleyken ve biliniyorken, günlerimizin Atatürkçülük kavgasıyla geçmesi ve Atatürk’ün istismar edilmesi gerçekten çok düşündürücü ve çok üzücü.

 

Bunun çözümü, bence çok kolay!

Bu konuda en büyük görev, yine elbette CHP’ye düşüyor.

CHP’de Tüzük Kurultayı çalışması var. Bir çok yenilikler yapacağım diyordu... İşte şimdi tam da zamanı. Konu ele alınmalı ve masaya yatırılmalı.

Atatürk, tüm "Türklerin Atatürk’üdür" deyip, siyasetten uzak tutulmalı.

Atatürk, sadece CHP'nin mi?

Elbette hayır.

Öyleyse, Millet; sadece CHP Parti kimlikli bir Atatürk'ten bahsedilmesini istemiyor. CHP Parti kimlikli bir Atatürk, her vatandaşın Atatürk’ü olmuyor… olamıyor. Olsaydı, diğer partiler olmazdı. Kimi CHP’lilere göre, CHP’li olmayanlar Atatürk karşıtı olarak görülüyor ve hatta hurafeci oluyor. Gerici oluyor, yobaz oluyor. Karşı devrimci oluyor. Vs.. vs.

Bu durumda, esas mesele Atatürk'ün, Parti politikalarından ve siyasetin polemiklerinden uzak tutulmasını istiyor. Umarım CHP bu konuda Kurultayında rasyonel bir duruş ve düşünüşü, gündemine alır ve soruna bir açıklık getirir.

 

Kalın sağlıcakla, ‘’Millet’in Askerleriyiz’’ şiarıyla, sevgi ve dostlukla.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık