• 16 May 2016, Monday 19:55
Prof. Dr. Ayhan Çıkın

Prof. Dr. Ayhan Çıkın

Anam

Prof. Dr. Ayhan ÇIKIN

Köyüm bir dağ köyüydü.

Batı Torosların Menteşe yöresinde irili ufaklı pek çok dağ vardır.

Çamlarla örtülü, maki çalılıklarının aralarında çoğu keçi koyun besleyen göçmen yörüklerinin gelip yerleştiği, kuş uçmaz kervan geçmez dağ koyaklarında kadınların işi zordur.

Anam da bu kadınlardan biri.

Babam köy yapıcı ustası.

Yöre köylerinde 600’den fazla ev yaptığını söylemişti bir gün bana.

Onu sonraya bırakacağım. Ama o iş için bazen aylarca kaybolur, anladığım kadarı ile her gelişinde annemin karnına bir bebek sipariş eder gidermiş.

Ben de kazaya uğramış bebekler dışında, beş çocuklu ailenin dördüncü çocuğuyum.

Çocukluğum öyle varlıklı bir ortamda geçmedi.

Henüz küçük yaşlarda aile ekonomisine katkıda bulunabilecek her işe koşturmak görevimizdi. Bir gün annem bir söz söyledi.

Dedi ki:

-“Aslında ben seni doğurmamak için her şeyi yaptım. O kadar çocuk düşürdüm, ama sen düşmedin. Doğduktan sonra seni çocuğu olmayan bir akraba aileye verdik. Ama sen büyürken onların bir çocuğu, arkasından bir çocukları daha oldu. Sen bize kaldın.”

Sanırım bu sözler beni çok etkiledi ve ömür boyunca annemle aramda tam anlayamadığım bir mesafe oluşturdu.

Doğru dürüst okumuş insanı olmayan köyümden 11 yaşlarında arkama bakmadan ayrıldım, okumaya gittim.

Köyde ilk üniversite bitiren kişi benim.

İlk akademik düzeyde en yüksek kariyer sahibi olan da benim (Bu özelliğim halâ sürüyor). Kısaca, köyümü bir daha arkama bakmamacasına terk ettim.

Ama sanırım annem beni kırdığını hiç fark etmedi. Ben de ona fark ettirmemek için elimden geleni yaptım.

Her köye gidişimde beni büyük yaslarla (Köy kadınlarında sevinçte de, acıda da yas etme eylemi yaygındır) karşılar ve uğurlardı.

O kadar duygulu yas ederdi ki, halâ unutamam.

O, anladığım kadarı ile, en çok ortanca oğlunu severdi. Ya da ben öyle algılardım. Onunla en son karşılaştığımda şöyle demiştim:

-Anne !.. artık senin verdiğin kalbi kaybettim. Senden olan en değerli organım yok artık.

Ve çok üzüldüğünü anladım.

Göz yaşlarını sessizce akıttı.

Hiçbir şey söylemeden beni kucakladı.

Ona veda ettim.

Hastaneye döndüm.

Ne yazık ki, onu bir daha göremedim.

Benim kardiyo-biyopsi ve anjiyo olduğum bir günde o ebediyete kavuşmuş.

Cenazesinde bile bulunamadım.

O gece annemle ilgili çok ilginç rüyalar gördüm.

Kendime geldiğimde, eşime .

-“Anam bu gece öldü galiba” demişim.

Tabii onlar benden olayı saklamışlar.

Ben bir ay sonra tesadüfen öğrendim.

Ve içim öyle acıdı ki…

Anneme uzun yıllar soğuk davrandığıma pişman oldum.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık