- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 29 August 2016, Monday 19:19
- 4101 kez okundu
Prof. Dr. Ayhan ÇIKIN –
“Kooperatifçiliğin emeği örgütleme özü boşaltılarak, gerçek kooperatifçilik tehdit altına alınmıştır.”
Dünya kooperatif hareketi 21. Yüzyılın başlarında yeni bir gelişme yaşamakta. Bu gelişme çeşitli biçimlerde gözlemlenmektedir:
-Küçük tarımsal kooperatiflerin oluşturulması;
-Kısa devreli organizasyonların yapılması;
-Büyük tasarruf ve kredi kooperatiflerinin güçlendirilmesi;
-Tarım-gıda sektöründe çok büyük boyutlu kooperatif gruplaşmaları;
-Sigorta yardımlaşmalarında kooperatif birliklerin oluşması;
-Tüketici, konut, zanaat kooperatifçiliğinde yeni biçimlerin ortaya çıkması; vb..
Bu gelişmeler ve aşırı çeşitlilik, çağdaş kooperatif projesi üzerinde derin ve etkileyici bir yansıma yaratmaktadır.
Gerçekten de kooperatif hareket, tüm tarihi boyunca amacına ve değerlerine tutarlı olarak tanımlanmışsa da, onun kendi amaçlarına yönelik projelerini gerçekleştirmede, uygulama stratejileri belirlemede her zaman güçlüklerle karşılaşmıştır.
Uluslararası Kooperatifler Birliği tarafından alınmış kararlar, her zaman, ilkelerin ifadesini geliştiren referans değerleri ile uygulama sırasında gönüllülük veya zorunluluk şeklinde ortaya çıkan gelişmeler arasında çelişkiler yaratmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 193 nolu Tavsiye’sinde kooperatiflere biçilen rol, ülke ekonomisinin kalkınması olarak belirlenmişse de, pek çok ülkenin 1980’ler sonrasında benimsediği “Ekonomide Yeniden Yapılanma Programları”nda bu role yeterince değinildiğini söylemek mümkün değildir.
19. Yüzyıl başlarındaki kooperatif öncülerinin, sonraki 20. yüzyılın başlarında tüketici kooperatiflerinin tasarımladığı gibi, kooperatif ekonomi kapitalist ekonomiye bir seçenek olamaz mı?
Bugün her kooperatifin, her federasyonun (tarımsal kooperatifler, emek kooperatifleri, tasarruf ve kredi kooperatifleri, konut kooperatifleri, tüketim kooperatifleri, vb..) kendisine özgü bir kooperatif hareket stratejisi bulunduğundan söz edilebilir.
Bir kooperatif referans kuramının ve stratejisinin yokluğunda, liberal anlayış, bir fetih kapitalizmi anlayışı çerçevesinde, onları değersizleştirme ve yok sayma anlayışını topluma aşılamaya yönelmiştir.
Hatta kapitalizm, kendi doğasından kaynaklanan sorunları aşmada kooperatif iş modelini kendi iş mekanizması içine alma girişimlerini de başlatmıştır… Böylece kooperatifçiliğin emeği örgütleme özü boşaltılarak, gerçek kooperatifçilik tehdit altına alınmıştır.
Bu saptama şöyle açıklanabilir:
ACI’nın yedi ilkesini uygulamaya aktarmak pek kolay değilse de, bu yedi ilkeden 6’ncısını, yani “Kooperatiflerarası İşbirliği İlkesi”ni hayata geçirmek, hele uluslararası düzeyde, neredeyse imkansız gibidir. Bu ilke, kooperatif harekette genellikle kabul edilen, ama uygulamada gerekli büyüklüğe ulaşamamış eski bir sorundur.
Bugün, ithal liberal politikalarla yönetilen ekonomilerde, aynı sektördeki kooperatiflerin işbirliğini düzenlemek, diğer sektörlerde çalışan kooperatiflerle yapacakları işbirliğini düzenlemekten daha zor olduğu gözlemlenmektedir.
Rekabet, yoğunlaşma, girişimler arasındaki birleşmeler, vb.. bu konuda aşılmaz güçlükler yaratmaktadır. Böyle bir ekonomi ortamında kooperatif hareketin gerçekliği salt iş ile sınırlı gibi görünüyor. Çalışmalar, güvenlik, pazarlama, ortakların/üyelerin katılımı, işletme yönetimi, vb.. kooperatif idaresinin üstünde yoğunlaşıyor.
Gelişmiş ülkelerde bu sorunların önemli bir kısmını kooperatif üst birlikleri yerine getirebilse de, ülkemizde pekçok sorunu birim kooperatifler üstlenmek zorundadır.
Kapitalizmin iki sorun seti üzerinden kooperatifleri etkilemeye çalıştığı söylenebilir:
1.İlk sorun seti kooperatif hareket ile ilgilidir:
Kooperatif hareketi kötüleştirerek marjinalleştirmek. Kapitalistler, kooperatif hareketin yaratıcı dürtüsünü ve kolektif özgürleştirme amacını ortadan kaldırtmak için özel ekonomi politikaları uygularlar. Örneğin ülkemizde bir kooperatif işletme, yaptığı ekonomik işlemlerin tüm belgelerini kayıt altına almak zorundadır. Buna karşılık kooperatif dışı işletmelerde kayıtdışılık ülkede oldukça yaygındır. Bu olgu, rekabet koşullarının kooperatifler aleyhine oluşmasına neden olmaktadır.
2.Problemlerin ikinci seti daha da temeldir:
İster sosyo-ekonomik açıdan olsun, isterse ekolojik bakış açısından olsun dünya, sorunların çözümü için kapitalizmin önerdiği cevaplardan daha farklı bir cevaba ihtiyaç duymaktadır.
Bugünkü kooperatif hareketin ortaya koyduğu proje, problemin ne olduğunu ve kapitalist ekonomi ile bu projenin çalıştırılmasındaki bağlarının nasıl olacağını bilmektir? Bu soruyu yanıtlamak için kooperatif hareket, kapitalizmin kendi analiz tasarımından yararlanabilecek midir? Ya da yeni bir “analiz tasarımı” katkısı yapabilecek midir?
Kooperatifçi selamlarımla.
(Urla, Ağustos 2016)
-
20.02.2017 Çiftçiyi küresel pazarla birleştirmek, kooperatif ile mümkün
-
07.02.2017 Yalnız Ev
-
26.07.2016 Tarımsal kooperatifçilik manifestosu
-
06.06.2016 Üye mi, ortak mı? Ya da Kooperatif yapı üzerine ...
-
30.05.2016 Çiftçinin sorunları ve …
-
16.05.2016 Anam
-
09.05.2016 Denklemin ve çözümün önemli bir parçası: Kooperatifler
-
01.05.2016 Eğitim Kooperatifçiliği açısından Kooperatifçilik ilkeleri *
-
25.04.2016 Yine bölüşüm üzerine …
-
18.04.2016 Tarımı sömüren, çiftçiyi yoksullaştıran ekonomi politikaları
-
09.04.2016 Milas için bir Yerel Kalkınma Stratejisi Taslağı
-
04.04.2016 “Yeni bir Kooperatif Çağı”
-
28.03.2016 Kooperatif kurmak / 2
-
21.03.2016 Kooperatif kurmak * / 1
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.