- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 May 2018, Friday 19:24
- 3248 kez okundu
Av. Mustafa İlker GÜRKAN
Muhteşem İstanbul surlarını görmüşsünüzdür… Mısırın Ünlü Piramitlerini, Çin Seddini görmeseniz bile resimleri ve haklarında anlatılanlar insanda hayranlık verici duygu ve düşüncelerin uyanmasına yol açar. Projeleri usta insanların akıllarının, bilgilerinin ve becerilerinin eseridir…
Ama biliyoruz ki; arkasında insan azmine ve emeğine duyulan sınırsız bir güvenin tayin edici etkisi rol oynamıştır.
Her bir “SUR Duvarı”, her bir “PİRAMİT”, Sed’din her bir KULESİ… Bir işçinin bir temele bir tek taş döşemesiyle başlamıştır.. Bugün bütün büyük gökdelenler de böyle, devasa makinaların, gemilerin, uçakların çeliği için bir küçük demir oksit’in cevher kütlesinden sökülmesi için bir işçinin kazma sallaması… en uzun yolculuklar birinci adımla… Bin kilometrelerce yol 70 cm’lik bir adımla başlar…
Uğruna nice “fedayı” göze aldığımız “Bağımsızlık ve Demokrasi” davası bizden “feda” olmamızı beklemiyor da, istemiyor da… Küçük küçük gayretlerle yurttaşlarımızı makul ve mantıklı argümanlarımızla ikna etmemizi bekliyor… Suçlamadan, ötekileştirmeden, öfkeyle değil sevgiyle, “kafasına sokmayı” değil ikna etmeyi bekliyor… Bir kişiyi, iki, hadi bilemediniz üç kişiyi ikna etmek… Sabırla, bilgiyle, emekle ve erdemle ikna etmek… Herkesten beklenebilecek bir çabadır… Öncelikle de herkesin görev bilmesi gereken bir çaba…
“Bağımsızlık ve Demokrasi Davamızın” en büyük gücü, haklı olmasıdır..
Haklı olmasıdır ki; ikna olmuş bireyleri, toplulukları, kitleleri toplumsal mücadelenin maddi gücü haline getirir… O nedenle kimseden kahramanlık, büyük etkiler yaratacak eylemler v.b. beklemiyoruz, istemiyoruz da… An gelir mütevazi bir direniş, olduğun yerde sadece “hayır” demek en büyük kahramanlık olur.
Doğru, iyi, güzel şeyler yapmaya, yalnızca önermeye, tavsiye etmeye değil, onları temsil de etmeye, bir yaşam biçimi olarak seçmeye ve uğrayacağımız bütün haksızlıklara karşı azimle karşı koymaya, ama asıl olarak sabretmeye ve yolumuza / inandıklarımıza devam etmeye…. Kararlı olmalıyız
En direngen kaleler, temeline bir kazma vurmak ya da bir taş koymakla başlar kurulmaya …
Saygılarım ve sevgilerimle …
-
11.09.2021 KULLANILMAMASI GEREKEN “TANIMLAYICI KAVRAMLAR – SIFATLAR” (Tartışılmak üzere bir tez-öneri)
-
16.07.2018 Yargının ilk ve süregen görevi, ‘Yargıya Güven’i korumaktır
-
19.06.2018 ‘Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinin vatanı Anadolu’dur, “Körfez” değil!
-
25.04.2018 Ne ile karşı karşıyayız … Çıkış yolu,her yurtsever kişi için; “Akıl” ve “Feda” taşlarıyla döşenmiştir …
-
17.04.2018 ABD ... Vietnam’dan beter bir bataklığa doğru …
-
11.04.2018 Milas’a layık bir Belediyecilik Anlayışı
-
21.03.2018 Atatürk hakkında ‘duyulmamış anılar’ …
-
13.03.2018 “Kimlik” çok sayıda olabilir mi?
-
27.02.2018 Türk Ulusu ‘Savunma’yı savunacaktır!
-
05.02.2018 “Gürkan oku o şiiri!”
-
17.01.2018 Cehaletin tahsilini yapanlar
-
26.12.2017 Kudüs sorununda; Evrensel ve Hümanist İnsanlık kazanmıştır … Dinsel ya da Bölgesel bir güç değil!...
-
15.11.2017 Uluslararası Anlaşmalar ve Terörizm
-
25.10.2017 Üretmek değil ‘Değer Üretmek’ Temel İnsan faaliyetidir
-
09.10.2017 Talabani’nin ölümü
-
05.09.2016 Sınırlamanın Sınırlandırılmasında; Ölçülülük
-
02.09.2016 Hak ve özgürlükleri sınırlandırmanın sınırlandırılması
-
29.06.2016 ‘Yeni Sınıf’ teorileri, Yeni ‘yabancılaşma’nın temelleridir
-
21.06.2016 “Yol haritasında Pusula”
-
12.04.2016 Masaya ‘Amerikan Bayrağı’ dikmek
-
21.03.2016 “Çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak”
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.