Av. M. İlker Gürkan

Mustafa İlker GÜRKAN / Avukat


Türkiyemiz ve Yemen tarafından hazırlanarak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna sunulan ve BM üye bütün devletlere “Kudüs’te diplomatik misyon kurmaktan kaçınma” çağrısı yapan karar tasarısının, BM Genel Kurulu’nda 128 oyla kabul edilmesi, bağlayıcılığı olmayan ve fakat BM tarihinde bir ilk olarak çok önemli boyutları olan ve “kelebek etkisine” sahip olacak bir karardır.

 

ABD’nin başını çektiği Emperyalizm ve İsrail Siyonizmi, Dünya halkları nezdinde açık ve ağır bir biçimde İnsanlık tarafından reddedilmişlerdir. İnsanlığın vicdanı ve hakkaniyet duyguları ayaktadır. Öyle ki; Trump’ın bütün tehditlerine rağmen boyun eğmemiştir. Bu birincisi…

 

İkincisi: İnsanlık, Dünyamızda artık “Patron Devlet” istemiyor.. ABD - AB’nin yanı sıra bu olgu; Rusya ve Çin gibi dünyanın diğer süper güçlerine de esaslı bir ders olmuştur.

 

Üçüncüsü: Tasarıya ABD ve İsrail’le birlikte bu karar tasarısına karşı çıkan ülkelerin çoğunun adı ve haritadaki yeri dahi bilinmemektedir. (Guatemala, Honduras, Togo, Micronezya, Nauru, Palau ve Marshall Adaları.) Ve 35 Ülke (ki içlerinde Avrupa’nın başlıca Ülkeleri de vardır) çekimser kalmıştır.

 

Dördüncüsü; Bu oylamanın daha birçok sonuçları ve etkileri, örneğin; ABD Kamuoyu üzerinde sağlıklı bir uyarıcı manyetik şok etkisi yapması gibi, söylenebilir. Ama asıl olarak: ABD ve Yahudi kökenli Sermaye İmparatorlukları ciddi bir yol ayırımına gelmişlerdir. İnsanlığı çok ciddi risklere sürükleyebilirler. Tekelci Sermaye -üstelik dinsel bir fundemantalizm postu içindeyken- olağanüstü aşırılıklar yapabilir. Dünya halkları ve devletleri; ABD ve İsrail kamuoyuna karşı; direnişin büyük yasasını hiç akıllarından çıkarmadan davranmalıdırlar:

HAKLI OLMAK YETMEZ HAKLI KALMAK GEREKİR!..

 

Bu büyük başarıdan “kimse”, hesabına pay çıkarmaya çalışmamak gerekir.. Herkes “eşittir”.. Tasarıyı hazırlayan ve BM sunan Türkiye ve Yemen bu öncülükleri nedeniyle “eşitler arasında birinci”dirler.

 

Olabildiği kadar dinsel ya da bir başka türlü hamasetten uzak bir dil’le, ama mutlaka evrensel-hümanist bir üslupla ABD ve İsrail’in “cephe gerisindeki” geniş yığınlara ve kamuoyuna yönelmek gerekir.

 

Dilerim ki; hep tanık olduğumuz gibi bir takım “dinsel illegal guruplar” bu “insanlık barikatını” zayıf düşürecek ya da yıkıma uğratacak mantıksızlıklar yapmazlar.. Mossad ve CIA çoktan kolları sıvamıştır bile …

 

Saygılarım ve sevgilerimle …