• 05 February 2018, Monday 18:51
Av. M. İlker Gürkan

Av. M. İlker Gürkan

“Gürkan oku o şiiri!”

Av. Mustafa İlker GÜRKAN

Heyt be Delikanlı!

Vallahi, yemin billah olsun sana

-Nasıl bildin de- bir destan gibi gittin

                                               Ölüme …

Harem’in sahillerinde

Rumeli hisarında,

Robert Kolej’in tepelerinde,

Üniversitede, Ortabahçe’de

İllaki Gazi Kemal’in ayakları dibinde

Söylerdin …

Ve yanındaki Genç insanların

Heykelleri cana gelse de 

Nasıl Okurdun … Yineleseler Bu şiiri …

Ulan Delikanlı

            Nasıl Gördün, Bildin de bu günleri

            Bir Destan gibi gittin ölüme?...

 

Değerli Arkadaşlarım,

Samsun - Ankara yürüyüşünde, ‘Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü’nde, Çorum çıkışında konaklamıştık.. Hava çok soğuktu.. Öyle ki; yürüyüşcü arkadaşlar kahvedeki sobanın başında toplanmışlardı … Daha doğrusu birbirlerinin üstüne yığılmışlardı soğuktan … Arkadaşlarımız daha da sıkışmasınlar diye Deniz ile ben “Otobüse gidip uyuyalım” dedik.. Gittik de..  Ama 15 - 20 dakika ya da yarım saat geçmişti ki, soğuktan donacaktık.. Deniz “Battaniyelerin altında donup gideceğiz. Gel şu battaniyelerin altında birbirimize sarılıp uyumaya çalışalım” dedi.. Öyle de yaptık …  5 - 10 dakika sonra Deniz; “Oku o şiiri” dedi.. En sevdiği şiirdi.. Bu “Oku o şiiri “ isteğini, biri Cağaloğlu olaylarında, Hürriyet gazetesinden biraz geride, karşımızda Toplum Polisi Barikatı varken; biri de “Commer’in karşılaması”ndan sonra Beşiktaş Toplum Polisi Merkezinde içeri alındığımızda, toplam 3 kere istemişti benden …

Deniz bu şiiri öylesine güzel okurdu ki; kendisi istemeden O’nun yanında hiç okumadım ..

 

Okuyorum!....

 

Delikanlım!.

İyi bak yıldızlara,

onları belki bir daha göremezsin.

Belki bir daha

yıldızların ışığında

kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..

Delikanlım!.

Senin kafanın içi

yıldızlı karanlıklar

kadar

güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.

Yıldızlar ve senin kafan

kâinatın en mükemmel şeyidir.

Delikanlım!.

Sen ki, ya bir köşe başında

kan sızarak kaşından

gebereceksin,

ya da bir darağacında can vereceksin.

İyi bak yıldızlara

onları göremezsin belki bir daha…

Nazım Hikmet

 

DÜŞMAN

Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,

akar suyun

meyve çağında ağacın,

serpilip gelişen hayatın düşmanı.

Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:

-çürüyen diş, dökülen et-,

bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,

Ve elbette ki sevgilim elbet,

dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,

dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla

bu güzelim memlekette hürriyet.

Bursa’da havlucu Recebe,

Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,

fakir köylü Hatçe kadına,

ırgat Süleymana düşman,

sana düşman, bana düşman,

düşünen insana düşman,

vatan ki bu insanların evidir,

sevgilim, onlar vatana düşman...

Nazım Hikmet RAN


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık