- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 24 April 2020, Friday 10:29
- 2359 kez okundu
Yok, maske bile dağıtılamıyormuş.
Yok devlet İban numarası vermiş, gönlünüzden ne kopuyorsa demiş…
Yok, sokağa çıkma yasağına uymayanlara şu kadar milyon ceza kesilmiş.
Akşamları hangi kanalı açsam corona. Kapatıyorum hemen. Okunacak nice kitap, yazılacak nice yazı var.
Yasaklılardan biri olarak yasak konulalı ben de hiç sokağa çıkmadım; ama bütün gün eve girdiğim de yok. Çünkü bugünler bağ bahçe işlerinin en yoğun olduğu günler. İçim dışım taze işlenmiş toprak kokusu.
İnsan, salgın yüzünden nohut oda, mercimek mutfaklarda korunmaya çalışanları milyonları düşününce, bir karış toprağın değerini çok daha iyi anlıyor.
Sabahleyin çok sevdiğim bir kardeşim, biraz da espriyle “Devlet geldi mi yaylaya?” diye sorunca ona; “Çok şükür, henüz gelmedi.” dedim.
Kastımız elbette devletin vadettiği maskeydi. Ama özünde devlet - kırsal yaşam ilişkilerinin eleştirisi de saklıydı.
Bizim köylümüz devletten çekinir, hatta korkar. Çünkü köylü, - devletin genlerinde her ne kadar cumhuriyetle silkinmeye çalışsa da;
“Şalvarı şaltak Osmanlı
Eğeri kaltak Osmanlı
Ekende yok, biçende yok
Yiyende ortak Osmanlı.”
olduğunu bilir.
Onlar, bir zamanların şalvarlı, poturlu ağalarının, günümüzde kravatlı beyler olarak sömürüye devam ettiklerini içtikleri su, yuttukları lokma kadar iyi bilirler.
Osmanlı köye ya asker ya da vergi toplamak için gelir; mütegallibe vasıtasıyla köylüyü ezerdi; günümüzde ise devlet, kalkınma masallarına sığınarak köylünün tarlasını tokadını istimlak edip birilerine peşkeş çekmenin, dağların ovaların delik deşik edilmesine, sulara gem vurulmasına çanak tutmanın aracı.
Bu ülkede Cumhuriyetin ilk kuşağının bin bir emek kurduğu okullarını kapatan zihniyeti köylü niye sevsin?
Köylü, “Söyleyin padişaha bir daha benim zürriyetime güvenerek oraya buraya savaş açmasın.” sözünün anlamını yitirmediğinin farkında değil mi sanıyorsunuz?
Hal böyle olunca köylünün devletten korkması doğal değil mi?
Bence Veysel'in,
“Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır”
dizelerini bir kere de bu açıdan değerlendirmek gerek.
Bizim köylümüz, doğayla sevişmenin de güreşmenin de ustasıdır. Bu bir devlet öğretisi ya da kültürünün ürünü değil; bin yıllardan gelen sağlam gelenek ve göreneklerin ürünüdür. O, doğayı sevdiği oranda varlığını sürdürebileceğini iyi bilir. Dayanışma ustası ve kanaatkâr olmasının nedenlerini de burada aramak gerekir.
Köylünün bu günlerde "devlet"ten en küçük bir destek almasa bile var gücüyle ekimle, dikimle uğraşıyor olması; onların bin yıllar içinde oluşturdukları "her koşulda ayakta kalabilme" kültürünün bir sonucudur.
Doğa varsa varız. Bence doğa talanına dayalı bir geleceğimizin olamayacağı gerçeği, zihinlerimize temel corona bilgisi olarak kazınmalıdır.
Boş verin Trump’ın atıp tutmalarını. Merkel’in ince hesaplarına aldırmayın. Yoksula cimri, kendisine cömert liderlerinize de bakmayın. Her akşam TV’lerdeki duymanız gerektiği kadar ayarlanmış çetelelere de kulak asmayın siz. Yavaş yavaş köylerinize dönme planları yapın. Toprağın kokusunu yeniden keşfedin. Göreceksiniz, doğa size yaşamanız için gerekli her şeyi cömertçe verecektir.
-
04.08.2020 EĞER YUNAN GALİP GELSEYDİ!
-
19.05.2020 İŞGAL GÜNLERİNDE DARBE SÖYLENTİLERİ
-
05.05.2020 HANGİ ÖZGÜRLÜK?
-
13.04.2020 ERGUVANLAR HEP ÇİÇEK AÇAR
-
07.04.2020 BÜLBÜLLERİ DİNLERKEN
-
30.03.2020 HAYAT DÜNYAYA SIĞAR
-
29.02.2020 UZLAŞI OLMADAN ASLA
-
08.02.2020 ŞAPA DÜŞMEK Mİ, ŞAPA OTURMAK MI?
-
09.08.2019 ÇEVİR KAZI YANMASIN
-
26.03.2019 İZMİR'DE BİR SABAH
-
21.03.2019 SORMADAN EDEMİYORUM
-
14.03.2019 AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN
-
13.02.2019 ÖYLE ÇEKİP GİTMEK YOK; AMA...
-
05.02.2019 SEFERİHİSAR’DAN İZMİR’E: TUNÇ SOYER
-
11.01.2019 HACIYATMAZLAR
-
08.01.2019 CEREN
-
03.01.2019 MÜSVEDDE
-
14.12.2018 GOMONİST KANAL NE DEYO?
-
13.12.2018 DOĞA HAKLARI
-
26.11.2018 YEREL BASIN VE DEMOKRASİ
-
20.11.2018 BİR YAĞDI, PİR YAĞDI
-
19.11.2018 DR. OSMAN GÜRÜN BAŞARISIZ MI?
-
07.11.2018 MİLAS, MİLAS
-
30.09.2016 Düğün ve ölüm
-
16.08.2016 Bodrum Karaova Bağbozumu Günleri
-
12.08.2016 İlkeli olmak
-
05.08.2016 Hangi darbe?
-
23.07.2016 Darbe Yazıları
-
15.07.2016 Yeni bir güne başlarken
-
01.07.2016 Türkiye Kent Konseyleri Platformu’nun 19. Genel Kurulu yapıldı
-
18.06.2016 ‘Zeytin Adam’ı anarken …
-
17.06.2016 Eskişehir İzlenimleri / 2 - Bir Kent ve Bir İnsan
-
16.06.2016 Eskişehir İzlenimleri / 1 - Eskişehir bir Turizm Kenti midir?
-
03.06.2016 Yargı: Saygınlık ve Güvenilirlik?
-
26.05.2016 Binbaşı Kıvanç
-
20.05.2016 İşgal günlerinden geçerken
-
06.05.2016 Dünya Basın Özgürlüğü Günü 2016
-
01.05.2016 İsmail Kahraman ne demek istiyor?
-
15.04.2016 Vandallık ve Barbarlık Çağı
-
08.04.2016 Asla umutsuz olmam
-
01.04.2016 Bodrum’a yazık oluyor!
-
26.03.2016 Ayrık Out
-
18.03.2016 Taziye
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.