Ferhan Yedilioğlu

Ne kadar çok duyuyoruz bugünlerde bu cümleyi. Keşke bu cümle hayatımıza hiç girmese idi. Genel olarak bu dünyaya gelme amacımıza baktığımızda; kendimizi geliştirir iken, bir yandan da neslimizin devamını sağlamak olduğunu fark ederiz. Hep diyoruz ya, temiz bir dünya bırakalım çocuklarımıza… Artık bu düşünce ne yazık ki önemini kaybetti. Biz temiz bir dünya bırakalım der iken, o dünyayı kullanacak olan yeni neslimizi kirletmeye başladık. Biz aslında bu dünyaya; ayakları üzerinde durabilen, özgüvenini çalmadığımız temiz, saf çocuklar bırakmayı amaç edinmeliyiz kendimize.

Şiddet günümüzde o kadar çok arttı ki; şiddetin hiçbir şeklini kabul edemez iken çocuklara yapılan bu işkenceleri hiç mi hiç kabul edemiyorum.Çocuk istismarı; çocuğun fiziksel yapısını, psikolojik yapısını bozmak demektir. Çocukistismarı, bir çocuğa yetişkin tarafından yapılan fiziksel, psikolojik, cinselsaldırıdır. Burda, cümle içinde kullandığım ‘yetişkin’ kelimesi beni rahatsız etmektedir. Yetişkin bir insanın bunu yapması kabul edilemez. Demek ki bir yerlerde bir hata var. Biz insan yetiştiremiyoruz. Zaten çocuğa yapılan istismarı düşününce, ben o varlığa insan hatta hayvan bile demeyi uygun bulmuyorum.

Çocuk demek; içtenlikdemek, hayatın rengi demek. Çocukdemek; masal demek, oyuncakdemek, geleceğimizdemek. İnsanı insan yapan duygularıdır. Duygularımızın en saf, temiz halidir çocuklarımız. Ben onlara yapılan istismarı anlamakta güçlük çekiyorum.

Çocuklarımızla konuşalım, onların söylediklerini ciddiye alalım, hayal gücü diyerek geçiştirmeyelim, onlara inanalım. Çocuklarımızı yetiştirir iken onları cinsiyetlerine göre ayrı haklarla yetiştirmeyelim. Kız çocuğunun her şeyini kısıtlar iken, erkek çocuğa tanınan yersiz hak ve özgürlükler yanlış insan yetiştirmemizi sağlamaktadır. Bizöncelikle kız- erkek değil, insan yetiştirdiğimizi unutmamalıyız. Bu dünyaya gelen her canlının yaşama özgürlüğü vardır. Özgürlük sınırsız değildir. Birinin özgürlüğü başkasının özgürlük sınırına dayandığında biter. Özgürlüğün kızı erkeği yoktur. Anne babalar olarak; kız kısmı ile başlayan cümleleri hafızalarımızdan öncelikle silmeliyiz. Bizim amacımız insan yetiştirmek olmalı.

Çocuklarımıza değer verdiğimizi gösterelim. Çocuklarımıza kimsenin onlara dokunamayacağını öğretelim. Herhangi bir durumda çocuk rahatlıkla sıkıntısını büyüklerine dile getirebilmelidir. İstenmeyen, kabul edilemez davranışa uğrayan çocuklarımız; bunun onların utanacağı bir durum olmadığını, karşı tarafın iğrençliği olduğunu bilmelidir. Çocuk sakın! susar demeyin. Çocuklarımıza susmayı değil ses çıkarmayı öğretmeliyiz. O canavarlar tertemiz çocuklarımızın üzerinden kirli ellerini çekmelidir. Bununiçinde, öncelikle bu noktaya gelmemek için, doğru insan yetiştirmeliyiz. Tabi ki her iyinin yanında bir kötü olduğunu da hatırlayıp bu acıları yaşamamak içinde cezalarımızı caydırıcı hale getirmeliyiz. Cezayı hak eden kişiler, yaşattığınınbedelini ödemeden ölmemeli bence…

Çocuklara yapılan adı ne olursa olsun hiçbir istismar bence kabul edilemez. Sadece cinsel yönden de değil; hayatları boyunca çeşitli istismarlara uğrayan küçücük hayatlar var aramızda. Kız olduğu için ayrı tutulan, dayakyiyen, ağır işlerde çalıştırılan, kaçırılan, ailesi tarafından satılan, dilendirilen, istenmeyen, evi barkı olmayıp sokaklarda yaşayan çocuklarımız vararamızda. Bazen tıkanıp kalıyorum. Kendi irademizle dünyaya getirdiğimiz çocuklarımıza nasıl böyle insan dışı davranabiliyoruz diye…

Ama biz öyle bir toplumuz ki; acıdakenetleniyoruz. O an aynı acıyı yaşıyoruz. Ya sonra… Sonra unutuyoruz. Peki, istismara uğrayan çocuk unutur mu? O çocuk eskisi gibi mutlu olabilir mi? gülebilirmi? Sorgusuz sualsiz insanlara güvenebilir mi? Ki artık güvenmesin de…

Hiçbir çocuk, adı ne olursa olsun hiçbir istismarla karşı karşıya kalmamalı. Bunun için bilinçlenmeliyiz. Doğru insan yetiştirmeli ve hak edenlere karşı caydırıcı cezalar koymalıyız yaşamımıza.

Bir çocuğun hayatı bizim en kıymetli hazinemiz olmalı... Yazımı bir çocuk şarkısının dizeleri ile bitirmek istiyorum; Bir dünya bırakın, bizçocuklara; ıslanmış olmasın gözyaşlarıyla… Sevgi ile kalın…